Güncelleme Tarihi:
Bild Gazetesi'nde manşetten verilen haberde, Erdoğan'ın bir "hoşgörü" ödülünü değil, aksine bir "hoşgörüsüzlük" ödülünü hakettiği belirtildi.
Hıristiyan demokratlardan, yeşillere siyasi yelpazenin sağından ve solundan çeşitli partilere mensup politikacılar gazeteye yaptıkları açıklamalarla bir yandan ödülün Erdoğan'a verilmesini, diğer yandan da 10 Mayıs'ta Frankfurt'ta düzenlenecek törende ödülü vereceği açıklanan Hessen Başbakanı Roland Koch'u eleştirdiler.
Katılmama çağrısı
Erdoğan'a karşı çıkanlar özellikle onun geçen yıl Köln'de 20.000 Türk'ün katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşması ve yeni NATO Genel Sekreteri'nin atanması sürecindeki tavırlarını gündeme getirirken, sosyal demokrat politikacı Lale Akgün ise Türkiye'deki gelişmelere de dikkat çekerek, basın ve muhalefin giderek artan baskılarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Roland Koch'u eleştirenlerin başında kendi partisi CDU'ya (Hıristiyan Demokrat Birlik) üye politikacılar geliyor. CDU içinde Angela Merkel'den sonra liderliği üstlenecek politikacılarla ilgili spekülasyonlarda adı sürekli gündeme gelen Koch'u eleştiren partidaşları, ona 10 Mayıs Pazar günü St. Paul Kilisesi'nde (Paulskirsche) gerçekleştirilecek ödül törenine katılmama çağrısında bulundular.
Tepkiler çığ gibi
CDU Genel Sekreteri Alexander Dobrindt'in gazeteye açıklaması şöyle:"Roland Koch'un Erdoğan'a ödül verilmesinde yer almasını anlayamıyorum. Erdoğan için bir hoşgörü ödülü tamamen yanlış bir işaret. O bir hoşgörüsüzlük ödülünü haketmiştir. Erdoğan, İslam dünyasıyla Batı arasında köprüler kurmuyor, uçurumlar oluşturuyor. Roland Koch, 10 Mayıs'ta St. Paul Kilisesi'ndeki ödül töreninden uzak kalmalıdır."
CDU-CSU Federal Meclis Grup Başkan Vekili Wolfgang Boschbach da itirazlarını şöyle dile getirdi:"Sayın Erdoğan bir yıl önce Köln'de 20.000 vatandaşının karşısında yaptığı tartışmalı konuşmasında tamamlanmış bir entegrasyonun 'insanlığa karşı suç' olduğunu öne sürdü. Sayın Erdoğan'a bu ödülün verilmesi için ikna edici bir neden bilmiyorum."
CDU'nun İslam uzmanı olarak bilinen Federal Milletvekili Kristina Köhle de "Köln'de entegrasyona karşı vaaz veren bir kişiye böyle bir ödül verilmesini yanlış buluyorum" dedi.
Aynı partiden Avrupa Milletvekili Elmar Brok da bu ödüllendirmeyi anlayamadığını belirttikten sonra şöyle devam etti: "Köln konuşmasından ve onun NATO Genel Sekreterliği tartışmasındaki tavrından sonra Sayın Erdoğan'ı entegrasyon yanlılığı için bir örnek olarak görmüyorum."
Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) Federal Milletvekillerinden Avrupa uzmanı Dr. Lale Akgün de "Sayın Erdoğan, değil Almanya'da kendi ülkesinde bile bir entegrasyon figürü değildir. Türkiye'de muhalefet ve basın giderek artan baskılar ve 'aynılaştırma'yla karşı karşıya" dedi.
10 Mayıs'ta
Frankfurt'ta 2005 yılında kurulan ve adını İbni Sina'nın Latince adından alan Avicenna Preis e.V (Avicenna Ödülü Derneği) isimli dernek, bir süre önce ödülün "Medeniyetler İttifakı'nın" kurucuları Türkiye ve İspanya başbakanları Erdoğan ve Zapatero'yla Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Annan'a layık görüldüğünü açıklamıştı.
Çok sayıda büyük şirket ve kurum tarafından bağışlarla desteklenen ve parasal yanı 100.000 euro olan ödülle ilgilli törenin davetiyesinde ise Erdoğan, Zapatero ve Annan'ın 10 Mayıs'taki törene katılıp, katılmayacağı konusu açıkta bırakılmış, ödülün "Medeniyetler İttifakı" adına, girişimin Birleşmiş Milletler nezdindeki üst düzey temsilcisi olduğu belirtilen Portekiz eski Devlet Başkanı Jorge Sampaio tarafından teslim alınacağı kaydı düşülmüştü.