Eski kafalar değişmedikçe!...

ABD-Çin, Rusya-Avrupa arasında siyasi ve ekonomik çekişmelerin temelinde bunun kavgası yatıyor. Dünya, herkesin herkese karşı savaştığı bir dönemden geçiyor ve kendi içinde çok büyük riskler taşıyor. Türkiye bu süreçte aktif bir politika izliyor. Ortak bir tarihi mirasa sahip olduğu Orta Doğu’da, Balkanlar’da etkin olmak istiyor. Ama en başta müttefiklerinin engellemeleriyle karşılaşıyor.
Özellikle Alman basınında agresif bir Türkiye karşıtlığı haber ve yorumlar dikkati çekiyor.
Kimine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bu Türkiye karşıtlığının altında gizli bir Türk düşmanlığı yatıyor.
Bu düşmanlık, demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü gibi konularla kamufle ediliyor.
Kimine göre ise güçlenen bir Türkiye’yi çekememiyorlar.

TEK TARAFLI HABERLER
Alman basınında çıkan Türkiye haberleri bu görüşleri destekler nitelikte. Spiegel Online daha geçen haftaki bir haberinde ‘Türkiye Yayılmacılığı’ başlığı altında, “Erdoğan Somali’de petrol aratacak. Türk Cumhurbaşkanı hegemonyasını Afrika’nın en doğu ucuna yaymak istiyor” satırlarına yer verdi.
ABD, Arktika ve Atlantik’de petrol ve gaz yatakları arıyor. Fransa ya da İngiltere’nin başka sularda petrol araması haber olmuyor, ama Türkiye söz konusu olunca, ‘yayılmacılığa’ giriyor.
Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya’da ‘ayrılıkçı Hafter’ güçlerini destekliyor. Ama Türkiye’nin eğitim amaçlı resmi Libya hükümetinin talebi üzerine gönderdiği askeri ekip, Berlin’de hükümetin basın toplantılarında gündemden düşmüyor. Arap Emirlikleri ve Ürdün’ün ‘ayrılıkçı Hafter’e silah sevkiyatını kimse sormuyor.

BATI’NIN DA YARARINA
Başbakan Merkel, Türkiye’yi ziyaret edeceği zaman Alman basını, hükümetin basın toplantısında sözcü Steffen Seibert’i, “Merkel niçin şimdi Türkiye’ye gidiyor” diye yaylım ateşine tutuyor.
Seibert’in “Bu tür soruları komik buluyorum. Gidince niçin gitti, gitmeyince niçin gitmedi diye soruyorsunuz” yanıtı, bu tuhaf sorulara tepkiyi ele veriyor.
Dünya değişiyor. Ama bazı kafalar halen eski dünya kalıpları içinde geziniyor.
Değişime henüz ayak uydurabilmiş değiller.
Sadece bazı siyasetçiler değil, bazı gazeteciler de.
Oysa NATO üyesi Türkiye’nin bölgesinde söz sahibi olması Batı’nın da yararına.