Güncelleme Tarihi:
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde düzenlenen söyleşiye katılarak öğrencilerin sorularını cevaplandıran Ünal Aysal, basında “Şampiyonluk Kupası'nın” nerede verileceğine ilişkin haberler yer aldığının hatırlatılması üzerine, Şampiyonluk Kupası'nın kurallara göre normal olarak en son maçın oynandığı sahada alındığını anımsattı.
Aysal, “Yani biz yenersek orada alırız, Fenerbahçe yenerse yine orada alır. Doğru, dün federasyondan böyle bir talep geldi. Yönetim Kurulu olarak biz bu konuda bir karar aldık. Bunu da ilk kez burada açıklıyorum. Biz kuralların tatbik edilmesini, yani Şampiyonluk Kupası'nın Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda verilmesini istiyoruz. Bunu da federasyona ilettik” dedi.
Terim'in cezasının ertelenmesi talebi
Ünal Aysal, bir başka soru üzerine şunları söyledi:
"Fatih Terim hocamız öfkesine yenik düştüğünü ve hakeme söylenmemesi gereken bir söz kullandığını itiraf etti. Bu bir disiplin konusu ve cezası var. Fakat biliyorsunuz Futbol Federasyonu bazı yönetmeliklerde değişiklikler yaptı. Bunlardan biri de 105. madde. Bu, cezaların ertelenebilmesine imkan tanıyor. Bu maddeden yararlanan kulüpler de oldu. Biz de Fatih Terim hocamız için erteleme talebinde bulunduk. Tahkim Kurulu'nun vereceği kararı bekliyoruz."
"Fenerbahçe'ye şansımız tutmuyor"
Ünal Aysal, futbolda şans faktörünün önemli olduğunu, hatta 'futbol şansı' diye özel bir formülün de bulunduğunu dile getirerek, “Son yıllarda Fenerbahçe'ye şansımızın tutmadığı da bir gerçek. Fakat şans her zaman bir tarafa çalışmaz. İnşallah önümüzdeki maçta bize çalışır” diye konuştu.
Başkan Aysal, Fenerbahçe karşısında en az bir beraberlik elde etmeleri durumunda, ikinci kez şampiyon olacaklarını savunarak, “Kupayı Asya'dan Avrupa'ya, Galatasaray Kulübü'nün merkezine götürmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe karşılaşmasının ardından meydana gelmesi muhtemel olaylara ilişkin bir soruya Aysal, “Biliyorsunuz, Galatasaray'ın stadındaki maç tertemiz geçmişti. Konuklarımızı Galatasaray'a yakışır şekilde ağırlamıştık. Fenerbahçe'nin stadında nasıl olur diye bir endişe taşımıyorum. Onlar da bizi en iyi şekilde ağırlayacaktır. Fenerbahçe de çok büyük bir kulüp. Bu yarışı dostça, kardeşçe sürdüreceğimize inanmak istiyorum, hatta inanıyorum” diye yanıt verdi.
Melo-Riera kavgası
Ünal Aysal, sarı-kırmızılı futbolculardan Melo ile Riera arasında yaşanan kavgaya ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Bu konuda Fatih Terim'in kararı, yönetimin kararıdır. Bunun mesuliyetini üstleniriz. Zaten Fatih Terim çok deneyimli bir teknik adam. Yönetimin düşüncesinin aksi yönünde karar almaz.
Futbol büyük güç ve enerji isteyen bir spor. Oyuncuların hepsi genç. Dolayısıyla zaman zaman bu enerji, böyle istenmeyen olaylara neden olabiliyor. Bunu tasvip etmiyoruz. Zaten cezalarını da verdik. Bizce artık bu konu kapanmıştır.”
Play-off sistemi transferleri geciktirdi
Ünal Aysal, bu sezon Süper Lig'de uygulanan play-off sisteminin, transferler konusunda da gecikmeye yol açtığını söyledi.
