Güncelleme Tarihi:
Suriye'nin başkenti Şam'da Ulusal Güvenlik binasına düzenlenen intihar saldırısında Savunma Bakanı ve Esad'ın eniştesi ile bir dizi üst düzey yetkili hayatını kaybetti. Suriye ordusundan yapılan ilk açıklamada "terör saldırısını gerçekleştiren kiralık ellerin kesileceği" ifade edilirken, Enformasyon Bakanı saldırıyla ilgili olarak Türkiye dahil dört ülkeyi suçladı.
Suriye devlet televizyonunun haberine göre, Ravda mahallesindeki binada bakanlar ile üst düzey güvenlik yetkililerinin toplantı yaptığı sırada düzenlenen "terör saldırısı"nda, Savunma Bakanı Davud Raciha ve aynı zamanda Savunma Bakan Yardımcısı olan Esad'ın eniştesi Şevket öldü.
Patlamanın ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Şevket, Savunma Bakan Yardımcılığı görevini Eylül 2011'den beri yürütüyordu. Esad’ın ablası Büşra ile evli olan Şevket, 2009-2011 yılları arasında askeri istihbarat şefliği yapmıştı.
Aynı zamanda Genelkurmay Başkan Yardımcısı olan Raciha ise Esad'a en yakın Hıristiyan devlet adamıydı. Raciha'nın yerine savunma bakanlığına jet bir atamayla General Fehd Casim El Feric getirildi.
Freyc, göreve gelir gelmez yaptığı ilk açıklamada, “Ulusal Güvenlik binasında meydana gelen hain, korkak ve günahkar terör patlaması, kahraman ordumuzu vatanı savunma ve terörü kökünden kazımada üstüne düşen görevi yerine getirmekten alıkoymayacak” dedi.
EL ŞAAR MUAMMASI
Saldırıda ağır yaralanan İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim el Şaar'ın da hayatını kaybettiği öne sürüldü. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Suriye devlet televizyonu el Şaar'ın öldüğünü bildirdi. Ancak uluslararası ajansların haberlerinde el Şaar'ın adı yaralılar arasında geçiyor.
Günün erken saatlerinde bazı Arap televizyonları da el Şaar'ın öldüğünü öne sürmüş ancak bu iddia resmi kanallarca yalanlanmıştı.
Muhaliften komplo teorisi: Aslında iki ay önce öldüler |
Bazı muhalifler saldırının asıl hedefinin Devlet Başkanı Beşar Esad olduğunu, ancak Esad'ın militanların “heyecanlanarak bombayı erken patlatması” sayesinde kurtulduğunu öne sürürken, Dr. Abdurrahman Et Dimaşkiye adlı muhalif ise Twitter’da şu iddiayı ortaya attı: “Özgür Suriye Ordusu, Suriye’deki askeri operasyonları yöneten Asıf Şevket, Davud Raciha, Hasan Türkmani, Muhammed el Şaar, Hişam Bahtiyar, Muhammed Said Buhaytan, Ali Memlük ve Salah el Naimi’den oluşan konseyi, bir korumalarının yardımıyla yemek sırasında zehirlemişti. Sahabe Tugayları adlı birim tarafından gerçekleştirilen suikastta bu isimler öldü, ama Şam rejimi bunu iki ay gizledi. Bu ölümleri en uygun zamanda, en uygun biçimde kullandılar. Hatta iki aydır morgda bekletilen cesetler, sözde bombalı saldırının yapıldığı binaya getirildi.” |
TÜRKMEN KOMUTAN DA ÖLDÜ
Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Manar televizyonu, aynı zamanda Esad'ın özel temsilcisi olan Suriye'deki krizin idaresinden sorumlu General Hasan Türkmani'nin yaraları sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.
Türkmen asıllı Türkmani, Ankara ve Tahran'la yakın ilişkilere sahip bir isimdi. Türkmani, Haziran 2011'de Ankara'da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla bir araya gelerek, Suriye'deki krizi ele almıştı.
El Arabiya'ya konuşan kaynaklar ise Esad'ın Genel İstihbarat Sorgulama Birimi Başkanı olan kuzeni Hafız Mahluf'un da öldüğünü iddia etti. El Mayadin televizyonu ise haberleri yalanlayarak Mahluf'un toplantıya bile katılmadığını aktardı.
Suriye basın organlarındaki haberlerde hükümetten bazı önde gelen isimlerin de ağır yaralı olduğu ifade edildi.
