Güncelleme Tarihi:
BASIN MENSUPLARININ DURUMU
Davaya bakacak mahkemenin, duruşmalarla ilgili 3 sayfalık talimat yazısına göre, basın mensupları i?in 30 kişilik yer ayrılan duruşma salonunda Anadolu Ajansı başta olmak üzere 6 haber ajansı duruşma süresince tüm gün boyunca birer muhabir bulundurabilecek.
Diğer basın kuruluşları temsilcilerinin de dönüşümlü olarak duruşma salonu ya da koridordaki ekrandan takip edebileceği duruşmayı izlemek i?in bölgeye gelecek canlı yayın ara?ları, adliyenin bulunduğu cezaevi yerleşkesi girişindeki otoparka kadar alınacak.
Kendilerine verilen tanıtım kartları ile duruşma salonuna girecek basın mensupları, iki ayrı arama noktasından ge?tikten sonra duruşma salonuna alınacak.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya ?z, Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel'in hazırladığı 450 klasörden oluşan 2455 sayfalık iddianamede, Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel ?zbilgin "maktul", ?zbilgin dışında dönemin daire başkanı, şimdiki Danıştay Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönen?, Ayfer ?zdemir ve Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu da "mağdurlar" olarak sıralanıyor.
"İhbar eden" olarak da Şevki Yiğit'in adı ge?en iddianamede, soruşturmanın 12 Haziran 2007'de Trabzon İl Jandarma Komutanlığının 156 hattını gizli numaradan arayarak, isim ve kimliğini belirtmeyen bir kişinin telefon ihbarıyla başladığı, ihbardan yola ?ıkılarak ?mraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombası ele ge?irildiği ve bazı kişilerin yakalandığı belirtiliyor.
Bu kişilerden bazılarının, başta Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması ve Danıştay saldırısı olarak bilinen eylemler olmak üzere, daha önce meydana gelen bazı adli olay ve olay failleriyle bağlantılarının kurulması üzerine soruşturmanın genişletildiği ifade edilen iddianamede, soruşturmada, daha önce bir ceza davasına konu olmamış "Ergenekon" isimli terör örgütüne ulaşıldığı kaydediliyor.
"DERİN DEVLET"
İddianamede, "Türk tarihine ait önemli bir kavram ve bilinen Türk Destanının da adı olan Ergenekon ile terör örgütü kelimelerinin iddianamede yan yana getirilmesinin savcılığın tercihi olmadığı" vurgulanarak, ele ge?en 'İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi" isimli dokümandan ve soruşturma evrakı genelinden 'Ergenekon' terör örgütünün bu dokümanın yazım tarihi olan 1999'dan da öncesine dayanan, gizli örgütlü faaliyet i?erisinde bulunduğunun, yönetici ve üyelerinin örgütü 'derin devlet' kabul edip dışa karşı da bu şekilde gösterdiklerinin anlaşıldığı ifade ediliyor.
Tuncay Güney'den ele ge?irilen belgelere yer verilen iddianamede, ger?ekleştirdiği eylemlere rağmen, örgütün deşifre edilmesinin daima engellendiği anlatılarak, Susurluk'taki trafik kazasının, örgütün kapılarını kısmen de olsa araladığı belirtiliyor.
İddianamede, "?rgütün yakın amacının, ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp, kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahale ile yönetimi ele ge?irmek olduğu tespit edilmiştir" deniliyor.
Devletin resmi kurumlarından alınan cevaplara göre yapılan değerlendirmede de "kendilerini 'derin devlet' olarak niteleyen 'Ergenekon' yapılanmasının, devletin hi?bir resmi kurumuyla irtibat ve alakasının bulunmadığı dile getiriliyor.
?RG?T?N YAPISI
İddianamede, sanıklar Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Sel?uk, emekli Tuğgeneral Veli Kü?ük, İş?i Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perin?ek, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski İstanbul ?niversitesi (İ?) Rektörü Kemal Yal?ın Alemdaroğlu ve Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ'ın "örgütün üst düzey sorumluları ve yöneticileri" oldukları belirtiliyor.
