Erkekler niçin sarışın sevmez

BİZ erkekler bir sarışın gördü mü, elektrik çarpmış gibi oluruz, kanımız donar. Beyine kan gitmeyince dilimiz peltekleşir, dut yemiş bülbüle döneriz. Pas alamayınca da İbo’nun “Esmersen güzelsin, le le le canım” türküsüyle avuturuz kendimizi. Ama sonunda yine ağzımızdan kaçırırız, “Gelme biye küstüm siye, bir öpücük vermedin, vallah huylandım siye.” Nedir sarışını bu denli cazip kılan? Neden sarışınlık böylesine tutkuyu ateşler biz erkeklerde? Çok değerli altına benzediği için midir, yoksa masallardaki masum prensesi kafamızda canlandırdığı için midir bilmem ama, bu sarışınlıkta bir tılsım var sanırım. Çok tuhafızdır biz erkekler. Sarışınlara karşı tüm bu zaafımıza rağmen bir de sarışın imajı vardır kafamızda. Hafifmeşreptirler, çok çabuk yoldan çıkarlar. Hem masumdurlar hem erotik.

***

Kafamızdaki bu imajı ise efsanevi sarışın Marilyn Monroe’nün ta 1953’te çevirdiği “Erkekler sarışın sever” filmi şekillendirmiştir. O gün bugündür sarışın deyince iki sözcük zuhur eder kafamızda: Güzel ve aptal. Sonra başlarız fıkralar anlatmaya. “Sarışının biri elektrikler kesilince yürüyen merdivenlerde 6 saat mahsur kalmış. Bir sarışını susturmak için ne yapmalı? Cevap: Ne düşünüyorsun diye sormalı. Sarışınlar 11 sayısını neden yazamazlar? Hangi 1’i önce yazması gerektiğine karar veremedikleri için.”

***

Dünyada en çok sarışının bulunduğu ülke Finlandiya. Uluslararası öğrenci başarılarını ölçen Pisa araştırmasında çok gariptir, Finlandiya birinci sırada geliyor. Sarışın oranı yüzde 10 olan Almanya 13. sırada, sarışının parmakla sayıldığı Türkiye ise sondan ikinci.

***

İzmir’li lise öğrencisi sarışın Merve Kulmaç’ın öyküsünü mutlaka duydunuz. Merve anadan doğma sarışın bir kız öğrenci. Ancak öğretmenleri Merve’nin saçlarının boya olduğuna inanıyor. Türkiye’de okullarda makyaj ve saç boyama yasağı nedeniyle Merve’ye saçını boyama diye baskı yapıyor okulu. Merve iki yılda üç okul değiştiriyor. En sonunda Merve’nin babası, Ege Üniversitesi Patoloji bölümünden kızının saç renginin doğal olduğuna dair rapor alıyor. Ama mühürlü imzalı rapora rağmen öğretmenler de öğrenciler de halen ailenin raporu parayla aldığına inanıyor. Olaya Alman basını da geniş yer verdi. Alman meslektaşlarımın ilk sorusu “Türkiye’de okullarda saç boyama yasağı doğru mu gerçekten” oldu. Sadece onlar değil, Almanya’da Türk öğrencilerin de öfkeyle karışık sitemleriyle karşılaştım. Bu öğrenciler, özellikle de sarışın okul arkadaşlarının Merve olayına çok kızdıklarını anlattı. Onlardan bir tanesi sözlerini aynen yazıyorum: “Ben erkek öğrenci olarak burda ilkokuldayken saçlarıma sık sık gölge yaptırdım. Özel hayata girdiği için kimse karışmadı. Böyle bir yasak bireysel özgürlüğe bir müdahaledir.

Türkiye’de bu tür olaylar bizi Alman arkadaşlarımız karşısında küçük düşürüyor. Biz gençler Türkiye’yle gurur duyacağımız günleri özlüyoruz.” Eğer Türkiye Avrupa’da yetişen Türk gençlerini kaybetmek istemiyorsa, bu mesajı çok ciddiye almalı. Onları saç renginin doğal mı yoksa boya mı olduğu gibi dandik sorularla zor duruma düşürmemeli.