Fransa’da Türkiye karşıtlığı yarışı
Güncelleme Tarihi:
Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri her 5 yılda bir yapılır. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir. 67 milyon 400 bin nüfuslu Fransa’da 18 yaş üstü 48 milyona yakın seçmen vardır. 23 Nisan 2017 tarihinde yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimine 11 aday katıldı. İlk turda adaylardan hiçbiri de yüzde 50’nin üzerinde oy alamadığı için en fazla oy alan iki aday 7 Mayıs 2017’de ikinci turda yarıştı.
Ve toplam oyların yüzde 66.1’ini alan Macron Fransa Cumhurbaşkanı seçildi.
Marine Le Pen yüzde 33.9’da kaldı.
*
İşte Fransa’da 10 Nisan’da yine cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.
Her ne kadar Emmanuel Macron şimdiye kadar adaylığını ilan etmese de yeniden aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Rakipleri ise belli.
2017’deki seçimde de olduğu gibi Marine Le Pen yine iddialı adaylardan.
Ama daha iddialılar da var.
Bunların başında başkent Paris’i de kapsayan Ile-de-France Bölgesi’nin Başkanı olan Cunhuriyetçiler’in (LR) adayı Valerie Pecresse geliyor.
Jean-Luc Melanchon (Boyun Eğmeyen Fransa), Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo (Sosyalist Parti), Fabienne Roussel (Fransa Komünist Partisi), Arnaud Montebourg (Hareket Angajmanı), Philippe Poutou (Yeni Anti Kapitalist Parti), Yannick Jadot (Yeşiller Partisi), Nathalie Arthaud (İşçi Mücadelesi), Xavier Bertrand (Diğer Sağ).
Aşırı sağcı gazeteci-yazar Erich Zemmour bağımsız aday.
EN GÜÇLÜ RAKİP KİM?
Başka adaylar da var.
En son yapılan kamuoyu yoklamasına bakıyorum.
Adaylığını henüz resmen ilan etmese de Emmanuel Macron yüzde 27 ile ilk sırada.
Marine Le Pen’e destek yüzde 17.5’i, Valerie Pecresse’e yüzde 15.5’i ve Erich Zemmour’a yüzde 12.5’i buluyor.
Bazı kamuoyu yoklamaları, Macron’un en güçlü rakibinin Valerie Pecresse’in olacağını gösteriyor.
Ama bu veriler, şimdiye kadar olduğu gibi, Fransa Cumhurbaşkanı’nın yine 24 Nisan’daki ikinci turda belirleneceğini gösteriyor.
Aşırı sağcı Marine Le Pen yıllardır ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığıyla oy avcılığı yapıyor.
Bu tutumunu sürdürmeye de kararlı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine baştan beri karşı.
Aktif politikaya yeni soyunan Cezayir kökenli Musevi ve aşırı sağcı Eric Zemmour da öyle.
Irkçı, ayrımcı söylem ve çağırıları nedeniyle 2011 yılında cezaya bile çarptırılmış.
İslam ve kadın düşmanı.
Tam bir Türkiye karşıtı.
Valerie Pecresse de öyle.
Müslümanları kastederek “Şiddete, İslamcı ayrılıkçılığa ve kontrolsüz göçe karşı kendini güçsüz hisseden bir halkın öfkesini anlıyorum. Cumhuriyet düşmanlarına karşı elim titremeyecek, tereddüt göstermeyeceğim” diyor.
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu söylüyor.
MACRON DA AYNISINI YAPIYOR
Ya Macron?
‘Cumhuriyet Prensiplerine Saygıyı Güçlendirme Yasası’ ile Müslümanları ‘susturmayı’ hedefliyor.
Ülkedeki 2 bin 600 camiden 22’sinin kapısına kilit vuruldu bile.
77 cami ise ‘ayrılıkçılık’ şüphesiyle istihbarat servisleri tarafından yakın takipte.
Türkiye’nin, Fransa’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine ‘müdahale etmek istediğini’ düşünüyor.
“Buradaki dernekler ve Diyanet kurumları, Türk hükümetinin resmi propaganda organları. Yapılanmış ve örgütlü biçimde hareket ediyorlar. Bu sorunu çözmek zorundayız” diyor.
Le Parisen gazetesinin “Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakıyor musunuz?” sorusuna, “Hayır, Erdoğan’ın izlediği siyaset ve uygarlık projesi Avrupa değerleriyle bağdaşmıyor. Türkiye, siyasal İslam’ı genişletme projesi yürütüyor” yanıtını veriyor.
Yani Macron da aşırı sağcı, ırkçı adaylar gibi Türkiye’nin ve Müslümanların sırtından oy avcılığı yapıyor.