Ele ge?irilen dokümandan örgütün, "Ergenekon Başkanlığı"na bağlı yurt i?i ve yurt dışı olmak üzere yapılandığı anlatılan iddianamede, dokümandan örgütünün yurt i?i yapılanmasının "askeri yapılanma", "devlet kurumlarında yapılanma", "sivil yapılanma", "mafya yapılanması" ve "terör örgütü yapılanması" şeklinde beş ana bölümden oluştuğu, kurulan sivil toplum örgütlerindeki kişilere darbeden sonra ?eşitli makam ve mevkiler vadedildiği kaydediliyor.
İddianamede, örgüt üyelerinin Ulusal Kanal, Cumhuriyet gazetesi, Aydınlık Dergisi ve bağlı birleşik kuruluşlar ile diğer medya organları i?erisine sızdırıldığı, mafyanın örgüt tarafından yönetilip kontrol altına alınması ve yurt dışındaki mafya örgütleriyle de entegrasyonunun sağlanmasının benimsendiği ifade ediliyor.
İddianamede, bu doğrultuda mevcut yapılanma i?inde yer alan Sami Hoştan, Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay ve Osman Yıldırım gibi kişiler vasıtasıyla örgüte gelir temin edildiği anlatılarak, örgütün yurt dışı yapılanması konusunda örgüt dokümanında a?ık hükümler bulunduğu, sanıklar Veli Kü?ük, Sevgi Erenerol, Kemal Kerin?siz, Kemal Yal?ın Alemdaroğlu, Doğu Perin?ek, Sedat Peker, Sami Hoştan ve Ferit İlsever'in yurt dışında örgütsel süreklilik arz edecek şekilde toplantılara katıldıklarının tespit edildiği ifade ediliyor.
TSK'YI DARBEYE TEŞVİK
İlhan Sel?uk'un, "Ergenekon" üst yapılanmasında yer alan "Teori Tasarımı ve Planlama Dairesi Başkanlığı"na bağlı sivil bölümün başında olduğu, bu bölümü yönettiği ve Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) darbeye teşvik ettiği belirtilen iddianamede, Kemal Alemdaroğlu'nun da Sel?uk'un yardımcılığını yaptığı, aynı zamanda örgütün üniversite yapılanması i?erisinde görev aldığı kaydediliyor.
İddianamede, aynı bölümde faaliyet gösteren ve Sel?uk ile örgütsel faaliyetleri yürüttüğü anlatılan Perin?ek'in de bunun yanında askeri yapılanma ile de irtibatlı bulunduğunun anlaşıldığı bildiriliyor.
"Ergenekon" ve lobi dokümanında ayrıca "köprü personelden" bahsedildiği anlatılan iddianamede, "Delillerden, Ergenekon gizli yapılanması ile sivil unsurları oluşturan lobi yapılanması arasındaki ilişkiyi 'köprü personel' olarak şüpheliler Veli Kü?ük ve Muzaffer Tekin'in sağladığı anlaşılmıştır" ifadelerine yer veriliyor.
Kü?ük'ün, örgütün deşifre edilen tüm sivil uzantılarıyla ilişkili olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar kaydediliyor:
"Kü?ük'ün zaman zaman örgütün karargahı konumunda olan Türk Ortodoks Kilisesi'nde a?ık ve gizli toplantılar düzenlediği, örgütün ger?ekleştirdiği bir?ok toplumsal gösteri ve basın a?ıklamalarına katıldığı, alınan gizli tanık beyanlarından yakın tarihimizde ülkemizde ciddi kaos ve gerginlik oluşmasına neden olan bir?ok faili me?hul olayların planlayıcısı ve azmettiricisi olduğu, tüm bu eylem ve faaliyetlerini, etrafındaki mafya gruplarına ya da suikast timlerine yaptırdığı, bu ilişkilerini de halen sürdürdüğü anlaşılmaktadır."
