Güncelleme Tarihi:
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), ü? ayda bir yayımlanan 2007 yılı sonu verileri ile hazırlanan Finansal İstikrar Raporu'nun 8. sayısını yayımladı.
Rapora göre, genel olarak bakıldığında Türk bankacılık sektöründe tüm risklerin yönetilebilir olduğu görüldü. Yakın dönemde küresel finansal piyasalardaki gü?lükler, kurumsal yönetim ile i? sistemlerin önemini bir kez daha gün yüzüne ?ıkardı.
Bankaların i? ve dış kaynaklı tüm risk türlerinin yönetilmesinde kabiliyetlerini artırmaları, yapılarını gü?lendirmeleri, başta senaryo analizleri ve stres testlerinin sıklaştırmaları da dahil olmak üzere gerekli tüm tedbirleri aldıklarından emin olmaları finansal istikrar a?ısından önemli.
BDDK tarafından yapılan a?ıklamaya göre rapor, "ekonomik ?er?eve ve gelişmeler", "finansal sektör görünümü", "risk, sermaye ve karlılık değerlendirmesi" olmak üzere 3 bölümden oluştu.
A?ıklamaya göre bu dönemde, ABD'nin tüm para ve maliye politikası tedbirlerine rağmen, ekonomik yavaşlamadan hafif bir resesyona ge?miş olduğu görüldü. Türkiye ekonomisi a?ısından hem arz eden avro alanında ise yavaşlama, ABD'deki kadar derin ve keskin gözükmedi.
Gelişmekte olan ülkelerde ise hız kaybına rağmen 2007 yılının ikinci yarısından itibaren ekonomik büyüme gücünü korudu. Belirsizliklerin arttığı bu yeni ekonomik konjonktürde, finansal kuruluşlar özellikle ilave sermaye ve likidite tutmaları teşvik edecek politikalar önerildi.
Küresel gelişmelerden kısmen farklı olarak, 2007 yılında Türkiye ekonomisindeki büyüme eğilimi önceki yıllara göre yavaşlayarak da olsa sürdü. Ancak, i? talep unsurlarında nispi bir daralma gözlendi.
Ayrıca, önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki gelişmelerin yönü Türkiye'nin dış a?ık finansmanı a?ısından büyük önem taşıyor. Nitekim yatırım ortamına yönelik iyileştirmeler ve mikro reform süreci, Türkiye ekonomisinin farklı kaynak alanlarına erişimini kolaylaştırarak, küresel anlamda finansal piyasaları gü?lükler ?ektiği bir dönemde gelişimini sündürmesine yardımcı olacak.
AKTİF B?Y?KL?K
Türk finans sektörüne bakıldığında, Aralık 2007 itibarıyla, toplam aktif büyüklüğünün 2006 yıl sonuna göre yüzde 15 artarak 768,6 milyar YTL seviyesine ulaştığı görüldü.
Aynı dönemde, Türk finans sektörüne toplam varlıklarınını Gayri Safi Yurti?i Hasılaya oranının yüzde 89,7, bankaların aktiflerinin söz konusu büyüklüğe oranının ise yüzde 67,9 düzeyinde olduğu gözlendi. Aralık 2007 itibarıyla finans sektörünün toplam aktiflerinin yüzde 75,7'sini bankacılık sektörü varlıkları oluşturdu.
Banka dışı mali kesimin başlıca kuruluşları olan finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerinin payı ise söz konusu dönemde yüzde 3,3 düzeyinde ger?ekleşti.
Aktif büyüklüğü a?ısından bakıldığında, finansal sektörün yüzde 78,9'u BDDK'nın denetimi ve gözetimi altında olduğu belirtildi.
TOPLAM ŞUBE VE PERSONEL SAYISINDA ARTIŞ
Mevduat bankacılığı ağırlıklı bir yapının mevcut olduğu bankacılık sektörü, 2007 yılında da organik büyümeye devam etti. Sektörde toplam şube sayısı 8 bin 117'ye, personel sayısı 167 bin 760'ya ve ATM sayısı 18 bin 795'e ulaştı.