FAİLLER BELLİ OLDU
Saldırıyı Özgür Suriye Ordusu ve Esad karşıtı Liva el İslam isimli grup üstlendi.
Özgür Suriye Ordusu'nun Hatay'da bulunan lideri Riyad el Esad, Şam'daki saldırıyı kendi güçlerinin gerçekleştirdiğini doğruladı. Bununla birlikte Esad patlamanın bir intihar saldırısı olduğunu redderek, isyancıların bakanların toplandığı odaya bir bomba yerleştirdiğini öne sürdü.
Liva el İslam ise Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, saldırıyı gerçekleştirenin kendileri olduğunu ifade etti.
Uluslararası haber ajanslarına konuşan bazı Suriyeli kaynaklar, saldırganın, Esad'ın yakın çevresindekilerden birinin koruması olduğunu iddia etti.
Mart 2011: Şam ve Dera’da, siyasi mahkûmların salıverilmesi talebiyle geniş katılımlı prostesto gösterileri gerçekleştirildi. Güvenlik güçleri, göstericilere sert müdahalede bulundu, yüzlerce kişi öldü ve isyan başladı. Mayıs 2011: Ordu, tanklar ve ağır silahlarla Dera, Humus gibi kentlere girdi, çok sayıda isyancı öldürüldü. Bu arada Esad, orta yolu bulmak için siyasi mahkûmların bir kısmını salıverdi. Haziran 2011: Suriye Ordusu, Cisr-eş Şuğur’da geniş bir operasyon düzenledi. Baskının artması nedeniyle yaklaşık 10 bin kişi Türkiye’ye sığındı. Temmuz 2011: Muhalifler ilk kez İstanbul’da biraraya geldi. Ekim 2011: Rusya ve Çin, Suriye’yi kınayan BM kararını veto etti. Kasım 2011: Arap Birliği, Suriye’nin üyeliğini askıya aldı. Firarî ordu mensupları, Şam yakınlarındaki bir kışlaya büyük bir saldırı düzenledi. Şubat 2012: Rusya ve Çin, Suriye’yle ilgili BMGK bünyesinde hazırlanan bir karar tasarısını veto etti. Humus ve isyanın diğer önemli şehirleri, Suriye Ordusu’nca büyük bir operasyonu tâbi tutuldu. Esad güçleri, Bab-ı Amr’ı geri aldı. 1 2 Nisan 2012: Kofi Annan planı çerçevesinde ateşkes ilân edildi. Haziran 2012: Suriye, kendi hava sahasında olduğunu öne sürdüğü bir Türk askeri uçağını düşürdü. Türkiye, sınır bölgesindeki askeri angajman kurallarını değiştirme kararı aldı. AY AY SURİYE KRİZİ
Suriye Enformasyon Bakanı Umran el Zuabi saldırının dış istihbarat örgütlerinin işi olduğunu iddia ederek Türkiye'yi suçladı.
El Zuabi patlamalarla ilgili olarak, “Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail istihbaratının düzenlediği bu saldırı cevapsız kalmayacaktır” şeklinde konuştu.
Devlet televizyonuna konuşan, El Zuabi, 4 milyon askeri bir araya getirecek güce sahip olduklarını söyledi. Şam'daki 4. Tümen karargahındaherhangi bir patlamanın söz konusu olmadığını belirtti.
ORDUDAN İLK AÇIKLAMA
Suriye ordusundan yapılan ilk açıklamada ise saldırının sorumlularının cezalandırılacağı belirtilerek, "ulusal güvenliğe zarar veren ellerin kesileceği" belirtildi.
Suriye ordusunun televizyondan yayınlanan açıklamasında, "Silahlı kuvvetler, katil çetelerin ve suçluların kökünü kazımaya ve bu kişileri her gittikleri yerde takip etmeye kararlıdır. Bazı komutanları hedef alarak Suriye'nin bileğini bükebileceğini düşünenler, hayal dünyasında yaşamaktadır" denildi.
Aktivistler ise saldırının ardından ordunun Başkanlık Sarayı'nın etrafını tanklarla çevirdiğini öne sürdü. Sabah saatlerinden itibaren saray çevresinde çatışmalar olduğuna dair haberler geliyordu.
ÇATIŞMALAR YAYILIYOR MU?
Şam sakinleri Esad'ın erkek kardeşinin komutasındaki bir askerî üste, arka arkaya beş patlama olduğunu iddia etti.
Sünnilerin yaşadığı Meydan Mahallesi'nde de çatışmalar olduğu bildirildi.
