Güncelleme Tarihi:
KONYA'da dünyaya gelen Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu Serap Rigault, Fransızlar'a dans ve folklorü öğretiyor. Dans ve folklora hep yakın olduğunu, boş zamanlarını bu dans etme hobisine ayırdığını söyleyen Rigault, "Folklor, dans, Anadolu yörelerin farklı oyunları hep ilgimi çekti. Severek ve büyük bir zevkle Bursada folklor çalıştım ve gençlere ders verdim" diye konuştu.
- Fransa'ya gelişiniz nasıl oldu?
Bursa'da çalışan Fransız eşim Dominiquele tanıştıktan kısa bir süre sonra evlendik ve eşimle birlikte 1991 yılında Fransa'ya döndük. Bir yıl Pariste lisan öğrendim. Daha sonra eşimin kaldığı Colmar kentine yerleştik. Üç çocuğumuz oldu. Sinemiz(11), Onat(13) ve Antoine(15) isimli çocuklarıma da dans öğretiyorum. Colmarda 1996 yılında beş dans okulunda folklor ve modern dans öğretmenliği yaptım. Çoğu Fransız olmak üzere 500 öğrencime dans dersi veriyorum. Ayrıca Colmar Belediyesi, UNİCEF, Strasbourg Akdeniz Festivali ve değişik bölgelerdeki kültürel etkinlikler için dans gösterileri hazırlıyorum.
- Türkler'in dansa ilgisi nasıl?
Türklerin dans ve folklora ilgisiz maalesef. Fransa'da bugüne kadar hiç Türk öğrencim olmadı. Dans okuluna diğer yabancılar ilgi gösteriyor. Dans ve folklörü çocuklarımıza, gençlere sevdirmemiz gerekiyor. Tabii başta aileler, anne ve baba dans etmeyi sevmeli ki çocuklarına da dans sevgisini aşılayabilsinler. Dans etmenin aynı zamanda güzel estetik bir spor olduğunu, müzik eşliğinde hem eğlence hem spor birarada yapılıyor. Herkese tavsiye ederim.
- Fransa'nın başarılı koreograflarından biri olarak seçildiniz değil mi?
Haziran ayında Fransa genelinde 600 dans okulun katıldığı Montlucon kentinde en iyi koreograf yarışmasına katıldım ve Nomades (göçmenler) koreografı olarak kasım ayında en iyi üç koreograf arasına seçildim. Nomades grubunda dans eden 50 amatör dansözü özenle seçtim. Başarımız sadece sahnede dansımız değil. Dansın dışında, dansözlerin makyajı, kostümler, müziğimiz, oyunda sergilenen duyguyu seyirciye aktarmak çok önemli. Ödül o kadar önemli değil, yaptığımız çalışmanın Fransa genelinde takdir görmesi bizi daha çok mutlu ediyor. Nomadesin hazırlanması için yaklaşık bir yıl yoğun tempo içinde severek içten çalıştık. Neticeden hepimiz çok mutluyuz.
- Koreografileriniz için hangi tür müziği tercih ediyorsunuz?
'Nomades koreografında 'Mercan Dede ve 'Kardeş Türküler grubun şarkılarına yer verdik Fransızlar müziğimizi çok beğendi. Başarıda birçok unsur birleşince ve yapılan çalışma herkes tarafından sevilerek yapıldığında başarı kaçınılmaz oluyor. Eserimizin Türkiye'de de sahnelenmesini arzuluyoruz. Fransa'nın değişik kentlerinde sahnelenen Nomadesi Türk seyircisine tanıtmak istiyoruz. Ama maalesef amatör olduğumuz için maddi kaynağımız yok. Şayet sponsor bulunursa Konya, Bursa, Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerimize de 'Nomadesi götürmek istiyoruz.
- Yaklaşık üç saat süren Nomades oyunu nedir?
Nomades değişik halk dansların enerjisi, anlatım biçimiyle Modern Jazzın birleşmesinden oluşmuştur. Yeni konsept arayışımızdaki amaç yaşama bakış açımıza, görüşlerimize daha doğru ve daha içten bir anlatım getirmek. Dünya görüşümüzü ve mesajlarımızı içten, gerçekçi bir dille aktarabilme anlayışındayız. Biz şova yönelik bir anlatım tarzından uzak olup yaşamdan kesintiler, iç dünyamızdaki sorgulamaları, hikayeleri anlatmayı hedefledik. Sahnede her hareket, ritim, süslemelerden çok dansımızdaki hikayelerin otantik ezgi ve figürlerle lirik anlatımlarıdır. Yukarıdaki anlatıma ulaşmak için dansçı, yani dansöz seçiminde çok titiz davrandık.
- Dansçılarınız hangi özellikleri taşıyor?
Teknik açıdan dansçılarımızın çoğu tiyatro ve müzik eğilimli ve etnik dans eğitimi almış gençlerden oluşuyor. Yaşları 8-25 yaş arasında olan 50 amatör dansözün tekniklerin yanında böyle bir çalışma için yüreklerin açık olması çok önemliydi. Kısacası Nomades, sınırları kaldırmaktan bahsederken, kalın çizgilerle insanları ayrıştıran daha çok bireyselciliğe yönelterek zayıflatan sisteme karşı olduğundan yola çıkarak bir diğerine yapılan yolculuktur.
Yolculuk ilk etapta kendimizle karşı, karşıya geldiğimiz, diğerine doğru attığımız her adımla yumuşak bir direniştir. Her birimizin diğerinin aynası olmak, insanları bireyselleştirmeye yönelten sistemin bize kabullendirmek istediği doğrulara da bir karşı çıkıştır.
- Dansçılarınızın kostümü ve makyajının renkliliğini nasıl açıklıyorsunuz?
Çok renkli, adeta rengarenk bir yapı, değişik, farklı kültürlerin bu dünyadaki renkli yapısını sembolize ediyoruz. Hiç kimse olmadan herkesten bitr renk olmak isteğiyle değişik kültürleri kendine özgü renkleri, biçimlerini danslarımızdaki hikayeye göre özgürce kullandık. Kostümlerde Türk, Türkmen, Şaman, Berber, Arap, Laos, Tibet desenlerinden ve doğadan esinlenerek hazırladık. Kostümlerimizi sanatçı bir Fransız dostumuz Madeleine Pinot hazırladı. Makyajlar Paris sinema, moda, tiyatro ve televizyon dans alanında çalışan Anais Daubias ve dansçılarımızın kendi beğenilerinden oluşan makyaj tarzı kullandık.