Güncelleme Tarihi:
‘ZAMAN YARDIM ETME ZAMANI’
Hafta başında Alman Devlet Televizyonu ARD’de yayınlanan ‘Hart aber fair’ (Sert ama adil) açık oturumunu izledim. “Suriye ve Türkiye’de deprem. Nasıl yardım edebiliriz?” başlıklı programın katılımcıları Rango Yogeshwar (Lüksemburg kökenli gazeteci), Serap Güler (Almanya doğumlu Türkiye kökenli CDU Federal Meclis milletvekili), Falah Elias (Suriye kökenli radyo ve televizyon muhabiri), Gerd Friedsam (Alman Teknik Yardım Kurumu (THW) yöneticisi) idi. Depreme Diyarbakır’da yakalanan Sol Parti Eş Başkanı Janine Wissler Ankara’dan, Federal Beslenme ve Tarım Bakanı Cem Özdemir de Berlin’den video konferans yöntemiyle katıldılar açık oturuma.
Yeni yıldan beri ‘hart aber fair’ başlıklı açık oturumu yöneten genç moderatör Louis Klamroth, sıra Cem Özdemir’e geldiğinde, depremden nasıl haberdar olduğunu sordu.
Herkes gibi televizyon, radyo haberlerinden duyduğunu, daha sonra deprem bölgesinde yaşayan tanıdıklarından ve dostlarından gelişmeler hakkında bilgi aldığını söyledi Bakan Özdemir.
Ve elinden gelen herkesin yardıma koşmasının iyi olduğunu vurgularken, “Zaman yardım etme zamanıdır. Hem de çok çabuk” dedi.
Cem Özdemir sözlerini bitirir bitirmez sunucudan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan derhal uluslararası yardım ricasında bulundu. Böyle bir durumda bu birçok ülke için çok normal. Ama Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanı için de bu normal mi?” sorusu geldi.
‘ÇAMUR AT İZİ KALSIN’
Programda, Suriye’deki deprem bölgesinde yardım çalışmalarına katılan F.B. isimli Alman bir kadınla söyleşi yapıldı.
F.B., deprem yaşanan günün akşamı geç saatlerde Türkiye’ye ait uçakların hava saldırısında bulunduğunu ileri sürdü.
Önce kendisi yaşamış, kendisi görmüş gibi anlatıp, sonra aldığı bu haberi o bölgedekilere doğrulattığını söyledi.
Yani bir yerde “çamur at izi kalsın” davranışı sergiledi.
Nitekim onun bu sözlerini ciddiye alıp haber yapan Alman gazeteleri oldu.
Bazı Alman gazeteleri aynı bölgeye Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın emriyle bomba yağdırıldığına yer verdi.
Somut hiçbir veri ve bulgu olmadığı halde Almanya’da özgür basın, basın özgürlüğü kalkanının ardına sığınıp yalan yanlış haberler yayınladı.
Bu yazıları okuyan ve ARD ile ZDF’in programlarını izleyen birçok okuyucu telefon etti.
“Yüz binlerce Türk’ün ve Türkiye kökenli insanın ödediği harçlarla Alman Devlet Televizyonları bile bile Türkiye düşmanlığı yapıyor” diyerek serzenişte bulundular.
“Gel de isyan etme!” dediler.
Evet...
Gerçekten gel de isyan etme!