Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: Arşiv
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2021 09:53
Almanya’ya yabancı iş gücü göçü İtalyan ‘misafir işçiler’le (Gastarbeiter) 1955 yılında başladı. 1961 yılından itibaren de Türk iş gücü göçü. Almanlar “Nasıl olsa birkaç yıl sonra dönecekler”, ‘misafir işçiler’ de “Nasıl olsa birkaç yıl çalışıp döneceğiz” diye düşündüler.
Ama hiç de öyle olmadı.
1973 yılındaki petrol kriziyle birlikte durum değişti.
Almanya ülkeye yeni yabancı işçi gelmesini durdurdu.
Bunun üzerine aralarında Türklerin de bulunduğu yüz binlerce işçi eş ve çocuklarını Almanya’ya getirdi.
Aileler bütünleşti.
Yani “Biz iş gücü çağırdık, ama insanlar geldi” diyen İsviçreli yazar Max Frisch’in söylemi gerçek oldu.
Evet...
İnsanlar geldi, ama Almanya’da sorumluluk taşıyan politikacılar bu insanların uyum sağlamaları, Almanca öğrenmeleri ve toplumsal yaşama eşit katılımları için yıllarca doğru dürüst somut adım atmadılar.
*
İşte bu yıl 30 Ekim’de Almanya ile Türkiye arasında imzalanan ‘
İşgücü Anlaşması’nın 60’ıncı yılı kutlanacak.
Ve işte Türk iş güçü göçünün 60’ıncı yılında Yeşiller’in başbakan adayı Annalena Baerbock ile partinin Eş Başkanı Robert Habeck, ‘Federal Göç Bakanlığı’ kurulmasını gündeme getirdiler.
“Amacımız misafir işçi olarak gelen herkes için eşit katılımlı bir toplum yaratmak” dediler.
“Katılım ve Eşitlik Yasası’nı hayata geçirmek istiyoruz” dediler.
Aslında bu yeni bir olgu değildir.
Federal hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu eski Devlet Bakanı Türkiye kökenli Aydan Özoğuz, bir ‘Federal Göç Bakanlığı’ kurulmasını 2016 yılında gündeme getirdi.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Aydan Özoğuz’un bu yöndeki önerisine Yeşiller ile Sol Parti sıcak baktı.
Ama hükümetin büyük kanadını oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) bu öneriye hiç de sıcak bakmadığı için unutulup gitti.
*
Hem göç hem de uyum yıllardır Almanya’nın gündemindedir.
İlk kez 1978 yılında dönemin SPD’li Başbakanı Helmut Schmidt, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eski Eyalet Başbakanı Heinz Kühn’ü ‘Federal Hükümetin Yabancı Sorunları Sorumlusu’ olarak göreve getirdi.
Hedef ülkede yaşayan yabancıların uyum sağlamalarına katkıda bulunacak politikalar üretilmesiydi.
Nitekim Heinz Kühn bir yıl içinde Almanya’nın bir göç ülkesi haline geldiğinden hareketle ‘Almanya’daki yabancı işçiler ile ailelerin uyumunun konumu ve geliştirilmesi’ başlığı altında ‘Kühn Memorandumu’nu hazırladı.
Bu memorandumda uyum için Almancaya ağırlıklı verilmesi yer aldı.
Sınıfların çok uluslu çocuklardan oluşması önerildi.
Okullarda yabancı çocukların ana dillerinin birinci veya ikinci yabancı dil olarak öğretilmesi de.
Meslek eğitimine ağırlık verilmesi de.
Hatta Almanya’da doğan yabancı çocuklara doğuştan Alman vatandaşlığı verilmesi ve reşit olunduğunda tek vatandaşlıkta karar kılınması bile.
Ama SPD’li Heinz Kühn’ün bu önerileri yıllarca dikkate alınmadı.
*
Heinz Kühn’den sonra Hür Demokrat Partili (FDP) Liselotte Funcke (1981-1991) görev yaptı.
Federal Uyum Bakanlığı kurulmasını önerdi.
Ama Helmut Kohl hükümeti dikkate almadığı için görevi bıraktı.
Daha sonraki FDP’li Cornelia Schmalz-Jacobsen (1991-1997), Yeşiller’li Marie Luise Beck (1998-2005) Yabancılar Sorumlusu olarak görev aldılar.
Onlar da ‘yabancıları’ uyumu ve eşit haklara sahip olmaları için bir dizi önerilerde bulundular.
Ama onlar da hayal kırıklığına uğradı.
2005 yılında dönemin CDU Genel Başkanı Angela Merkel Başbakan oldu.
Merkel, Federal Çalışma Bakanlığı ve bir süre Federal Aile Bakanlığı bünyesinde görev yapan Uyum Sorumlusu’na Devlet Bakanı statüsü verdi ve başbakanlığa bağladı.
Merkel döneminde Uyum Zirvesi ve Almanya İslam Konferansı hayata geçirildi.
Bir dizi yeni fikirler üretildi.
Bazı yasal düzenlemeler de hayata geçirildi.
Ama ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, dışlama bir türlü engellenmedi.
Eşitlik hâlâ sağlanamadı.
Federal Göç Bakanlığı veya Federal Uyum Bakanlığı kurulsa da, Almanya’da kafalar değişmeden ‘eşit katılımlı toplum yaratmak’ mümkün olmayacaktır.