Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2015 00:00
Euro’nun dolar karşısında sürekli düşüşü bu yıl tatili nasıl etkileyecek? Türkiye veya başka ülkelere seyahatler daha mı pahalanacak?
Bu soruları, turizmin uluslararası isimlerinden Vural Öger’e sordum. Vural Öger 2010 yılına kadar tüm dünyaya turist pazarlayan Öger Tours’un başındaydı. 2004-2009 yılları arasında Almanya Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Avrupa Parlamentosu milletvekili olarak görev yaptı. Şimdi V.Ö. Travel adıyla yeni bir turizm şirketi kurdu. Hem işadamı
hem bir siyasetçi olarak, Euro’nun gelişimini çok yakından takip eden Öger’le Euro’nun bugünkü durumu ve geleceğini de konuştum. Görüşmemizde Vural Öger’in halen aktif bir politikacı kadar Euro’nun gelişimini çok yakından takip ettiğini gördüm.
- BRÜKSEL’de AB zirvesinde Yunanistan’ı kurtarmak için bir uzlaşma henüz sağlanamadı. Ay sonunda Yunanistan’ın iflası bekleniyor. Bu durum siz turizmcileri ne kadar endişelendiriyor?
Yunanistan’ın içinde bulunduğu durum kurtarılacak gibi değil. Yunanistan bence uzatmalara oynuyor. Yunanistan’ın 360 milyar dolar borcu var. Önümüzdeki hafta milyarlarca dolar ödemesi gerekiyor. Bu şartlar altında Yunanistan yeni para almadığı takdirde, iflasını vermek zorunda. O zaman belki Drahmi’ye geri döner. Yeni Başbakan Çipras bence insanların ruhuna hitap ediyor, Merkel’e kafa tutuyor. Biraz Don Kişot’u oynuyor. Yunanistan iyi bir yola girmeye başladığı sırada, yeniden bir çıkmaza girdi. Ben Yunanistan’ın geleceğini hiç iyi görmüyorum.
- Suçlusu kim?
Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi ülkeler Euro’ya girdikten sonra, maaşlar ve masrafları da Euro’ya döndü. Bunun sonucu masraf ve maaşlar öyle arttı ki, ürünlerini uluslararası piyasada pazarlayamayacak hale geldiler. Portekiz’in Euro’dan önce güçlü bir tekstil sanayi vardı. Şimdi yok. Portekiz eski para birimi Eskudo’yu yüzde 5 veya 8 oranında develue ederek, değerini düşürerek, uluslararası piyasada rekabet gücü sağlıyordu. Euro’yla bunu yapamıyor. Yunanistan’ın veya Portekiz’in ürettiğini bugün Çin çok daha ucuza üretiyor. Portekizli işçi bin 300 veya bin 500 Euro alıyor, Çinli 150 Euro’ya çalışıyor. O zaman rekabet edemiyorlar. Euro bütün bu ülkeleri hasta etmiş durumda. Euro AB’yi tehdit eder bir duruma geldi. Euro’nun bu şekilde piyasaya girişi bence büyük hataydı. Politik birlik, fiskal birlik olmadan, ekonomi birbirine benzemeden Euro’nun piyasaya girmesi güneydeki bütün ülkeleri vurdu. Yunanistan eskiden Drahmi üzerinden yüzde 8 ile 10 arasında faiz ödeyerek, borçlanırken, Euro’ya girince, yüzde 2 faizle habire borç para aldı. Yunanistan ayağını yorganına göre uzatmadan, kendi gayri safi milli hasılasının üzerinde, ölçüsüz bir şekilde para harcayarak, ölçüsüz bir şekilde borçlanarak, kendisini bu hale getirdi. Bunun ana sebebi Euro’dur.
- Euro aynı zamanda bu ülkelerde turizmi de pahalandırdı mı demek istiyorsunuz?
Türkiye ile Yunanistan turizmde rekabet içinde. Bizde garsonlara şu andaki kura göre 600, 700 Euro civarında maaş ödeniyor. Yunanistan’da
bu rakam bin 600, bin 700 Euro. İki mislinden daha fazla. Bugün Girit’teki oteller Antalya’daki otellerin ortalamasının yüzde 50 üzerindedir. O zaman turist bakıyor ve “Ben niye Yunanistan’a gideyim ki, bu fiyatla” diyor. 1990’lı yılların başında Yunanistan’a Almanya’dan 1.5 milyon turist geliyordu. Türkiye 1 milyona ulaşmak için uğraşıyordu. Yunanistan bugün 1.5 milyonda kaldı, Türkiye 4.5 milyon Alman turiste ulaştı. Bunun ana nedeni, Euro’nun piyasaya girmesi. Malın pahalanması. Aldıkları sebzeden, kiraya, maaşa kadar Euro bazında fiyatlar çok yükseldi. Türkiye bu zaman içinde bir sürü devalüasyon yaptı. Türkiye inanılmaz ucuz bir tatil ülkesi, Yunanistan, İtalya veya İspanya’ya kıyasla. Bugün beş yıldızlı otelin geceliği İspanya’da ortalama 250 Euro, Yunanistan’da 150 Euro, bizde 80 veya 90 Euro. Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerin Euro’ya girmesi Türk turizmine doping etkisi yaptı.
