Erbakan'ı da uyarmıştık
Güncelleme Tarihi:
CHP Kurultayı'na doğru Baykal'dan genel başkan adaylarına uyarılar.. Fatih Çekirge yazıyor.
Sohbetin iki bölümü var... Birincisi genel Türkiye manzarası...
Diğeri özel CHP görüntüsü... ?nce Türkiye... İşte hemen söylüyorum:
- Baykal AKP i?in a?ılan bu kapatma davasını demokrasi i?in bir başarısızlık olarak görüyor... Dahası, bu krizden ?ıkış i?in siyaset i?inde bulunacak ?özümlere de a?ık...
Başbakan Erdoğan'la bir araya gelip gelmemekten ?ok daha önemli görüyor bu boyutu... Çünkü böyle bir buluşma "i?i doldurulmamış medyatik bir el sıkışma"dan öte gitmeyecek...
Ve ?ok daha önemli bir söz:
- Biz AKP'ye tuzak kurmuyoruz. Ne olurdu bazı uyarılarımızı dinleselerdi...
Bu üslupta sanki böyle yukarıdan ders veren, "Ben dememiş miydim diyen" bir tarz varmış gibi algılanabilir. Ama ben böyle bir izlenim almadım... Tam tersine uzun sohbet sonunda şunu gördüm:
- Baykal, Erdoğan'ı siyaset i?indeki köklü ?özümlerde buluşacak bir zeminde bekliyor.
Ama "yalnızca parti kapatmaya zorlattıran bir iki anayasa değişikliği" gibi değil. Köklü ?özümler... Nitekim bu doğrultuda diyor ki:
- Biz genel se?imlerin hemen ertesinde AKP Genel Merkezi'ne gidip cumhuriyetin bazı kazanımlarına müdahale etmeyin demiştik. Bu i?ten bir uyarıydı. Kristal vazoyu kırmayın dedik. Aynı uyarıyı Erbakan'a da yapmıştık...
Evet, belki de en keskin sözü en sona bıraktık:
- Biz aynı uyarıyı Erbakan'a da yapmıştık.
Baykal'la yaptığımız sohbetin Türkiye bölümünden benim aldığım saf izlenim ise şu:
- Taraftarlardan, kamplardan gelen "Sen büyüksün, sen kaplansın, sen haklısın" gürültüsü yerine, siyasetin makul sesini dinlemek daha doğrudur...
Baykal, buna hazır...
Sadece gencim demek yetmez
CHP 31'inci olağan kurultayına gidiyor... Kurultayda bir genel başkanlık yarışı olur mu? Çok sorulan Umut Oran'ın adaylığı sonu? verir mi? Deniz Bey tek cümlelik bir yorum yapıyor:
- Fatih ilk kez bir kurultaya 15-20 gün kala o kurultayla ilgili konuşmuyorum. Parti i?i değil Türkiye i?iyle ilgiliyim...
Bu söz her şeyi anlatıyor... CHP kurultayından Deniz Baykal genel başkan olarak ?ıkar... CHP yerel se?imlere Baykal'la girer... Muhtemel bir genel se?ime yine öyle... Deniz Bey 70'i ge?ti... Kafasında elbet bir takvim vardır... Ama şu bir ger?ek ki; şu anda Deniz Baykal'a rağmen CHP'de bir şey olmaz. Adaylara gelince... A?ık olan şudur:
"Baykal eskidi, yerine ben ge?eyim. Çünkü ben gencim" demek hi?bir şey ifade etmiyor. Tamam ge?eceksin de ne yapacaksın. İddian nedir?
ELEŞTİRİLEN TABLO CHP i?inden ve dışından ?ok sayıda kişiyle görüştüm. Eleştirel tablo şu:
CHP ya da Türk solu, AKP'nin varoşlarda ve Anadolu'da tuttuğu zemine karşı yalnızca "laiklik" i?ine sıkışıp kaldı...
