Erdoğan yeni bir arabuluculuk önerdi

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan yeni bir arabuluculuk önerdi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2009 23:00

İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Başbakan Erdoğan, "İran ABD ile arasında arabulucu olmamızı istedi" açıklaması yaptı. Erdoğan, ABD Başkanı'na aracı olmaya hazır olduğunu da söyledi.

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı açıklamalarda, İran’ın Türkiye’den ABD ile arasındaki bağların onarılması için yardımcı olmasını istediğini, kendisinin de bu talebini eski ABD Başkanı Bush’a ilettiğini anlatırken “Biz buna hazırız” dedi.

İsrail’de hükümetle kurmakla görevlendirilen Benjamin Netanyahu’ya Filistin devletini kabul etmesi gereğini vurgulayan Erdoğan, ABD Kongresi’nin “soykırımı” tasarısını benimseyeceğine inanmadığını da söyledi.

The Guardian gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında uçakta Mardin’e giderken Türkiye muhabiri Robert Tait’e yaptığı açıklamaları yansıttığı haberinde “Erdoğan, İran’ın, ABD ile bağları onarmak için Türkiye’den yardım istedi” başlığını kullandı. Gazete şunları yazdı:

“Türk Başbakanı, The Guardian’a, İran’ın ABD ile yeniden bağların yeniden kurulmasına olası bir prelüd olarak Türkiye’den ABD ile 30 yıllık kavgayı çözmeye yardımcı olmasını istediğini anlattı.”

“İRAN’IN TALEBİNİ OBAMA İLE KONUŞMAYI DEĞERLENDİRİYORUM”

Başbakan Erdoğan, söz konusu talebin ABD eski Başkanı George W. Bush’un yönetimi döneminde yapıldığını, kendisini de mesajı Beyaz Saray’a ilettiğini söyledi. Erdoğan, da meseleyi, yeni ABD Başkanı Barack Obama ile konuşmayı değerlendirdiğini de ifade etti.

“Erdoğan, İsrail’in Gazze operasyonuna yönelik eleştirilerini yineledi ve İsrail’de hükümetle kurmakla görevlendiren Benjamin Netanyahu’yu Filistinlilerin kendi devletine haklarını tanımaya davet etti” dedi.

The Guardian’ın Türkiye’nin Washington ile Tehran arasındaki güvensizliğin üstesinden gelinmesinde arabuluculuk yapıp yapamayacağı sorusuna Erdoğan şu karşılığını verdi:

“ABD İSTERSE ARABUCULULUK ROLÜNÜ YAPMAYA HAZIRIZ”

“İran, Türkiye böyle bir rol oynamasını istiyor. Eğer ABD de isterse ve bizden bu rol oynamamızı talep ederse, biz buna hazırız. Onlar, (İranlılar) böyle bir şey olursa (yakınlaşma olanağı) Türkiye’nin bir rol oynamasını istediklerini bize söylediler. Bunlar açık söylenen kelimelerdir. Ancak ben bunu bizzat Başkan Bush’a söyledim.”

The Guardian da, Erdoğan’ın bu açıklamalarının ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İran sorunu konusunda Özel Temsilcisi olarak deneyimli diplomatı Dennis Ross’u görevlendirmesine denk düştüğüne işaret ettikten sonra şöyle devam etti:

“İran ve Türkiye, geçen yıl 5.5 milyar sterlin olarak tahmin edilen, büyüyen ticaret bağlarının katkısıyla son yıllarda yakınlaştı. İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad geçen Ağustos ayında İstanbul’da Erdoğan ve Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile biraraya geldi ve son aylarda birkaç Türk yetkilisi, ekonomik bağları daha da artırmak için Tahran’ı ziyaret etti. Türkiye, doğal gazının üçte birini İran’dan ithal ediyor ve İran gaz sanayinde büyük yatırımları yapmak üzerine ön anlaşmaları imzaladı.”