MUZAFFER TEKİN
İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olayını bizzat emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in yaptırdığı ifade edilerek, dosyadaki tüm delillere birlikte bakıldığında, Tekin'in bu eylem kararı ve talimatlarını tek başına verebilmesinin mümkün olmadığı, diğer ilişkilerine bakıldığında Ergenekon terör örgütünün gizli yapılanması i?erisinden gelen emir ve talimatları uyguladığının anlaşıldığı belirtiliyor.
İddianamede, "Ergenekon" örgütünün, terör örgütlerinin yok edilmesini değil, kontrol altına alınıp örgüt adına kullanılmasını benimsediği savunuluyor.
"Bu konuda Veli Kü?ük ve ?mit Oğuztan'tan ?ıkan 'Panzehir' isimli dokümanda, PKK'nın tamamen tasfiye edilmesi yerine, Abdullah ?calan ile iş birliği yapılıp bizzat Ergenekon terör örgütü i?erisinde bulunan kendilerince gen? subay olarak tabir ettikleri, muhtemelen örgüt adına ?eşitli askeri kurumlara sızmış örgüt üyelerinin PKK'nın üst düzey yönetici kadrolarının yerlerine getirilmesinin öngörüldüğü ifade edilen iddianamede, dosyadaki delillerden Doğu Perin?ek, Ferit İlsever ve Hayati ?zcan'ın PKK kamplarında terör örgütünün elebaşı Abdullah ?calan'la bir?ok fotoğrafının bulunduğuna işaret ediliyor.
Sanıkların DHKP/C ve Hizbullah terör örgütleriyle doğrudan bağlantılarının bulunduğu kaydedilen iddianamede, delillerin incelemelerinde, tüm şüphelilerin Ergenekon yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum, dernek ve platformlar ile medya kuruluşlarında örgüt adına faaliyetlerde bulunduğu kaydediliyor.
ELE GEÇEN MALZEMELER
Emniyet Genel Müdürlüğünden (EGM) 5 Haziran 2008'de "Ergenekon" yapılanması ile ilgili gelen yazıya da yer verilen iddianamede, yazıda,
soruşturmada 39 el bombası, 2 i?i boşaltılmış el bombası, 11 kilogram C-3 patlayıcı, 1160 gram tahrip kalıbı, 1 gaz bombası, 10 fünye, 5 işaret fişeği, 3 sis bombası, 21 TNT kalıbı, 1 yangın bombası, 84 kapsül, 24 ateşleme ?akmağı, 50 infilak fitili, 35 ?eşitli boylarda infilak fitili, 1 eğitim bombası, 2 demir ?ubuk i?erisinde patlayıcı, 18 gram Emolite marka patlayıcı, 13 santimetre uzunluğunda infilak kapsülü i?in irtibatlık fitil, 3 Golden ibareli plastik tüp i?erisinde hidrolik asit, 3 uzun namlulu tüfek, 2 av tüfeği, 2 havalı tüfek, 21 tabanca, 3 kuru sıkı tabanca, 34 şarjör, bin 74 dolu fişek, 73 av fişeği, 1 susturucu, 2 i?i boşaltılmış havan mermisi, 9 i?i boşaltılmış u?ak savar mermisi, 1 kasatura, saniyeli fitil, ?ok sayıda demir bilye, bomba yapımında kullanılan malzemeler, telsiz, kasatura ve bı?ak ele ge?irildiğinin kaydedildiği bildiriliyor.
İddianamede, EGM'ce "Ergenekon yapılanmasının 3713 Sayılı Kanun'da belirtilen özelliklere sahip bir terör örgütü olduğu belirtilmiştir" denilerek, "yapılanmanın a?ık?a terör örgütü olduğu" vurgulanıyor.
SUİKAST PLANLARI
?rgütün ger?ekleştirmeyi planladığı eylemlere de değinilen iddianamede, İP Genel Merkezi'ndeki aramada ?ok sayıda CD bulunduğu, bunlardan birinde, Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın İzmir ve Balıkesir'de yapacağı ziyaretler sırasındaki koruma planının yer aldığının anlaşıldığı kaydediliyor.
