Facebook'ta yokum sahnede varım

Güncelleme Tarihi:

Facebookta yokum sahnede varım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2010 10:53

Uzun bir aradna sonra hayranlyarıyla buluşan İsmail Y.K,"Ben en çok sahneleri seviyorum. Çünkü orada sevildiğimi fark ediyorum. Bu nedenle konserlerin benim için çok ayrı bir yeri var." diyor. Sosyal paşlaşım sitesi Facebook'ta sahte İsmail Y.K'ların olduğunu belirten sanatçı, hayranlarını uyarıyor:"Facebook'ta yokum, sadece sahnede varım" dedi.

Haberin Devamı


Uzun zaman sonra Berlin’e geldiniz. Neler hissediyorsunuz?


Berlin’li seyircilerimle 4 yıl boyunca bir araya gelememiştim. Sadece Türkiye’deki yaz konserlerinde karşılaşıyorduk. Organizatör Ayhan Aydın çağırınca biz de koşa koşa geldik. Onlarla bir arada olmak, birlikte şarkı söylemek, benim en büyük zevkim. Ben en çok sahneleri seviyorum çünkü orada sevildiğimi farkediyorum. Bu nedenle konserlerin benim için çok ayrı bir yeri var.


Hayatınızın ne kadarı Almanya’da ne kadarı Türkiye’de geçiyor?


Aslında yarı yarıya diyebilirim. Kaset promosyonları, televizyon yayınları ve röportajlar için Türkiye’de bulunmam gerekiyor. Yaz aylarında genelde Türkiye’de konserler veriyorum ve çeşitli festivallere katılıyorum. Sonbahar aylarında da daha çok Almanya’da konserlerim oluyor.Yani bir yılın yarısını Türkiye’de, yarısını Almanya’da geçirdiğimi söyleyebilirim.


Facebook gibi güncel bir şarkıyla çıkış yakaladınız. Bu sosyal paylaşım sitesi sizin hayatınızda da önemli yer tutuyor mu?


Açıkcası ben o siteye üye değilim. Facebook şarkısını yapmam o furyanın başladığı döneme denk geliyor. Benim orada sadece fan sayfam var. Benim için arkadaşlarım bu sayfayı sürekli güncelliyor. Ama ben kendi adıma üye olmadım. Bunun asıl nedeni zaman darlığı ve hayranlarıma yeterli zaman ayırıp cevap yazamayacak olmam. İnsanları kırmak istemiyorum. Üstelik benim adımla kayıt yapan sahte bir çok İsmail YK var. Bu yüzden hayranlarıma söyleyebilirim ki; Facebook’ta yokum; sadece sahnede varım.


Genelde sanatçılar yaşadıklarını eserlerine yansıtır, siz de bu durum farklı mı?


İlla sanatçılar yaşantılarını şarkılarına taşıyacak diye birşey yok. Örneğin “Allah belanı versin“ diye bir şarkı yaptım. Ama inanın bu cümleyi kendi hayatımda hiç kullanmam. Mesela bir diğer şarkımda “Bas gaza” diyorum. Ama ilginçtir, benim araba merakım hiç yok. Bazı realiteleri gözlemleyip şarkı yapabilirsiniz. Her senarist yazdığı senaryoları yaşamıyor, ben de yaptığım her şarkıyı özel hayatımda bire bir yaşamıyorum.Ben bara gitmem, ama şapur şupur şarkısını yaparken barmenleri araştırdım. Belki benim bu çalışmalarım başarılı oluyor ve insanlar şarkılarımı samimi buluyor.


Almanya’dan Türkiye’ye ilk gittiğinizde zorluk yaşadınız mı?


Annem babam Sivas’lı ama ben burada doğdum büyüdüm. İlk zamanlar Türkiye’de az da olsa yabancılık çektiğim oldu. Ama benimle birlikte aynı dönemde Almanya’dan Türkiye’ye gelen sanatçılara kıyasla, ben daha çabuk alıştım. Eğer siz kendinizi Türkiye’de vatanınızda gibi hissetmezseniz sizi de oraya ait görmezler. Ben kendimi Türkiye’de vatanımda görüyorum. Elbette burda hayat çok daha farklı. İstanbul’daki müzik camiiasında herşey bambaşka. Ama en önemlisi etrafınızda güvenebileceğiniz insanların olması.


Türkiye’deyken Almanya’da neleri özlüyorsunuz?


Öncelikle dostlarımı özlüyorum. Ailemin büyük kısmı ve arkadaşlarım burada. Eğer sevdiğim insanlar olmasa, herhalde burayı özlemem. Ama İstanbul’a gittiğimde en çok annemin yemeklerini özlüyorum.


Gruptan çıkıp tek başınıza meşhur olmanızı kardeşleriniz nasıl karşıladı?


Biz kardeşler arasında “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” derdik. Benim gruptan çıkıp meşhur olmam, abim Hüseyin’in fikriydi. Biz aile içinde “kardeşler birbirini kıskanmaz” diye öğrendik, öyle yetiştik. Başka şekilde düşünmedim, ne ben ne de kardeşlerim.


Yaptığınız müziği Türk müzik yelpazesinin neresine koyuyorsunuz?


Tarz olarak bakarsanız çok yönlüyüm. Benim müziklerimde hem hip hop hem Ragga var. Fantazi, R&B, Pop, Rock ya da arabesk altyapılı müziklerim var. O yüzden kendimi daha çok serbest katagoriye koyuyorum. Bu noktada Orhan Gencebay’la aynı düşüncedeyim. Arabesk okuyorsanız, mecburen darbuka ve klarnet olacak diye birşey yok. Her açıdan serbest olmak en önemlisi.


Yeni albüm için çalışmalara başladınız mı?


Seneye yaza doğru Yurtseven Kardeşler Grubu olarak bir albüm çıkartacağız. Besteler yapmaya başladık. Henüz çok taze olan son albümümde 15 şarkı var ve ben tüm şarkılarıma değer veriyorum. En az 6 şarkıya klip çekmek istiyorum. Bunu gerçekleştirdikten sonra belki yeni bir albüm çalışması içerisine girebilirim.


Örneğin Cartel grubu zamanında yabancı düşmanlığını anlatan şarkılarıyla zirve yapmıştı? Siz de güncel konuları işliyorsunuz. Almanya’daki Türklere yönelik de şarkılar yapacakmısınız?


Açıkçası Almanya’da yaşayan Türklere yönelik öyle bir planım yok. Aslında yapılabilir, daha çok türkü ya da Rap tarzında olabilir. 15 sene önce bu tür şeyler tutabilirdi. Ama Almanya’da günümüzde dil ya da başka konularda artık bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Cartel bugün bir albüm çıkartsa aynı sözlerle yaparmıydı? Hiç zannetmiyorum.


Almanca bir albüm yapmak istermisiniz?


Alman piyasasına girmeyi düşünmüyorum. O yüzden de Almanca albüm yapmak gibi bir düşüncem yok. Ben kendi çizgimde yürümeye devam edeceğim.


Sizin gibi genç sanatçılara hep sorulan soruyla bitirelim; Evlenmeyi düşünüyormusunuz?


Evlenmek isterim ama daha erken. Aslında benim için evlenmede yaş sınırı 33. Daha sonrası geç diye düşünüyorum. Çünkü çocuğunuz olacak bir aile yaşamı kuracaksınız, bunun daha geç olmaması gerekiyor. Ama karşıma doğru kişi şimdiye kadar çıkmadı yani kalbim hala boş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!