İngiliz gazetesi, ABD yetkililerinin daha önce Türkiye’nin İran ile arabuluculuk yapma önerilerine kuşkulu bir tepki gösterdiğini öne süren gazete ancak, yeni Başkanın İran’ın tutumunu değiştirmesi halinde bu ülkeye elini uzatmayı söz vermesi üzerine dış politikasında kapsamlı bir gözden geçirmeyi başlatan Obama yönetiminin fikri yeniden değerlendirebileceği yorumunu yaptı.

NATO üyesi ve ABD’nin yakın müttefiki Türkiye’nin Washington’un İran’ın nükleer programına ilişkin kaygılarını paylaştığını da kaydeden gazete, şu değerlendirmesini yaptı:

“İran için arabulucu görevini yapmak Türkiye, Erdoğan’ın kökleri İslam’da olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti yönetimi sırasında kendisi için biçtiği bölgesel arabulucu rolüne uygun olur. Geçen yıl Ankara, her iki tarafın güvenini kazanmak için Batı ittifakı üyeliği ve Müslüman ülkesi statüsünü kullanarak İsrail ile Suriye arasındaki barış görüşmelerine aracılık yaptı.”

“İSRAİL’İN DAHA DA ÖFKELENDİRECEK AÇIKLAMALAR”

Buna karşın, Türkiye’nin İsrail ile bağlarının, “Erdoğan’ın Gazze’yi bombalamasına yönelik çok sert eleştirileri nedeniyle ciddi bir biçimde gerildiği” görüşünü dile getiren gazete, iki ülke arasındaki ilişkilerin Erdoğan’ın, İsrail Cumhurbaşkanı ile “öfkeli bir biçimde çarptıktan sonra Davos panelini fırtına gibi terk etmesinin ardından daha da gerildiği”ni öne sürdü. The Guardian şunları yazdı:

“Ancak daha fazla öfkeyi yaratması beklenebilecek açıklamalarla Erdoğan’ın, Hamas’ın İsrail’i tanımaması ile İsril’de yeni hükümetle kurmakla görevlendirilen Netanyahu’nun bir Filistin devletini onaylamayı reddetmesi arasında bir paralellik kurduğu”nu belirten gazete, Erdoğan’ın “Biz her zaman onlara (Hamas’a) çözümünden yana olduğumuzu söylüyoruz. Bunu kabul etmeleri gerekir ancak İsrail de Filistin’i kabul etmeli" sözlerini de aktardı.

Gazete, Erdoğan’ın ayrıca, bir İsrail-Filistin çözümünün Hamas’ı da dahil etmesi gerektiğini belirttiğine işaret ederken Erdoğan’ın Hamas’ı “değişim ve reform” partisi olarak adlandırdığına da dikkat çekti.

“HAMAS’IN UÇAK, TANK VE TOPLARI YOK”

Erdoğan, “Hamas’ın uçakları yok. Hamas’ın tank ve topları yok ve orantısız güç kullanımıyla Gazze, ateş altına sokuluyordu. Bin yüz 30 kişi öldü. 5 bin 500’den fazla yaralımız var. Burada neler olduğunu kim soracak ve bunun bedeline kim ödeyeceğini kim soracak?” diye konuştu.

Bu arada, habere göre, Davos panelini neden terk ettiğini de anlatan Erdoğan’ın, “vicdanından ve sesi olmayanların sesi olma ve kendisini koruyamayan halkın koruyucusu olma isteğinden ilham aldığı” söylediğini aktardı.

YAHUDİ LOBİSİNİN MİSİLLEME YAPMASINDAN KORKMUYOR

ABD’deki Yahudi lobisinin, Kongre’de “Ermeni soykırımı” iddialarını içeren tasarıya artık karşı çıkmayarak misilleme yapması korkularını bertaraf eden Erdoğan bu konuda şunları söyledi:

“ABD’nin, Türkiye’nin bölgedeki önemini bunu anlamayan bazı kişilerden çok daha iyi bildiğine inanıyorum. Ermeni soykırımı iddiası, Türkiye-Amerikan ilişkilerini çok büyük bir biçimde etkileyebilecek bir konu değildir. ABD Kongresi’nin duygulara dayalı bir karar vereceğine inanmıyorum. Konu, tarihçilere bırakılmalıdır.” (ANKA)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!