Güncelleme Tarihi:
Suikast eylemine katıldığı iddia edilen R.D. ile terör örgütü Hizbullah adına faaliyetlerde bulunan F.F.K. ile M.D.'yle ilgili Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi gerek?eli kararını a?ıkladı. Kararda, Gaffar Okkan suikastine katılmakla su?lanan R.D.'nin bu suikast eylemine katıldığına ilişkin şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği belirtildi. Suat Çetin adlı örgüt mensubunun, gözaltı ifadesinde R.D.'nin suikaste katıldığına ilişkin verdiği ifadenin dışında herhangi bir delil bulunmadığı, Suat Çetin'in ise bu ifadesini daha sonra mahkeme huzurunda geri alarak, gördüğü baskı nedeniyle böyle bir ifade verdiğini söylediği, bu nedenle sanık R.D.'nin su?unun sadece 'örgüt üyeliği' kapsamında kalması nedeniyle 10 yıl hapisle cezalandırıldığı, Okkan suikasti yönünden ise bu su?un sabit görülmediği kaydedildi.
Gerek?eli kararda, sanık F.F.K.'nin ise Bismil İl?esi'nde Sadık Kortak adlı vatandaşı öldürdüğü mevcut delillere göre sabit olduğundan müebbet hapisle cezalandırıldığı, sanık M.D.'nin ise örgütsel faaliyetlerinden dolayı 6 yıl 3 ay hapse mahkum edildiğine yer verildi.
'HALKA SICAK GELEN KAVRAMLAR'
Gerek?eli kararda, yakalanan tetik?ilerin ifadelerinde kendilerini Allah'ın askerleri olarak gördükleri, stratejisindeki en belirgin özelliğinin yeterli sayı ve imkanı bulduğunda silahlı mücadeleye özel bir önem verdiği belirtildi. Kararda, Hizbullah'ın İslami terminolojide bulunan tebliğ (Propaganda), cemaat (Teşkilatlanma) ve Cihad (Silahlı savaş) gibi dinin yayılmasına ilişkin terminolojiyi benimseyerek, halka sıcak gelen bu kavramlarla taban kazanmayı ama?ladığı kaydedildi. ?rgütün, hedef se?tiği kitle ile bire bir ilgilenerek, ilk etapta dini i?erikli akıcı roman türü kitaplar okuttuğu, Hizbullah hakkında hi?bir bilgi vermediği, doğal bir seyir izleyerek insanlara Kur'an öğretiliyormuş, her şey Allah rızası i?in yapılıyormuş havası verilerek, örgüte kazandırılmak istenen şahsın belirli bir aşamaya geldikten sonra örgütün ideolojisinin yavaş yavaş vurgulanmaya ?alışıldığı belirtildi.
"?RG?T?N FAALİYETLERİ PKK'YA YARADI"
Gerek?eli kararda, terör örgütü Hizbullah'ın insanları kendi tuzağına ?ekişi de şöyle anlatıldı:
"Kişi, öncelikle kültür derslerine alınır, cami i?erisinde kü?ük sorumluluklar verilerek hareketleri tamamen kontrol altında tutulur. Cami sorumluları tarafından şahsın durumu tahlil edilir, güvenilir duruma gelmişse, cami sorumlu yardımcılığına getirilerek toplantılarda örgütün amacı vurgulanmaya başlanır. Şahıs tam güvenilir duruma gelmiş ise, camiden alınarak örgütün askeri kanadında tetik?i olarak görevlendirilir. Tebliğin amacı insanları örgüt saflarına ?ekmektir, inandırıcılık ?ok önemlidir. Ge?miş dönemde PKK terör örgütünün durumu tebliğ ?alışmalarını hızlandırıp örgüte gü? katmıştır. Cemaatleşme aşamasında, insanlar cihat aşamasına hazır olarak yetiştirilir, örgüt tamamen benimsetilir, gereken nitelikler kazandırılır, sorunları örgüt yolu ile giderilmeye ?alışılır. Her ne kadar örgüt, PKK'nın eylemlerine karşı kurulmuş ve bir?ok PKK sempatizanı veya militanını öldürmüş ise de, bu örgütün faaliyetleri en sonunda yine PKK terör örgütüne yaramıştır. Bölgedeki geleneksel ve devletle barışık dini yapıyı zedeleyerek kendine taban bulmak isterken, kendi tasfiye sürecinde yapmış olduğu bu faaliyet, uzun dönemde tahrip olan bu ilişkiler nedeniyle PKK'nın ideolojik taban kazanmasına hizmet etmiştir. ?rgüt liderlik ve strateji uygulamasında İlim ve Menzil olmak üzere iki önemli gruba ayrılmıştır. 1987'den itibaren de fikir ayrılıkları yaşanmıştır."