2007 yılında bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 16,4 oranında artarak 581,6 milyar YTL olarak ger?ekleşti. Toplam kredi hacmi ise 285,6 milyar YTL'e ulaşarak bilan?o i?indeki payı yüzde 49,1'e yükseldi.
Krediler i?erisinde ağırlıklı bir kalem de kredi kartları oldu. Kredi kartının esas işlevi itibarıyla bir ödeme aracı olduğu ve kullanımının özen gerektirdiği gibi hususlar da dahil olmak üzere, bankaların müşteri bilin?lendirilmesine ve şeffaflığa ağırlık vermesi bekleniyor.
Sektörün yasal limitlerin olduk?a üzerinde sermaye yeterliliği rasyosuyla ?alışmaya devam ettiği (yüzde 18,9) ve bir önceki yıla göre serbest sermayenin arttığı görüldü.
Karlılık göstergelerindeki olumlu seyir Aralık 2007'de de sürdü, kar eden 46 bankanın toplam aktifler i?endeki payı yüzde 99,3 seviyesinde ger?ekleşti.
Bilan?o dış işlemlerin hacmi Aralık 2007 dönemi itibarıyla toplam 404,9 milyar YTL düzeyine yükseldi ve toplam bilan?o büyüklüğüne oranı ise yüzde 69,6 olarak ger?ekleşti.
Son iki yılda toplam türev işlemler yaklaşık 2,5 kat artarken, bilan?o dışı işlemler i?indeki payları da 7,1 puanlık bir artışla yüzde 31,8'e ulaştı. Halihazırda, Türk bankacılık sektörünün küresel öl?ekte konut kredisine dayalı finansal ara?lara ilişkin pozisyonunun ?ok sınırlı düzeyde olduğu görüldü.
Banka dışı mali kurumlar, Aralık 2007 itibarıyla, küresel kriz söylemleri ortamından fazla etkilenmeden büyümelerini sürdürdü ve genel olarak ortalama takibe dönüşüm oranları yatay bir seyir izlerken karşılık ayırma konusunda önemli gelişmeler sağladı.
KREDİLERİN PAYI ARTTI
Türk bankacılık sektöründe 2007 yılı sonu itibariyle, kredilerin miktarı ve toplam aktifler i?erisindeki payı arttı. 2006 yılı boyunca devam eden yüksek karşılık ayırma politikası 2007 yılında ilk yarısında da devam etti. Takibe dönüşüm oranı, 2007 yılında durağan bir seyir izledi ve Aralık 2007 itibarıyla yüzde 3,42 olarak ger?ekleşti.
Ticari portföy ve türev işlemlerden kaynaklanan faiz oranı riski incelendiğinde, riske maruz pozisyonun değişmemesi neticesinde, söz konusu riske duyarlılığın değişmediği görüldü.
Kur riski a?ısından bankacılık sektörüne bakıldığında, yabancı para net genel pozisyonunun, 28 Aralık 2007 itibarıyla 217 milyon dolar a?ık verdiği gözlendi.
Yabancı para net genel pozisyonu tutarlarının kaynaklara oranının yüzde -3 düzeyinde ve yönetilebilir olduğu görüldü. Tüm banka gruplarında günlük yabancı para likidite yeterlilik oranları ve toplam likidite yeterlilik oranları Likidite Yönetmeliğinde belirtilen alt sınırların üzerinde ger?ekleşiyor.
Eylül 2007 döneminde yüzde 19,4 olarak ger?ekleşen sermaye yeterlilik rasyosu, Aralık 2007 dönemi itibariyle yüzde 18,9 olarak ger?ekleşti. Bankacılık sektörü toplam özkaynakları, Eylül 2007-Aralık 2007 döneminde 5,1 milyar YTL artarak 77,4 milyar YTL oldu, buna karşılık risk ağırlıklı varlıklar 399,3 milyar YTL'e yükseldi.