Evlat hasretleri dinmiyor

Güncelleme Tarihi:

Evlat hasretleri dinmiyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2011 11:26

Gençlik Dairesi tarafından "şiddet uyguladıkları" gerekçesiyle beş çocuğu elinden alınan Dağ çifti çocuklarını geri istiyor. Rahime ve Abdullah Dağ çifti, beş yavrularının özlemini çektiklerini söylediler.

Haberin Devamı

Almanya’nın Herten ketinde yaşayan Şanlıurfalı Abdullah ve Rahime Dağ çiftinin "Şiddet uyguladıkları gerekçesiyle" beş çocuğuna el koyan Gençlik Dairesi’nden "İnsaf" bekliyor. Çocuklarını geri almak için her türlü yasal yola başvurduklarını söyleyen Dağ çifti, "Çocuklarımızı sevgiyle büyütüyorduk. Kim beş yavrusuna şiddet uygular? Bizim ruh sağlığımız yerinde. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bize yavrularımızı geri versinler" diye konuştular.

Çocukları Gurbet (6), Muhammet Ali (3), Halil İbrahim (2) ve ikizler Seyit Vakkas ile Baran'ın (7 aylık) hasretine dayanamadıklarını ifade eden Dağ çifti Türk makamlarından yardım istediklerini dile getirdiler.

BARDAK ATMIŞ
4 ay önce çocukları Halil İbrahim’in oynarken kardeşi Seyit Vakkas’ın kafasına bardak attığını söyleyen Abdullah Dağ sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Eşim ikizlere mutfakta süt yaparken, Seyit Vakkas’ın ağlaması üzerine koşmuş ve kaldırmış. 2 yaşındaki oğlum Halil İbrahim elindeki bardağı Seyit’in kafasına atmış. Bu arada gerekli müdahaleleri yapan eşim Rahime, Seyit’in kafasında herhangi bir kanama ve şişlik olmadığını görmüş ve yatağına yatırmış. Ertesi sabah ben işte iken eşim bana telefon açtı ve Seyit Vakkas’ın kafasında şişlik olduğunu söyledi. Ben de hemen taksiye haber verdim ve eşimin Almanca bilmemesinden dolayı sekreterimi eşime yardımcı olması için yanına gönderdim. Hastanede çocuğa çekilen röntgende Seyit Vakkas’ın kafatasında çatlak tespit ettiklerini ve 24 saat gözlem altında kalması gerektiğini söylediler. Ertesi günü hastane bize 48 saat kalması gerektiği söylendi. Daha sonra Perşembe günü yatırdığımız çocuğu Pazartesi günü alabileceğimizi söylediler. Pazartesi günü çocuğu almaya gittiğimiz zaman doktorlar bize inanmadıklarını, çocuğu eşimin döverek bu duruma getirdiğini ileri sürdüler. Doktorlar bu durumu Gençlik Dairesi’ne bildirerek, o zaman 18 aylık olan Halil İbrahim’in bunu yapamayacağını, annenin Seyit Vakkas’ın başına vurduğunu söylemişler."

MEMURA TOKAT ATTI
Gençlik Dairesi’nden evlerine gelen 3 memurun kışkırtıcı davrandıklarını ileri süren Abdullah Dağ, kendini kaybedip memura tokat attığını belirterek şöyle konuştu:

"Çocuklarımı alıp götürdüler. Biz de bunun üzerine avukatlarımızı devreye soktuk ve hukuk mücadelesine başladık. Şu ana kadar üç mahkeme yapıldı. İlk mahkemede hakim 3 yaşındaki Muhammet Ali’ye benim onu dövüp dövmediğimi sormuş. Oysa oğlum Almanca bilmiyor. Bunun üzerine de oğlum 'Ja' demiş. Nasıl olur da Almancası yeterli olmayan çocukların ifadeleri geçerli oluyor anlamıyorum. Oysa ben bugüne kadar çocuklarıma bir tokat bile atmadım. 6 yaşındaki kızım Gurbet’e soruyorlar, dövmediğimi söylüyor. İlk mahkeme velayeti bizden alıp Gençlik Dairesi’ne verdi."

MEMUR NEZARETİNDE ÇOCUKLARINI GÖRÜYORLAR
Çocukları görmek için mahkemeye başvurduklarını belirten Abdullah Dağ, "İkinci mahkemede çıkan karara göre çocuklarımızı Katolik Kadın Merkezi’nden bir memurun nezaretinde görebiliyoruz. Bu memura haftalık 175 Euro ödüyoruz. Bunun yanında Gençlik Dairesi çocukların bakım masrafı olarak her ay 11 bin 750 Euro fatura çıkarıyor" dedi.

SON ÇARE AVRUPA İNSAN HAKLARI MHKEMESİ
Haftada iki defa çocuklarını görebilen Abdullah Dağ, "4 aydır her türlü savaşı veriyoruz. Ama bir adım yol alamadık. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. En son çare Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağız" diye konuştu.

EVİNİN KAPISINI AÇAMIYOR
Çocukları için feryat eden anne Rahime Dağ, "Yetkililerden yardım istiyorum. Bir tane değil beş tane çocuğumu elimden aldılar. Evimin kapısını açamıyorum. Çocuklarımı görmeye gittiğim zaman boynuma sarılarak beni özlediklerini eve dönmek istediklerini söyleyerek ağılıyorlar. Allah düşmanımın başına böyle sıkıntı vermesin" diye göz yaşı döktü.

BAŞBAKAN'A BİZE SAHİP ÇIK ÇAĞRISI
Türk Dış İşleri’ne dört kere başvurduğunu ifade eden Abdullah Dağ, "Hiçbir cevap alamadım. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'dan umutluyum. O bu meseleye el atarsa sorun çözülür. Eğer biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı isek bize sahip çıksın, sesimizi duysun. Çocuklarım hiç değilse bir Türk ailenin yanına verilsin. Kendi kültürümüze göre yetişsinler. Bunu da kabul etmiyorlar" diye sitem etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!