'VELİOĞLU'NUN İKTİDAR SAVAŞI'
Hizbullah'ın öldürülen lideri Hüseyin Velioğlu'nun, Menzil grubu lideri Fidan Güngör'ün öne ?ıkacağını ve ikinci planda kalacağını düşünerek inisiyatifi elinde tutmak i?in kendine ?ıkış yolu aradığı da belirtilen gerek?eli kararda, şöyle denildi:
"PKK'nın Hizbullahi gruplara karşı eylemlerini fırsat bilerek, ?areyi silahlı eylemlere başlamakta bulmuştur. İlim grubu, kendilerine engel olarak gördükleri PKK'ya karşı bir silahlı mücadele başlatmış, bu eylemleriyle aynı zamanda bölge insanını yanlarına ?ekip, bu insanlardan destek almayı ve tabanını genişletmeyi hesaplamıştır. PKK'nın varlığı ve yaygın eylemlerine ek olarak bölgedeki yoğun ?atışmalar halka zarar vermiş, bir ?oğunu canından bezdirmiştir. Bu durum Hizbullah'a katılımı, kadrolaşmayı, yapılanmayı ve örgütlenmeyi kolaylaştırıcı bir etken olmuştur. ?rgüt silahlı öncü kadrolar oluşturup az sayıda iyi eğitilmiş, öncü ve yetkin kadrolar, silahlı kişi ve gruplarla hazırlıksız yakalanan güvenlik gü?leri ile devleti gafil avlamayı ve halk ayaklanmasını başlatana kadar resmi kurum ve kuruluşlara karşı herhangi bir eylem yapmamayı, devletin yanında olduğu izlenimi vermeyi, bu arada devletin birimlerine sızarak ?alışma, işleyiş ve bi?imleri öğrenip, buralara yönelik ileride düzenlenecek eylemlerin provalarını yaparak mevcut rejimden yararlanmak istemiştir."
'MENZİL GRUBU DA HEDEF ALINDI'
?rgütün, Güneydoğu'da bir gü? oluşturma amacıyla silahlı mücadele safhasında kendisini göstererek, diğer grupların tabanlarına hakim olmayı hedeflediği belirtilen kararda, şu görüşlere yer verildi:
"Menzil grubu ise, kendilerinden daha gü?lü olan PKK'ya karşı eylemlere girişilmesinin, kendilerine büyük darbe vuracağını düşünerek silahlı mücadeleye ge?ilemeyeceğini savunmuştur. Menzil'in bu tavrı almasındaki en büyük etkenin, gruplarının henüz silahlı mücadeleyi ger?ekleştirecek halk tabanı, bilgi ve donanıma sahip olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca PKK'nın acımasız eylemlerinin halka zarar verdiği, bunun da Hizbullah'a katılımı hızlandıracağı, yapılanma ve kadrolaşmayı kolaylaştıracak bir etken olacağını düşünmüşlerdir. Kamuoyuna PKK ile sürdürdüğü ?atışmalarla adını duyuran İlimciler, yörede etkinliğini arttırıp tabanını genişletmek amacıyla diğer dini gruplara yönelik baskı ve şiddet eylemlerine yönelmiştir. Menzil grubuna yönelik sürdürdüğü baskıları ise 1993 yılından itibaren silahlı eylemlere dönüştürmüştür. Menzil prestij ve gü? kaybına neden olmuş, hatta faaliyetleri tamamen durmuştur. ?rgüt gözaltına alınan ve daha sonra serbest kalan militanlarını başka bölgelere gönderip, Mahkum evleri adı verilen yerlerde 7- 8 yıl boyunca dışarı ?ıkmadan gizlemiştir"
'CİNAYET SONRASI Ş?K?R NAMAZI'
?rgütün Şura üyelerinden İsa Altsoy'un Müslüman ülkelerdeki radikal İslami cemaat liderleri ile görüşmeler yaptığı, Avrupa'da örgütlenmeye ?alıştığı belirtilen kararda, şöyle devam edildi:
