Güncelleme Tarihi:
Hepsi faso fiso.
Hani Avrupa Adalet Divanı'nın kararı ulusal yargının üzerindeydi.
Hani hukuk devleti ilkesi geçerliydi. Hani Türkiye'yi ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, ardından Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türkiye'deki gelişmelerden çok olumlu etkilendiklerini, vize sorununa çözüm bulunması konusunda çalışma yapacaklarını söylemişlerdi. Bunlar da fasa fiso.
Bırakın vize muafiyetini Schengen vizesiyle bile Almanya'ya girebilmek sırat köprüsünden geçmekten daha zor.
Konser vermek için gelen Türk sanatçıların hava alanlarında saatlerce tutulduğu, polisin çok terbiyesizce 'konser afişini göster' dediği olaylar çok taze. Daha yaklaşık bir ay önce Münih'e fuara gelen Schengen vizeli Türk iş adamları ve belediye yetkilileri hava alanında saatlerce tutuldu. Alman yetkililerin devreye girmesiyle hava alanından zar zor çıkarak fuara katılabildiler. Bunlar yine de tüm zorluklara rağmen Almanya'ya girmeyi başardılar.
Ya geçen gün yaşanan rezalete ne diyeceğiz. Kurban Bayramı tatilini Avrupa'da geçirmek isteyen üç iş adamı Türk aile Münih hava alanından geri çevrildi. Hem de Schengen vizeleri olmasına rağmen. Tatili Amanya'da değil, Avusturya'da geçirmek istemelerine rağmen. Gerekçe Türk iş adamları Schengen vizesini Macar temsilciliğinden almışlar, önce Macaristan'a gitmeleri gerekirmiş. Uygulama öyle.
Türk iş adamları saatlerce hava alanı sınır polisinde sorgulandı. Ardından transit bölüme atılarak, geceyi orada bankların üzerinde geçirdiler. Eşleri tuvalete bile yanlarında erkek polis refakatinde gitti. İşadamları ve eşleri ertesi gün yine iki polis eşliğinde check-in yaptırılıp ilk uçakla İstanbul'a gönderildi. Manzarayı görenler, polisler kaçak yakalamış, hatta terörist mi acaba bunlar diye düşünür. Bu iş adamlarının biri fabrikatör. 500'den fazla işçi çalıştırıyor yanında. Bir çift ise avukat. Hepsi pırıl pırıl, gencecik iş adamı ve iş kadınları.
Siz şimdi bu iş adamlarının tatil sevinciyle gelip hava alanında yaşadığı kabusu düşünün. Eğer bu muamele bırakın iş adamı olmayı, sıradan bir Alman vatandaşına yapılsaydı, yer yerinden oynardı. Ama bizim iş adamlarımız onuru kırılmış, boynu bükük döndüler. Sadece bir daha bu ülkeye adımımızı atmayız diyerek öfkelerini biraz olsun yatıştırmaya çalıştılar.
Bu görüntüler Almanya'nın imajına da zarar vermektedir. Yabancı bir ülkeye giden insanın o ülke hakkındaki ilk izlenimi sınırda yaşadıklarıdır. Şimdi Türkiye'ye giden bu iş adamlarının Almanya imajını siz düşünün. Polis, polis ve yine polis. Ama bu iş adamlarımızın gözünde Türkiye'nin büyüyen ekonomisi sayesinde dışarıda artık güçlü bir ülke görünümü kazanmakta olduğu duygusu da yara almıştır. Daha AB için üyelik perspektifi bile verilmeyen Balkan ülkelerine vize kaldırılırken, tam üyelik müzakerelerinin yapıldığı Türkiye'ye vize uygulanmasının hiçbir mantığı yoktur.