İddianamede, bu konunun sorulduğu Doğu Perin?ek'in şüpheli cevapları, aynı yerden ele ge?irilen Yargıtay krokileri ve İzmir NATO Karargahı krokileriyle birlikte değerlendirildiğinde, Orgeneral Büyükanıt'a yönelik kötü ama?lı eylem ve planlar yapılmış olabileceğinin düşünüldüğü belirtiliyor. Ayrıca, şüpheliler arasındaki telefon görüşmeleri ve ifade i?eriklerinden, örgütün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanmasının, Orhan Pamuk, Fehmi Koru, Ahmet Türk, Osman Baydemir veya Sebahat Tuncel'in öldürülmesi konusunda plan yaptığının sabit olduğu ve ger?ekleşmesi halinde terör eylemi niteliğinde bulunacağı anlatılıyor.
Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay olayı faillerinin aynı şahıslar olduğunun anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, sanıkların işlediği öne sürülen su?lara yer veriliyor.
Devlete ait ?ok gizli belgelerin ele ge?mesi ile suikast planlarına yer verilen iddianamede, Ankara'da bulunan Kuvva-i Milliye Derneğinin Genel Merkezi'ndeki aramada elde edilen şüpheli Bekir ?ztürk'e ait dizüstü bilgisayarda kayıtlı dosyada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti'den herhangi birinin Cumhurbaşkanı olması durumundaki simülasyona ulaşıldığı anlatılıyor. Bu simülasyona göre, şok suikastlar olarak Fener Rum Patriği Bartholomeos'un, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan'ın ve iş adamı İshak Alaton'un öldürülmesi konularını i?eren Fuat Ermiş Sesar imzalı belgenin bulunduğu, bunun da son zamanlarda meydana gelen farklı dinlere mensup kişilerin öldürülmesi olayları ile doğrudan irtibatlı ve hedef gösterici yazı olması sebebiyle, yazıyı hazırlayan şahısların tespit edildiği belirtiliyor.
?RG?T?N?N EYLEMLERİ
İddianamede, "Ergenekon terör örgütü"nün ger?ekleştirdiği belirtilen eylemler şöyle sıralanıyor:
-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ıskata teşebbüs,
-Darbe ortamı hazırlamak amacıyla halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik,
-Mayıs 2006'da Şişli'de bulunan Cumhuriyet gazetesi merkezine el bombası atılması,
-10 Mayıs 2006'da Şişli'deki Cumhuriyet gazetesine el bombası ile ikinci saldırının ger?ekleştirilmesi,
-11 Mayıs 2006'da Cumhuriyet gazetesine el bombası atılmak suretiyle ü?üncü saldırının ger?ekleştirilmesi,
-17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesine yönelik ger?ekleştirilen silahlı saldırı sonucu Danıştay üyesi Mustafa Yücel ?zbilgin'in öldürülmesi ve 2 üyenin yaralanması,
-13 Haziran 2007 günü İstanbul-?mraniye il?esinde bir adrese düzenlenen operasyonda 27 adet el bombası ele ge?irilmesi,
-25 Haziran 2007'de Eskişehir'de emekli Yüzbaşı Fikret Emek'ten 12 adet el bombası, 2 adet uzun namlulu silah, 11 kilogram C3 patlayıcı madde, 11 kilogram TNT patlayıcı madde, 2 adet ruhsatsız silah ve bol miktarda dokümanın ele ge?irilmesi,
-Devlete ait gizli bilgi ve belgelerin ele ge?irilip amacı dışında kullanılması,
-Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme eylemleri,
-Silahlanma, ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma eylemleri.
