Güncelleme Tarihi:
Berlin'de başlayan “Almancı-50 yıllık sahte evlilik” festivali kapsamında gerçekleştirilen “Gegen die Leinwaende” adlı sinema etkinliği, Fatih Akın'ın belgesel ve sinema filminin gösterimiyle başladı. Eiszeit Sineması'nda gerçekleştirilen etkinliğe Fatih Akın, babası Enver ve annesi Hadiye Akın da katıldı.
İlk olarak Fatih Akın'ın 10 yıl önce çektiği ve anne ve babasının da rol aldığı “Geri dönmeyi unuttuk” adlı belgesel film gösterildi. Filmin gösterimi sonrası Fatih Akın, annesi ve babasıyla birlikte izleyicilerin sorularını yanıtladı. Daha sonra ise Akın'ın “Yaşamın kıyısında” adlı sinema filmi gösterildi.
GÖÇ BAŞARILI
Filmin gösterimi öncesinde Hürriyet'in sorularını yanıtlayan Fatih Akın, Almanya'ya başlayan işçi göçünün başarılı olup olmadığı yönündeki soruyu, “Göç benim için başarılı. Kendi adıma başarılı diyorum ama Ahmet-Mehmet için Hans-Mans için bilemem. Göç diye bir şey kalmadı bu dünyada. Artık globalleşme demek lazım. Göç çok klasik bir kelime. Bugün internet çağındayız, medya çağındayız, dünyadaki krizler hepsi globalleşmenin göstergeleri. Bazı insanlar globalleşmeye zor alışıyor ama biz sanatçılar için alışmak kolay” diye yanıtladı.
HİKAYE ANLATMAK İSTİYORUM
Fatih Akın, sanatçı olarak Almanya'daki tartışmaları çok geniş bir yelpazede takip ettiğini belirtti. Akın, “Bazı insanlar ortalığa çıkıp çok satan kitap yazıyorlar. Bunları duyduğum zaman kızıyorum. Veya bazıları çıkıp farklı inançtan olan insanlara karşı korku yayıyorlar. Bunlara da kızıyorum. Ama öte yandan Alman milli takımında oynayan Türk kökenli futbolcular var, çok güzel goller atıyorlar, iyi oynuyorlar bunlar da beni sevindiriyor. Ben sanatçıyım. Ve sanatçılar bu çok karışık konulara girmeli mi bilmiyorum. Eğer ben, sadece kendi kökenimle ilgilenirsem o zaman çok narsist olurum diye düşünüyorum. Ben öyle olmamaya çalışıyorum sadece hikayeler anlatmak istiyorum” dedi.
DOĞALLIK VAR
Belgesel filmin gösterimi sonrası izleyicilerin sorularını yanıtlayan Fatih Akın, “Geri Dönmeyi unuttuk ve Crossing the Bridge. Her iki belgeselim de bana, benim sinema filmlerimden çok daha yakın. Ben onlardan çok daha memnunum. Bu belgesel film çok amatörce yapıldı. Çekimleri yapan kameraman değildi. Bir fotoğrafçıydı. Her şey doğaldı. Bir fotoğraf albümü gibiydi. Fotoğraf albümlerindeki fotoğraflar da hep mükemmel değildir. Bu doğallık bu belgeselde de var. Ve bundan memnunum” dedi.
Fatih Akın, Yılmaz Güney'le ilgili belgeseli bir gün mutlaka çekmek istediğini de belirtirken, “Senaryo çalışmaları devam ediyor. Yılmaz Güney'in hayatı karma karışık. Hangi olay hangi sene oldu, ne zaman hapse girdi çok karışık. Şimdi onun hayatını senaryo şeklinde ayıklamaya çalışıyorum” dedi.
GERİ DÖNMEK BİTTİ
Fatih Akın'ın babası Enver Akın ise, “Geri dönmek artık bitti. O eskidendi. İlk yıllar 3 yıl çalışıp, tekneyi büyütüp geri dönmek vardı. Ama artık yok. Artık belgeselde de dediğim gibi tabutta cesetlerimiz gidecek” dedi. Enver Akın, Hamburg'da çalıştığı kimya fabrikasında yaz tatillerinde Fatih ve diğer oğlu Cem'in de gelip çalıştığını belirtirken, “Fatih sinemadan başka bir şey yapamazdı. Fabrika'da çalışma konusunda beceriksizdi” dedi.
Anne Hadiye Akın ise, Fatih'in küçük yaşlarda çizime çok meraklı olduğunu belirtti. Fatih'in küçükken astronot olmayı arzuladığını söyleyen Hadiye Akın, “Ancak 3.sınıftayken gözlük takmak zorunda kalınca astronot olamayacağım diye çok ağladı. Ama küçük yaşlarda günlük tutmaya başladı. Yazmayı ve çizmeyi çok severdi” dedi.