Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, buradaki konuşmasında, “kalbi gurbette çarpanın, gönlünün sılada yandığını” ifade ederek, Türk vatandaşlarının on yıllar önce evini, barkını, toprağını, anne babasını, eş ve çocuklarını geride bırakarak gurbet ellere geldiklerini belirtti.Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok zor günler geçirdiniz, zor şartlarda tutunma mücadelesi verdiniz. Sılaya hasret bir yana yabancı olmanın, Türk olmanın, Müslüman olmanın, emekçi olmanın ağırlığını yüreğinizde hissettiniz. Ekmek parası için alın teri dökerken kulağınız ana vatanda, gözünüz, gönlünüz ana vatanda, özleme, hasrete göğüs gerdiniz. Şundan lütfen emin olunuz ana vatandaki kardeşleriniz sizlerle her zaman gurur duydular. Türkiye'de kardeşleriniz sizlerin hüznünü, sevincini sizlerle birlikte paylaştılar. Sizin mutluluğunuz, bizim mutluluğumuz oldu. Gurbette sizin acınız, sılada bizim acımız oldu. Sizler bizim Avrupa'daki temsilcilerimiz, Avrupa'ya açılan penceremiz oldunuz. Sizler bizim Batı'ya bakan yüzümüz, modern yönümüz oldunuz. Sizler, birileri istemese de Avrupa Birliği'nde bizim üyelerimiz oldunuz.”
Bu nedenle gurbetçilere şükran ve minnet borçlu olduklarını dile getiren Erdoğan, “Şunu açık açık söylüyorum; Sizler asla ve asla yalnız değilsiniz. Sizler gurbette tek başına değilsiniz, kendi kaderine terk edilmiş asla değilsiniz. Sizin arkanızda Türkiye Cumhuriyeti var kardeşlerim. Sizin arkanızda güçlü ekonomisiyle, dış politikasıyla itibarlı bir ülke var. Sizin arkanızda şanlı bir tarih, köklü bir medeniyet, zengin bir kültür var” diye konuştu.
“BUGÜN BAMBAŞKA BİR TÜRKİYE VAR”
Gurbetteki hiçbir Türk vatandaşının boynunun bükük olmayacağını kaydeden Erdoğan, hiçbir Türk vatandaşının kendisini, ezik, ötelenmiş, itilmiş hissetmeyeceğini dile getirdi.Erdoğan, “Sizlerden kimliğinizi, pasaportunuzu gururla göstermenizi istiyorum. Gururla, göğsünüzü gere gere 'Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' demenizi istiyorum. Büyük bir ülkenin, bir medeniyetin mensupları olarak başı dik, alnı ak olarak bulunduğunuz her yerde öz güvenle kendinizi ifade etmenizi istiyorum” dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'den Avrupa'ya göçün 50 yıl önce başladığını anımsatarak, Türk vatandaşlarının yoksulluk, işsizlik, umutsuzluk nedeniyle gurbete sürüklendiğini söyledi.Türkiye'nin geçmişte her zaman ekonomik krizlerle anılan bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, “Türkiye demokrasisi yaralı bir ülke oldu, böyle anıldı. Türkiye, terörle, yoksullukla, geri kalmışlıkla, ne yazık ki bütün bu sıfatlarla anılan bir ülke oldu” diye konuştu.
Krizlerle anılan bir ülkenin vatandaşları olarak gurbette bulunan Türk vatandaşlarının da aynı acıyı hissettiğini ifade eden Erdoğan, “Şunu büyük bir memnuniyetle söylüyorum, o günler artık geçmişte kalmıştır. Ekonomik krizler, müdahaleler, ağır aksak işleyen demokrasi, yasaklar, yolsuzluklar artık geride kalmıştır. Bugün bambaşka bir Türkiye var” değerlendirmesinde bulundu.Türkiye'nin bugün tüm dünyada güçlü, ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla standartları yükselen ve demokrasisiyle farklı bir konumda olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bugün geleceğe umutla bakan, güvenle, özgüvenle bakan bir Türkiye var. Küresel finans krizi nedeniyle tüm dünyada ekonomiler daralırken bugün istikrarla büyüyen bir Türkiye var. 2010 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 8,9 oranında büyüdü. Yani Türkiye, Avrupa'da ve OECD ülkeleri içinde bir numara. Türkiye dünyada üçüncü sırada. Bildiğiniz gibi bu küresel finans krizi başladığı zaman biz şunu söylemiştik, 'Bu Türkiye'yi teğet geçecek' demiştik. Bunu söylediğimizde bazıları gülmüştü, 'Başbakan ne diyor' demişlerdi. Ve iş bitti bu defa şunu söylediler; 'Başbakan haklı çıktı' dediler. Çünkü biz yere sağlam basıyorduk, biz uçmuyorduk birileri gibi... Biz hayal üretmiyorduk, işimizi bilerek yapıyorduk. Ve bunun da neticelerini hamd olsun aldık, gördük görüyoruz.”
“ÖNCEKİLER YÖNETİCİ DEĞİL MİYDİ?”
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin ekonomik verileriyle bugünkü değerlerini karşılaştırarak değerlendirmelerde bulundu.İktidara geldiklerinde Türkiye'nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası ile borcunun oran itibariyle yüzde 73 civarındayken, bugün yüzde 45'e düştüğünü kaydeden Erdoğan, devletin borçlanma faizinin o dönemde yaklaşık yüzde 63 iken, bugün yüzde 7 civarına indiğini belirtti.O dönemde yüzde 30 oranındaki enflasyon oranının 3,99 - 4'e düştüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bizden önceki iktidar gitti IMF'den 30 milyar dolar borç aldı. Bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Şimdi borcumuz 5,2 milyar dolar. Bitmedi... Merkez Bankamızın döviz rezervi 2002 sonu itibariyle 27 milyar dolardı. Şu anda 92 milyar dolar.
Nereden nereye geldik. Bizden öncekiler yönetici değil miydi? Yolsuzlukların olduğu bir ülkede rakamlar buraya ulaşır mı? İşte bakın nerelere geldik görüyorsunuz. Şu anda Türkiye dünyada takdirle izleniyor, parmakla gösteriliyoruz, emin adımlarla ilerliyoruz, çıtayı çok daha yükseklere çekiyoruz. Şimdi artık 4 yıl sonrasının hesabını yapmıyoruz. Artık 2023 yılının hesabınını yapıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100 yıl dönümüne hazırlanıyoruz. Şu andaki seviyeler bize yetmez. Türkiye bunun çok daha ötesini, çok daha fazlasını hak ediyor. Şimdi hedef 2023'te 2 trilyon dolar milli gelir, bunu hedefliyoruz.”