?RG?T?N GELİRİ
"Ergenekon" terör örgütünün "silahlı bir örgüt" olduğu ifade edilen iddianamenin "?rgütlenme Eylem ve Faaliyet Alanları" başlıklı bölümünde, örgüte gelir getirici illegal faaliyetler, "mafyanın kontrol altına alınması, uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, kamu ve hazine arazilerinin illegal olarak satılması, bankalardan hackerler yoluyla para ?alma, kimyasal silah üretim ve ticareti, hava kargo ticareti (kara para aklamak i?in), dini i?erikli naylon vakıflar kurulması, naylon şirketler kurulması, insan ka?ak?ılığı ticareti ve sivil toplum kuruluşlan vasıtasıyla yardım toplama" olarak sıralanıyor.
SONUÇ: ?RG?T, H?K?METLERİ DEVİRMEYE ELVERİŞLİ
İddianamenin sonu? bölümünde, dosyadaki tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu "Ergenekon terör örgütü"nün bir?ok alanda örgütlenmesini tamamladığı belirtiliyor.
Bu örgütün amacına ulaşabilmek i?in Danıştay saldırısı benzeri bir?ok suikastı da planladıklarının, ele ge?irilen belgeler, iletişim tespit tutanakları, bir kısım şüpheli ve tanık beyanlarından anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şöyle deniliyor:
"Ergenekon terör örgütünün bu tür eylemler i?in sabıkalı ve su?a meyilli insanları Kuvayı Milliye Derneklerine üye yaptırdığı, bu tür insanları derneklerde toplayıp ?eşitli rütbeler ve sözde askeri görevler verdiği, basın yayın kuruluşlarını, mafyayı ve terör örgütlerini kontrol altına almaya ?alıştığı belirlenmiştir.
Sivil toplum kuruluşların üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları ama?ları doğrultusunda sevk ve idare etmeleri, medya, mafya ve terör örgütleri üzerindeki etkileri dikkate alındığında, anılan örgütün her yönüyle hükümetleri devirip yönetimi ele ge?irmeye elverişli olanaklara sahip oldukları anlaşılmıştır."
AĞIRLAŞTIRILMIŞ M?EBBET HAPİS İSTEMİ
İddianamede, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Kü?ük'ün, "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" su?larından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.
"Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye teşebbüse azmettirmek" su?undan 4 mağdur i?in ayrı ayrı cezalandırılması istenen Kü?ük'ün bu su?a ilişkin toplam 52 ile 80 yıl arasında hapsi öngörülüyor.
Kü?ük'ün diğer su?lamalarla ilgili olarak da 194 ile 435 yıl arasında hapsi talep edilen iddianamede, tutuklu sanık Doğu Perin?ek'in de "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" su?undan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor.
Perin?ek'in TCK'nın 220. maddesinde yer alan "?rgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti ?er?evesinde işlenen bütün su?lardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmek" su?undan da ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen iddianamede, Perin?ek'in diğer su?lamalara ilişkin de 192 ile 417 yıl arasında hapse ?arptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Kü?ük ile Perin?ek'e ilişkin sevk maddeleri arasında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'nun 73. maddesi ile Telsiz Kanunu'nun 32. maddesinin de bulunması dikkat ?ekiyor.
İLHAN SELÇUK VE DİĞERLERİ
Diğer sanıklardan tutuksuz yargılanan Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Sel?uk ile tutuklu sanık Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın da "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" su?undan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor.
İddianamede, Sel?uk ve Karadağ ile tutuksuz sanık eski İ? Rektörü Kemal Yal?ın Alemdaroğlu ve tutuklu Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un da TCK'nın 220. maddesinde yer alan "örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti ?er?evesinde işlenen bütün su?lardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmek" su?undan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.
Tutuklu sanık emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" su?larından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen iddianamede, bu sanıkların diğer su?lamalara ilişkin olarak da 217 ile 500 yıl arasında değişen hapis cezalarına ?arptırılmaları talebinde bulunuluyor.
İddianamede, yine tutuklu olan avukat Kemal Kerin?siz'in de aralarında bulunduğu diğer 79 sanığın ise değişik su?lamalardan 1 ile 74 yıl arasında değişen hapsi isteniyor.
Bir kısım şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtilen iddianamenin sonunda, bir kısım şüpheliler hakkındaki evrakın da ayrıldığı belirtiliyor.