Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'da yaklaşık bir yıl önce yürürlüğe giren Genel Eşitlik Yasası(AGG) kapsamında federal hükümete bağlı olarak kurulan Dışlamaya Karşı Daire, ekonomi dünyasıyla bir sözleşme imzalanması talebinde bulundu. Ancak Alman Sanayi ve Ticaret Odası (DIHK), yasayla birlikte bürokratik masrafların arttığına dikkat çekerken, böyle bir sözleşmeye sıcak bakmadığını açıkladı.
Berlin Eyalet Parlamentosu Yeşiller milletvekili Bilkay Öney ise Eşitlik Yasası'ndan sonra kurulan Dışlamaya Karşı Daire'nin hiçbir fonksiyonu bulunmadığını ve insanlara yardımcı olmaktan uzak olduğunu kaydetti. Eşitlik Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra bir yıllık çalışmalarını değerlendiren Dışlamaya Karşı Daire Başkanı Martina Köppen, ekonomi çevreleri tarafından dile getirilen çok sayıda dava açılacağı yönündeki korkunun gerçekleşmediğini belirtirken, 'Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, beklenen yoğun hukuk mücadelesi gerçekleşmedi. İnsanlar dava açmak değil yardım istiyor' açıklamasında bulundu.
Martina Köppen, bir yıl içerisinde kendilerine 2 bin 300 şikayet geldiğini ve bunun da yüzde 40'ının yaş, cinsiyet ve engelli olmaktan kaynaklanan mağduriyet sorunları teşkil ettiğini söyledi.
Martina Köppen, Eşitlik Yasası'yla ilgili olarak ekonomi ve siyaset arasında yapılacak bir sözleşmeden ekonomi dünyasının kazançlığı çıkacağına işaret etti. Köppen, 'Çoğulculukta başı çekmek özellikle de Alman işverenlerin çıkarınadır. Alman işverenler, ihracata yönelik çalışırlar ve ihracata bağımlıdırlar' dedi. Martina Köppen, eşitlik yasasının bir insan hakkı olduğunu belirtirken, bu konunun hassasiyetinin ortaya çıkması açısından aydınlanma kampanyası yürütülmesi gerektiğini kaydetti.
YEŞİLLER'DEN ELEŞTİRİ
Berlin Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili Bilkay Öney ise yasadan sonra kurulan Dışlamaya Karşı Daire'nin, fonksiyonu olmadığını söyledi. Öney, 'Bu daire, sebebi ister etnik kökeni, ister cinsiyeti veya isterse engelli olmasından dolayı dışlanmaya uğrayan insanlara sadece tavsiyelerde bulunuyor. Dışlamaya maruz kalmış insanlar burada çözüm üretilmiyor sadece istatistiklere geçmiş oluyor. AB uyum yasaları çerçevesinde eşitlik yasasını hayata geçirmek zorunda kalan Alman yasanın uygulanmasında da isteksiz gözüküyor' dedi.