Güncelleme Tarihi:
ŞAŞMAZ ve Mock, içinde pikola fındığı, kırılmış fındık, Türk pidesi ve çaydan oluşan hediyelerin bulunduğu torbaları, komşuların kapılarını çalarak ikram ettiler. Komşularının bu ikramları memnuniyetle kabul ettiklerini belirten Mehmet Şaşmaz, dağıtım sırasında başta maske ve mesafe kuralı olmak üzere tüm kurallara özen gösterdikleri söyledi. Dünyanın bazı ülkelerinde 17 Kasım, bazı ülkelerinde de 3 Temmuz’da kutlanan ‘Dünya Komşuluk Günü’nü salgın koşulları nedeniyle gecikmeli de olsa bazı komşularıyla birlikte yaşayabilmiş olmaktan sevinç duyduğunu ifade eden Şaşmaz, “Dünya Komşuluk Günü’ne bu günlerde daha fazla ihtiyaç duyuyoruz” dedi. Herkesin kendi koşullarının izin verdiği ölçüde bu özel günü yaşayıp, yaşatabileceğini belirterek, bundan sonra da bu geleneği devam ettireceğini vurgulayan Şaşmaz, bu tür etkinliklerin kültürlerarası iletişim ve toplumsal barışın kalıcılığına da katkı sağladığını belirtti:
TANIMAZ HALE GELDİK
“Özellikle üzerinde yaşadığımız ülkedeki komşuluk ilişkileri ve kültürüyle, atalarımızdan bizlere kalan komşuluk ilişkisi ve kültür arasında büyük farklar var. Atalarımız ne güzel söylemişler: ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır’, ‘Ev alma, komşu al’ ya da ‘Komşuda pişer, bize de düşer’. Ayrıca Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ öğüdünü de biliyoruz. Bütün bunlar ‘Dünya Komşuluk Günü’nün ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ama son yıllarda artık aynı apartmanı paylaşmış olduğumuz komşularımızı tanımaz hale geldik. Asansörde dahi birbirimize selam vermekten uzak durmaktayız. Hayatımızı, anılarımızı, sıkıntılarımızı ve mutluluklarımızı paylaştığımız komşularımızla yan yana evlerde oturmamıza rağmen, bayramlaşma dahi yapamıyoruz. ‘İmdat’ anında akrabalarımızdan daha önce yanımızda olacak olan komşularımızın değerini bilip, bundan uzak duran komşularımızı da kazanmak uğruna gerekli özveriyi gösterip, tanışmak, koşullar elverdiğinde bir akşam çayına davet etmek için böyle fırsatları değerlendirmeliyiz. ‘Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa orada yaşayın, çünkü komşularınız güzel insanlardır’ diyen Goethe’nin sözlerine de kulak vererek, bunu Almanya’da da yaşayabiliriz.”