"Son dönemlerde örgütün tabanının ?ökmesi, maddi sıkıntılar i?ine girilmesi, militanların yakalanmamak amacıyla yurt dışına ka?ma girişiminde bulundukları tespit edilmiştir. Tetik?iler genellikle cesur, soğukkanlı, sır saklayabilen, aile ve yakın ?evresi cemaat i?erisinde olan, cemaatin tam anlamıyla güvenebileceği şahıslardan se?ilir. Tetik?i mertebesine gelmeden birka? safhadan ge?ilir. Bu safhalarda başarılı olduğu takdirde tetik?i olabilir. Eylemde silah kullanan kişidir. Cemaat mensupları tarafından örgüte tavsiye edilerek askeri kanat i?erisine alınırlar. Bir nevi referans gibidir. Eylem birimi, tetik?i, gözcü, koruma olmak üzere 3 kişiden oluşur. Koruma, tetik?inin silahının tutukluluk yaptığı esnada devreye girip hedef se?ilen kurbanı vurmakla görevlidir. Gözcü ise dışarıdan gelebilecek müdahaleye karşı uyanık olur, silahlıdır. Eylemler İslami ülkelerdeki uygulamalar göz önüne alınarak şekillendirilir. Bu şekilde eylem grubundaki insanların heyecan ve isteği arttırılır. Şahıs öldürülmeyecekse, ka? bı?ak darbesi veya satır vurulacağı, öldürülecekse ka? darbe ile, ka? mermi ile neresine ateş edileceği talimatlandırılır. Askeri kanattaki şahıslar yaptıkları her eylemden sonra şükür namazı kılarak kendilerini daha bağlayıcı hale getirirler. Eylemi Allah rızası i?in yaptıklarına inanırlar."
'MEZAR EVLER'
?rgütün ka?ıracağı kişinin önceden şifrelendiği, şahıs ka?ırıldığında not ile şifre yazılarak örgüte ulaştırıldığı ve gelen şifreli cevaba göre şahsın infaz edilip gömüldüğü belirtilen kararın sonu? bölümünde ise şöyle denildi:
"Ka?ırılan kişilerin sorgulanıp öldürülmeleri i?in sığınak oluşturmak amacıyla, inşaatı tamamlanmış amaca uygun bir ev alınarak uygun hale getirilir. Sığınak?ılar gözleri kapalı olarak getirilip götürülürler. Bu evlere deşifre olmamış, cemaati benimsemiş bir aile ev sahibi olarak yerleştirilir, tapusu ?ıkartılır. Mutaassıp bir aile görüntüsü verilir. Bu evlere önemli kişilerin sorgulanması ve cihada hazırlık olarak silah ve mühimmat depolaması yapılır. Yakalanıp poliste sorgusu yapılan Hizbullah terör örgütü mensuplarının, ideolojik ve siyasi nedenlerle yalan söylemeyi kural haline getirdikleri, sık sık ifade değiştirerek polis soruşturmasının seyrini etkilemek amacıyla zaman kazanma taktiği yürüttükleri gözlenmektedir. Teröristlerin bu konuda eğitim aldıkları tahmin edilmektedir. ?rneğin örgüt evinde yakalanan bir eleman, örgüt üyeliğini reddedip hırsızlık i?in evde bulunduğunu rahatlıkla ve ısrarla söyleyebilmektedir. Hizbullah, istihbarat faaliyetlerinde özellikle kü?ük ?ocukları kullanmaktadır."
'?RG?TLENME ŞEMASI İRAN İSTİHBARATI GİBİ'
Hizbullah'ın ?rgütlenme şemasının, İran İstihbarat servisine bağlı Pasdar (Devrim Muhafızları) ile büyük benzerlikler gösterdiğinin belirlendiği kaydedilen gerek?eli kararda şu saptamalara yer verildi:
"Hizbullah terör örgütüne ilişkin bilgilere, yakalanan militanların ifadelerinden ?ok, ele ge?irilen belge ve dokümanlardan yola ?ıkılarak ulaşmaya ?alışılmaktadır. Çünkü, yakalanan militanları sorguda konuşturmak olduk?a zor olmaktadır. Militanlar her türlü şiddete karşı diren? gösterebilecek şekilde eğitilmişlerdir. Asıl amacı terör yoluyla gücünü, etkinliğini gösterip propaganda yapmak olan Hizbullah'ın ger?ekleştirilen eylemleri üstlenmedikleri ve propagandasını yapmadıkları gözlenmektedir. İncelenen eylemlerin, gayet profesyonelce ger?ekleştirildiği görülmektedir. ?zellikle, şahıslara yönelik bireysel silahlı saldırılarda, son derece ustaca ?alışan tetik?iler kullanıldığı görülmektedir."