Güncelleme Tarihi:
BERLİN, Bremen, Aşağı Saksonya, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) gibi eyaletlerde klan mensupları tarafından işlenen organize suç sayısında önemli ölçüde artış olduğuna dikkat çeken bazı Emniyet Müdürleri, çoğu olayda yakınlarının da parmağının olduğunu ileri sürdüler. Kendileri suça ortak olmasalar bile, işlenen veya işlenmesi düşünülen suçlarlardan haberdar olmamalarının mümkün olmadığını ileri sürerek, Bakan Faeser’in planına destek verdiklerini de belirtiler. Federal Kriminal Dairesi (BKA) Başkanı Dirk Peglow da, Nancy Faeser’in planlarını ‘önemli bir temel’ olarak nitelendirdi. KRV’de aşiretler arasında yaşanan kavga ve tartışmaların hukuk devleti ilkeleri devre dışı bırakılarak aşiret reislerinin kendi aralarında hallettiklerini belirten Peglow, “Biz toplumda aşiretlerin kendi demokratik hukuk sistemimize paralel bir sistem oluşturmalarına izin vermemeliyiz” dedi. Ancak BKA Başkanı Peglow, sadece soyisimleri nedeniyle suç işlemeyen insanların sınır dışı edilmelerinin hukuk devleti ilkleriyle bağdaşmadığını da vurguladı. İlgili birimlerin soruşturup, suça ortak olduklarını belirledikleri ve cezaya çaptırılan aşiret mensuplarının sınır dışı edilmelerine kimsenin itirazı olamayacağını da söyledi.
YASALARA AYKIRI
Almanya’da hukuk uzmanları suç işlememiş aşiret mensuplarının da sınır dışı edilmelerinin hem Alman yasaları hem de uluslararası sözleşmelerle bağdaşmadığına dikkat çektiler. Sığınmacı ve ikamet avukatı Hubert Heinholdt, böyle bir uygulamanın Alman anayasasına aykırı olduğu gibi insan haklarıyla da bağdaşmayacağını vurguladı. Almanya’da hükümet ortağı Yeşillerli bazı politikacılar da “Hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan bir uygulamaya asla destek vermeyeceğiz” açıklamasında bulundular. Hükümetin büyük kanadı SPD’li iç politika uzmanı Sebastian Fiedler ise Bakan Faeser’in planlarına tam destek verdi. Fiedler, “Böyle bir uygulamanın tüm aşiretlerin canını acıtacağı ve onları dikkatli davranmaya yönlendireceği” görüşünü savundu.