Füsun Onur sergisi Köln Ludwig Müzesi’nde

Sanatçı Füsun Onur, bilinen yaygın sanat kategorilerinin dışına çıkarak çok yönlü etkileyici bir sergiyi Almanya’nın Köln kentinde açtı. Köln Ludwig Müzesi’nde kişisel sergi salonuna adımınızı attığınızda geniş bir salondan hemen sağa açılmış masmavi bir oda sizi karşılıyor. Deniz mavisi bir rüyanın ortasındasınız sanki. Ya da küçük ağaçların ve kâğıttan yapılmış büyük çiçeklerin bulunduğu bir bahçe ön plana çıkarılmış. Sanatçı Füsun Onur burada, doğal ve yapay dünyaları birleştirerek sessiz bir mekân müziği yaratıyor. Sanatçının bu heykelsi yerleştirmesi bir resim gibi de düşünülebilir. Onur’un eserlerinde aynı zamanda içine girilebilen sıklıkla tekrarlanan bir renk olan mavi, bu serginin ana motifi olarak karşımıza çıkıyor.

‘BİR ÇOCUĞUN GÖZÜYLE SAVAŞ’
Girişten büyük salona geçtiğinizde bir zincirle sarılı sandalyenin oturma yüzeyinde Füsun Onur yazılı bir levhayla karşılaşıyorsunuz. Levha, sanatçının kendisine gönderme yapıyor ve onu temsil ediyor. Bu yapıtın ilk kez, 1993’te düzenlenen ‘Çağlar boyu Anadolu’da Kadın’ adlı sergiler dizisi kapsamında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yer alan ‘Cumhuriyet’ten Günümüze Kadın Sanatçılar’ sergisinde gösterildiğini orada öğreniyoruz. Onur bu yapıtında kendini kendi seçmediği bir yere zincirlenmiş bir sanatçı olarak tematize ediyor. Bir başka salonda Onur’un çocukluk yıllarının, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı’na sebep olduğu döneme tekabül ettiğini görüyorsunuz. Onur, burada kendi çocukluk anılarından yola çıkarak bu sergi için ‘Bir Çocuğun Gözüyle Savaş’ adlı yapıtı sergiliyor. Füsun Onur’un çok zengin geniş sergisi 24 Ocak 2024 tarihine kadar gezilebilecek.
FÜSUN ONUR KİMDİR?
1938 yılında İstanbul’da doğan Onur, mekâna yönelik düzenlemeler yapan ilk Türk kadın heykeltıraş. Sanat eğitimi için 1956 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne giren sanatçı ilk soyut heykelini akademi bitirme yarışmasına yaptı. Eğitimine, Fulbright bursu kazanarak gittiği ABD’de devam eden Onur, Maryland College of Art Üniversitesi Heykel Bölümü’nü bitirdi. İlk sergisini 50 yıl önce açan sanatçı, eserlerinin tamamına yakınını mekân zaman ve müzik ilişkisiyle kurguladı. Eserleri, İstanbul, Paris, Moskova birçok şehirde ve uluslararası sergide gösterildi. Türkiye’den sadece üç sanatçıya yer veren Documenta’nın 2012 edisyonuna davet edildi. Türkiye’deki en kapsamlı sergisi ise 2014’te Emre Baykal küratörlüğünde Arter’de gerçekleştirdi.