Aktivistlerin ordunun ağır silahlarını geride bırakarak Meydan'dan çekilmeye başladığını öne sürmesi üzerine Suriye televizyonu çatışma görüntüleri yayınladı.
ŞAM VOLKANI VE SURİYE DEPREMLERİ
Özgür Suriye Ordusu, dün ülke genelinde "Şam Volkanı" ve "Suriye Depremleri" adlı iki büyük operasyon başlattığını açıklamıştı.
Başkent Şam, hafta sonundan bu yana hükümet güçleriyle silahlı muhalifler arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyordu.
Esad'ın, Suriye'de olayların başladığı Mart 2011 tarihinden bu yana en büyük güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olan Şam'ın kontrolünü kaybetmemek için İsrail sınırındaki birliklerini de başkente kaydırdığı iddia edilmişti.
BEYAZ SARAY'DAN AÇIKLAMA
Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Şam'daki patlamaya ilişkin, “Yaşanan olay, Esed'in kontrolü kaybettiğini, şiddetin azalmaktan ziyade arttığını ve tüm uluslararası partnerlerimizin bir araya gelmesi ve dönüşümü desteklemesi gerektiğini açıkça gösterdi” dedi.
Carney, günlük basın toplantısında, “Beyaz Saray'ın, Suriye'deki Esed rejiminin önde gelen yetkililerinin öldürülmelerini kınayıp kınamadığına” yönelik soru üzerine, şiddetin bir cevap olduğuna inanmadıklarını söyledi.
Son yaşanan gelişmelerin Suriye'de durumun her gün daha da şiddetlendiğini gösterdiğini dile getiren Carney, “Bu sadece pencerenin kapanmakta olduğunu kanıtlıyor. Suriye halkına hak ettikleri değişimi getirmeye yardım etmek için birlik halinde harekete geçmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı.
Carney, kimyasal silahların kontrol altında tutulmasının Suriye rejiminin sorumluluğunda olduğuna işaret etti.
Carney, Çin ve Rusya'yı kastederek, “Tarih, Esed'in müttefiki olanların yanında olmayacak” dedi.
SURİYE MÜSLÜMAN KARDEŞLER TEŞKİLATI'NDAN AÇIKLAMA
Suriye Müslüman Kardeşler Teşkilatı, Şam'daki patlamaya ilişkin, “Bugün helak olanlar, aynı şekilde bu vatanın evlatlarını katletmişti” değerlendirmesinde bulundu.
Teşkilat tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Bugün patlamada helak olanlar, bu vatanın evlatlarını kadın, çocuk, yaşlı demeden katletmekten kaçınmamıştı. Kendileri de aynı şekilde helak oldu. Bu ölümü kendi elleriyle hazırladılar. Ahiret azabı bundan daha şiddetlidir. Yaşananlar Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın uyarılarını dikkate almayan Beşşar Esed ve baskıcı çetelerinin yaptıklarının sonucudur.”
Patlamanın ardından, Esed yönetiminin “Yaralı kurda” dönüştüğü belirtilen açıklamada, Esed ve çetelerinin uyguladığı “Ahmakça” politikaların korkunç sonuçlar doğurabileceği, önleyici tedbirler alınması ve Suriye halkının korunması gerektiği vurgulandı.
Devrimin kahramanları ve Özgür Suriye Ordusu'nun kutlandığı açıklamada, Suriye halkı, devrimin hedeflerine sahip çıkmaya, ülkenin adalet, hürriyet, istikrar ve refaha ulaşması için daha fazla gayret göstermeye çağrıldı. Açıklamada ayrıca “Zafere giden yolu kısaltmak için, kan dökülmesini engellemeliyiz” denildi.
MOSSAD YÖNETİCİLERİ ACİL TOPLANTIYA ÇAĞRILDI
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, Suriye'deki gelişmeler üzerine İsrail istihbarat teşkilatı MOSSAD'ın yöneticilerini acil toplantıya çağırdığı bildirildi.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü, MOSSAD yöneticileri ve bakanlığına bağlı birimlerle toplantı yapan Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Suriye'de yaşanan gelişmeleri kapsamlı biçimde masaya yatırdığını belirtti.
Barak'ın bakanlık çalışanları ve istihbarat üyelerine olayları yakından takip etmeleri konusunda talimat verdiğini ifade eden Sözcü, Barak'ın konuyu Başbakan Binyamin Netanyahu ile de görüştüğünü bildirdi.
Sözcü, Barak'ın toplantı sonrası, “İsrail, Suriye'deki tüm gelişmeleri yakından izliyor” dediğini aktardı.