Prensip olarak maçlar devam ederken futbolcu transferi yapmaya karşı olduğunu, çünkü yeni alınacak oyuncuların halen kadroda yer alan bazı oyuncuların motivasyonunu olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Aysal, "Pazartesi gününden itibaren yeni transferlerimiz üçer, beşer ortaya çıkacak" açıklamasında bulundu.
Fenerbahçe'ye övgü
Ünal Aysal bir öğrencinin, "Nasıl oluyor da Fenerbahçe lisanslı ürün satışında, Galatasaray'dan daha başarılı olabiliyor?" şeklindeki sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Dostumuz Fenerbahçe geçtiğimiz 13 yılda çok iyi organize oldu, örgütlendi. Bunu takdir etmemiz lazım. Benim başkanlığım döneminde biz de yeniden organize olmaya başladık. En iyisini en modernini yapmaya çalışıyoruz. Ürün satışlarımızı merkez mağazalarımızdan yönlendirmeyi, diğer mağazalarımızı da bu işi yapmak isteyenlere devretmeyi öngörüyoruz. Birkaç yıl içinde Galatasaray da bu konuda çok daha iyi durumda olacaktır."
"Kuzeyli futbolcuları beğeniyorum"
Ünal Aysal, bir öğrencinin, "Premier Lig'den beyaz tenli, mavi gözlü, uzun boylu yakışıklı bir futbolcu transfer edeceğinizi söylemiştiniz. Fakat Necati Ateş geldi. Bahsettiğiniz futbolcu kimdi? Artık açıklayabilir misiniz?" şeklindeki sorusuna ise gülerek, "Ben spesifik olarak bir futbolcuyu kastetmemiştim. Sadece Kuzey ülkelerinin futbolcularını beğeniyorum. Bizim Elmander gibi. Kendilerine çok iyi bakıyorlar, disiplinliler. Bu nedenle o açıklamayı yapmıştım" karşılığını verdi.
Aysal, Sabri Sarıoğlu'nun sözleşmesinin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin bir soruya "Altyapımızdan yetişen ve yıllarca kulübümüze hizmet eden bir oyuncumuz. Değerlendirmeyi ona göre yapmalıyız" diye yanıt verdi.
Riva arazisi
Galatasarak Kulübü Başkanı Aysal, kulübe ait Riva arazisinin ne şekilde değerlendirileceğine ilişkin soruya karşılık, “Benim prensibim, kulübün mal varlıklarını satmak değil, en iyi şekilde değerlendirmek” dedi.
Riva arazisinin etrafında yeterince yapılaşma olmadığı için henüz fiyatının istenen düzeyde olmadığını ve bu araziye yapılacak spor tesislerinin ardından, arazinin daha da değer kazanacağını söyleyen Aysal, “Riva arazisinde hareketi kendimiz sağlamak istiyoruz” diye konuştu.
Aysal ayrıca Türk Telekom Arena kompleksi içinde voleybol ve basketbol branşları için bir spor salonu yapmayı planladıklarını açıkladı.
"Bambaşka bir dünya ile karşılaştım"
Pozitif düşüncelerle başladığı görevinin üzerinden 1.5 ay geçtikten sonra 3 Temmuz olayının patladığını belirten Başkan Aysal, projeleri ve vizyonunun dışında, bambaşka bir dünya ile karşılaştığını bildirdi.
Aysal, sporda her zaman beklenmedik olaylara hazır durumda olmak gerektiğinin altını çizerek, bu doğrultuda yaptıkları hamlelerle de sezonu kötü geçirmediklerini ifade etti.