- “Ortak para birimi Euro’ya geçmek yanlıştı” dediniz. Ama Euro AB’nin dağılmaması için çok çok önemli bir faktör değil mi?
Öyle düşünüldü. Ama Euro şu an AB’yi parçalıyor. Halk sokağa dökülmüş durumda. İspanya’da 30 yaşına kadar yüzde 55 işsizlik var. Portekiz ve Yunanistan aynı durumda. İnsanlar AB’ye karşı sokaklara dökülüyor. Bu muydu bu işin amacı? Bence önce politik birlik olurdu, fiskal birlik olurdu. Ekonomiler birbirine yavaş yavaş benzedikten sonra ortak para birimine geçilirdi.
- Euro’nun geleceğinden karamsar görünüyorsunuz?
Ben karamsarım. Ben Avrupa Parlamentosu’ndayken “İki vitesli Avrupa olmalı” dedim. Euro bence Almanya, Avusturya, Hollanda, Danimarka, Finlandiya gibi ekonomi verimi, ürün kalitesi çok yüksek olan ülkelerin para birimi olmalı. İkinci halkasında Güney Avrupa ülkeleri olmalı. Belirli kriterleri yerine getirdikten sonra ikinci halkadan birinci halkaya geçmeli. Harvard Üniversitesi ekonomi profesörü Paul Kruger, 2003’te New York Times gazetesinde bir makale yazdı. “Euro yanlış bir para birimidir. 10 ile 15 sene içinde dağılacaktır” dedi. Nedenlerini de yazdı. Ekonomi ve para birliği olan fiskal birlik olmadan ortak para birimine geçmenin zayıf ülkeleri çökerteceğini yazdı. Bugün bu ülkeler çökmüş durumda. Gayri safi milli hasılanın yüzde 170’i Yunanistan’da, yüzde 160’ı İtalya’da borç. Böyle bir firma bankaya gittiğinde, banka size der ki, “Siz batmışsınız, size kredi vermem mümkün değil...” Güney Avrupa ülkelerinin bilançolarına baktığınızda, klasik olarak batmış ülkelerdir. Kurtarılması da mümkün olmayan ülkelerdir. Bunun da ana mimarı Almanya’dır. Almanya, bu zayıf ülkeler sayesinde, Euro zayıf olduğu için mallarını fevkalade satıyor. Almanya şimdiye kadar tarihinin altın dönemini yaşıyor. Eğer bugün Almanya’da Euro yerine Mark olsaydı, bir Mark 1.5 dolar olurdu. Almanya paranın değerini nasıl düşüreceğim diye uğraşırdı ve mallarını bu kadar satamazdı. Düşük Euro en çok Almanya’nın işine yarıyor. Euro’nun devam etmesi için borçların sosyalleştirilmesi, zengin AB ülkelerinin zayıf Güney Avrupa ülkelerine karşılıksız para transferi yapmaları lazım. Avrupa Merkez bankası 1 trilyon Euro’nun üzerinde para piyasaya sürecek. Şimdi ne oldu? Eksi faizlere gelindi. Fakirler daha fakirleşecek, zenginler daha zenginleşecek. Zengin krediyle yatırım yapacak, ama çalışan biri, biriktirdiği bir miktar parayı bankaya yatırınca, çok düşük faiz alacak.
- Euro aylardır dolar karşısında devamlı düşüyor. Bu sizi turizm şirketi olarak nasıl endişelendiriyor?
Euro’nun değer kaybetmesi Euro bölgesindeki turizm şirketlerinin lehine değil. Biz gittikçe değeri azalan bir para alıyoruz. Türk lirasının değeri artıyor. Bizim masraflar bu durumda artıyor. Zayıf Euro biz turizmcilerin her açıdan aleyhinedir. Bu durum turist sayısını da negatif etkiler. İnsanların parası, gittiği ülkede daha düşük olduğu zaman, hesaplamaya başlar ve gelmez. Türk lirası 2.95-3 Euro’ya çıkmıştı. Şimdi 2.80’lerde dolaşıyor.
- Turist için ne anlama geliyor bu? Türkiye seyahati daha mı pahalı olacak geçen yıla kıyasla?
Evet, zaten geçen seneye kıyasla Türkiye rezervasyonlarında genel bir düşme var. Bu bir gerçek. Çeşitli nedenleri var. Katalogların çıktığı kasım ayında Euro 3 liraya yakınlaşmıştı. Şimdi yüzde 10 TL değer kazandı Euro karşısında. Euro’nun değer kaybı önemli bir faktör. Geçen hafta Antalya’daydım. Otellerin hepsinde düşme var. Rusya’dan gelişte yüzde 50 ve 70’lere varan bir düşüş var.