Bir sol parti olarak, ezilenler, halk, iş?i, köylü, gibi kavramlar geride kaldı. Yalnızca laiklik ön plana ?ıktı. Halkın inancı ile o inancın siyasete alet edilmesini ayırt edemedi.
Parti yönetimine bürokratlar ve hukuk?ular hakim oldu. Bir Ankara partisi oldu. Partinin adındaki cumhuriyet öylesine öne ?ıkartıldı ki halk geride kaldı.
Parti genel sekreteri bir siyaset?i gibi değil, bir "kayyum" gibi davranır oldu. Neredeyse halka (bize neden oy vermediniz, su?lusunuz) diyecek hale geldi.
CHP Türkiye'nin inan? yelpazesini yeterince göremedi. Yalnızca Alevilik üzerinden yürüdü. Başörtüsü konusunda a?ılım sağlayamadı. Keskin bir karar alamadı. Laik olmayı "dinden uzak durmak", "camiye yaklaşmamak" gibi algıladı.
Irak'ta 1 milyonu aşkın insan öldürüldü. Bunların ?ok büyük bir ?oğunluğu Müslüman'dı. CHP'den bir tek protesto gelmedi. Geleneksel olarak Ortadoğu'daki mazlum halkları destekleyen sol parti olarak hi? sesi ?ıkmadı. Filistin'de sustu.
Bağımsızlığı, adil olmayı AB karşıtı bir havaya indirgedi...
Yerel yönetimlerde silindi. Ege'de, İzmir'de, Trakya'da ve en önemlisi Ankara Çankaya'da yok oldu...
CHP h?l? tek parti gibi davranmaktan kurtulamadı. Sanki başka bir zaman diliminde mutat işlevini sürdürür bir hal aldı. Yalnızca "cumhuriyetin kağıt üstündeki değerlerini savunan bir muhalefet heyeti" gibi genel merkez binasıyla TBMM grubu arasına sıkıştı...
Cumhuriyeti kuran parti bu cumhuriyetin halk i?in kurulduğunu unutur gibi bir görüntüye düştü...
Yıllarca Kürt meselesinde sesini ?ıkartamadı. Raporlar yazdı, toplantılar yaptı. Ama Van'da sokağa ?ıkıp taş atan ?ocuğun, sonra dağa neden ?ıktığını sorgulayamadı.
O ?ocuğu anlayamadığı i?in bir zamanlar kalesi olan Diyarbakır'ı kaybetti. Sonra diğer iller düştü...
Ne diyorsun kardeşim Ahmet Türk, Sırrı Sakık, gel bir oturup konuşalım diyemedi.
Bölgedeki vatandaşın masum taleplerini PKK'ya karşı duyulan öfkenin gürültüsü arasında kaybetti..
Sonu? olarak CHP, yüzde 40 oylardan bugünlere geldi...
DEVRİMCİLİK, SEVGİ İSTER Bu tespitleri şunun i?in aktarıyorum... Kurultayda aday olmak bir şey ifade etmez. "Ben gencim sıra bende" mantığı yanlıştır... Bülent Ecevit, İsmet İnönü gibi bir milli şefin elinden CHP'yi "Tek parti bitti. Artık halk var" diyerek aldı. Bu bir devrimdi. "Toprak işleyenin su kullananın" böyle bir ?ıkıştı. Baykal da öyle... Bu devrimi Mustafa Kemal ve arkadaşları başlattı. Devrimin tıkandığı yerde statükonun patinajı başlıyor... Bunun da tek ilacı gen?lik değildir... Bu nedenle "Baykal oyları düşürüyor" diye eleştirmek ya da "ben gencim" demek yetmez. Bu iş devrimcilik ister. Sonra cesaret. Sonra halkı sevmek... Sonra iddia ve proje ister. Gen?lik en sonra...
- Samuray'ın onuru- ABD Kuzey Irak hattını kesti
- Yakıştı mı bu cinayet?