Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’nın Kamen-Methler kentinden Türkiye’ye izne giderken 5 Temmuz 2009’da Sırbistan’ın Viranje kenti yakınlarında iki kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına karışan Murat Kaya, 31 ay Sırbistan’da tutuklu kaldıktan sonra, kalan cezasını çekmek üzere 6 Şubat 2012’de Almanya’ya iade edildi.
Ancak 10 gün içinde tam üç tutukevi değiştiren Murat Kaya’nın şu anda nerede olduğunu ailesi bile bilmiyor. Alman vatandaşı Murat Kaya, eşi Güllü’ye yazdığı son mektubunda ağır cezaevi koşullarından şikayet ederek, “Sırbistan Almanya’nın yanında beş yıldızlı otel gibiydi” diye sesleniyor. Kaya’yı 4.5 yıl hapse mahkum eden Sırbistan, cezanın m kalan kısmını Almanya’da çekmesi için Kaya’yı iade etmişti.
Almanya’ya iadesi için çok uğraş verdiklerini ama bu duruma sevinemediklerini belirten Kaya’nın eşi Güllü Kaya şöyle konuştu:
Sesine hasret kaldık
“Biz de tam Murat’a kavuşacağız diye sevinirken, şimdi sesine bile hasret kaldık. Önceki gün (14 Şubat 2012) son olarak kaldığını bildiğimiz Gorbach hapishanesini aradım. Bana hiç bir bilgi vermedikleri gibi, bir de azarladılar. Tavır çok çirkin. 31 aydır çektiğimiz bu çile ne zaman son bulacak.”
Ailenin kadim dostu Şahin Güneş de arkadaşının durumuna üzüntüsünü, “Murat 6 Şubat’ta Münih’e getirildi. Oradan başka bir cezaevine daha sonra da Gorbach kasabasındaki tutuk evine nakledilmiş. Oradan da 16 Şubat’ta Münster’e getirileceğini duyduk. Ancak ayrıntılı bilgi alamıyoruz. Almanya Sırbistan’ı aratır oldu. Ne yapacağımızı şaşırdık” sözleriyle dile getirdi.
Ne bitmez çileymiş
Murat Kaya eşine yazdığı iki mektupta Almanya’ya nakledildikten sonra yaşadıklarını anlattı. İkinci mektup 14 Şubat Sevgililer Günü’nde eşi Güllü Kaya’ya ulaştı. Murat Kaya bu mektubunda şöyle yazıyor:
“23 saat kapalı kapılar ardındayım. Odalar 2 x 4 metre. Tuvaletler açık ve bir perde ile ayrılıyor. Soruyorum bu nasıl Avrupa, nasıl bir insan hakları, nasıl bir Almanya. Sırbistan buraya göre 5 yıldızlı otel gibiydi.” Bu satırları okuyan eşi Güllü Kaya gözyaşları içinde: “Bu ne bitmez çileymiş, yeter artık” dedi.