Ali Sami Yen'in vasiyeti
Galatasaray Kulübü kurucularından Ali Sami Yen'in kendilerine bıraktığı bir vasiyet olduğunu kaydeden Aysal, “Ali Sami Yen bize bıraktığı vasiyetinde 'yurt dışındaki takımları yenmek' diyor. Ben bütün stratejilerimi ve vizyonumu bunun üzerine kurmuştum. Hala o geçerli. Yapmak istediğim de bu. Bizim bu dönem içinde vermiş olduğumuz bütün kavga, buna mani olunmasını önleme kavgasıdır. Yani Galatasaray'ın yurt dışına çıkmasını önleyecek faktörlerin doğmamasıdır. Doğuyorsa da ortadan kalkmasıdır” diye konuştu.
Aysal, amatör bir sporcu olmasına rağmen sporun içinden gelmediğini, kendisinin bir işadamı olduğunu vurguladı.
Yönetim kurulu olarak göreve geldiklerinde 328 milyon dolar borcu bulunan kulübün kurumsal yapısının olmadığına ve bu nedenle yöneticilerin gündelik işleri yaptığına değinen Aysal, bugün ise kulübün kurumsal yapısının tamamlanmak üzere olduğunu, borcun da yıl sonunda 100 milyon dolar seviyesine inmiş olacağını ifade etti.
"Böyle bir kararın hukuken alınmaması gerekirdi"
Aysal, söyleşinin moderatörü olan Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hülya Coşkun'un “Play-Off oynanıyor. Bu Play-Off'un ekonomiye, kulüplere katkısı olduğu gibi bir algı oluştu. Buna katılıyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Şimdi ben bir yanlışlığı düzelteyim. Play-Off kararını biz almadık. Dün bizim kulübün divan kurulunda da sorgulandım ben. Biz kabul etmedik. Bu play-off kararı Ağustos ayının ortasında alındı. Zaten lig başlamış durumdaydı. Böyle bir kararın hukuken alınmaması gerekirdi. O zamanki Türkiye Futbol Federasyonu başkanımız karar almış. Ben derhal aradım kendisini. 'Başkan bizim böyle bir hazırlığımız yok. Nasıl oldu bu?' dedim. 'Federasyon bu kararı aldı, siz de uygulamak zorundasınız' dedi. Böylelikle kabul edildi. Biz bu işten 5 kuruş para kazanmıyoruz. Burada sadece yayıncı kuruluşun bir kazancı mevzu bahis olabilir. Kulüpler ciddi para kaybederek oynuyorlar. Neden? Çünkü giderimiz çok, gelir yok.”
"Bir çiçekle bahar olmaz"
Bir öğrencinin, “Ara transfer döneminde Shakiri'nin ismi gündemdiydi. Bu oyuncu neden alınmadı, pahalı mı geldi? “ sorusunu ise Aysal, şöyle cevapladı:
“Bir çiçekle bahar olmaz. Devre arasında alınan futbolcuların takıma pek fazla katkısı olmuyor. Bu bir risk. Shakiri iyi ve genç bir oyuncu. Araya başka kulüplerin de girmesiyle birlikte Basel Kulübü pazarlığı yükseltti. 8 milyondan başlayan pazarlık 12-13 milyona kadar çıktı. Ben hesap yaptım. Bizim Galatasaray olarak bu yapılandırma sürecinde paralarımızı har vurup harman savurmak mümkün değildi. Hocamızın da çok iyi bir teknik direktör olduğu düşüncesiyle, mevcut kadroyla hedefe ulaşacağımızı düşündük. Neticede 9 puanla şampiyon olduk.”
"Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresiyiz"
Aysal, “Galatasaray'ın Avrupa'ya gidememesi durumunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine ise şunları söyledi:
“Biz Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresiyiz ve öyle olmaya da devam edeceğiz. Vizyonumuz ve hedefimiz budur. Galatasaray eğer herhangi bir idari hatadan dolayı yurt dışına çıkamazsa, o da nasıl olabilir? Böyle bir sorun ancak UEFA'nın bizim federasyonun işlemiş olduğu 4 büyük suçtan dolayı cezalandırmasıyla olur. Nedir bu 4 büyük suç? Birincisi, yöneticilerin yaptığı suçlardan yöneticilerin ceza almaması. İkincisi, şikenin sahaya yansımadığı yönündeki karar. Üçüncüsü, kuralların maç oynanırken değiştirilmesi. Dördüncüsü ise, TFF'nin en büyük merci olan genel kurulun kararına rağmen, 58. maddeyi yönetim kurulu kararıyla değiştirilmesi. Sorunumuz bu..."
"Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu alkışlayacağım"
Bir öğrencinin, “Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Nihat Özdemir'in 'Galatasaray son maçta şampiyon olursa alkışlamayacağız” yönünde medyaya yansıyan açıklamaları oldu. Bu düşmanlığın sebebi nedir?” sorusuna, Aysal şu yanıtı verdi:
"Doğrudur. Bu açıklamayı ben de okudum, ama gazetelerde okuduğunuz her şeye bazen inanmamak gerekiyor. Ben Sayın Nihat Bey'in Galatasaray şampiyon olduğu takdirde, sevinmese dahi gayet tabi onların sahasında olan şampiyonu alkışlayacağına inanıyorum. Orada bir sorun yaşamayacağız. Çünkü aynı şey de bizim de başımıza gelirse, ben Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu orada alkışlayacağım."
"Geçen sezonun şampiyonu kim?" sorusu
Aysal, “Size göre geçen sezonun şampiyonu kim?” sorusuna da, “Şu an iki kardeş kulüp arasındaki sorun bu. Bir de biz Galatasaray olarak olaya karışırsak işin içinden hiç çıkılmaz. Bırakalım onlar kendi aralarında bu işi çözsünler” diye yanıt verdi.
"Muslera'yı satmayacağız"
Bir öğrencinin, “Takımın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera'ya iyi bir teklif gelse satmayı düşünür müsünüz? “ sorusuna ise Ünal Aysal, “25 milyon avro da verseler Muslera'yı satmayacağız. Futbolda bir söz var; gol yemeyeceksin, gol atacaksın. Hem gol yemeyen kaleciyi hem de gol atan oyuncuyu bulduğunuzda takımda tutmanız lazım. Muslera gibi bir oyuncuyu takımda tutmak istiyoruz” dedi.
Aysal, bir başka öğrencinin, “Ya bu rakam 25 milyonun üzerine çıkarsa” sorusuna da, “O zaman düşünmeye başlarım. Ben işadamıyım” diye esprili yanıt verdi.
"Tüm kulüpler yeni sezonda play-off oynamak istemiyor"
Galatasaray Kulübü Başkanı Aysal, bir öğrencinin, “Bu sene uygulanan play-off sistemi ile ilgili neler düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, yeni sezonda play-off sisteminin olmaması için tüm kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonu'na başvurduğunu bildirdi.
Aysal şöyle devam etti:
“Burada ilk kez açıklıyorum. 15 gün önce gerçekleştirilen Kulüpler Birliği toplantısında play-off sisteminin yeni sezonda olmaması ile ilgili görüştük. Tüm kulüpler yeni sezonda play-off oynamak istemediklerini söylediler. Bununla ilgili olarak hazırladığımız belgemizi TFF kabul etti. İnşallah yeni sezonda play-off oynamayacağız.”
Söyleşinin sonunda öğrenciler tarafından uzun süre alkışlanan Ünal Aysal'a, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Hülya Coşkun plaket verdi.
FATİH TERİM: KUPAYI SARAÇOĞLU'NDA İSTİYORUZ
Başkan Ünal Aysal'ın, şampiyonluk kupasının nerede verileceği konusunda Fatih Terim'e fikrini sorması üzerine, tecrübeli teknik adamın, "Hak eden şampiyonluk ödülünü sıcağı sıcağına alsın. Biz bu kupayı alacağımıza inanıyoruz ve maçtan sonra verilmesini istiyoruz. Şampiyonun kesin olarak belli olacağı maç sonrasında neden kupa verilmesi tartışılıyor ki?" ifadelerini kullandığı öğrenildi.