Güncelleme Tarihi:
“BİRÇOĞU buna ‘dönerci cinayetleri’ ve o da ‘Türk’ diyordu. Sonunda hikâyesini doğru anlatalım; Enver Şimşek bir aile babası ve çiçekçiydi bizden biriydi. NSU terör örgütü cinayetleriyle ilgili Alman medyası, ‘Döner cinayeti’, ‘Türk mafyası’ gibi yakıştırmalar yaptı ve asıl katiller ile kurbanların hikâyelerini görmedi. Enver Şimşek bizden biri olarak görülmediği için öldü. Çünkü ‘aramızdan biri’ değildi. Enver Şimşek, 14 yıldır bu ülkede yaşamasına rağmen çoğumuz için ‘Türk’ olarak kaldı. Bu bizim büyük hatamız ve hep öyle kalacak. Failler yargılandı ama aşırı sağcılık bu ülke için hâlâ en büyük tehdit. Parlamentolarımızda aşırı sağcı milletvekillerimiz var ve ırkçılarla, Yahudi düşmanlarıyla yan yana gösteri yapmaktan korkmayan insanlarımız var. Herkesin Kovid-19 önlemleri hakkındaki eleştirilerini ifade etme hakkı olsa da herkes aynı zamanda kimin peşinden gittiğini kontrol etmekle yükümlü. Hiç kimse aşırı sağcılar tarafından kullanılmasına izin vermemeli. Sağcı terör geçmişte kalmadı. Bu da 2 Haziran’da öldürülen Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke ve Hanau’daki ırkçı ve anti-semitik saldırılarla görüldü. Müslümanlara, Yahudilere, Sintilere, Romanlara ve mültecilere karşı uygulanan şiddeti, nefreti ve ajitasyonu görüyoruz. Aşırı sağcılar kendilerini, Federal Parlamento binası Reichstag’a hücumun provasını yapacak ve basamaklarında nazi imparatorluğunun bayrağını sallayacak kadar güçlü hissediyor. Bu korkunç görüntüler şimdi tüm dünyaya yayılıyor.”
‘YAŞASAYDI DEDE OLACAKTI’
“NSU’nun ilk cinayetinden 20 yıl sonra bile Almanya’da yabancı kökenli insanlar burada herkese eşit muamele edilmediği hissine kapılıyorsa daha yapılması gereken çok şey var demektir. Ev ararken, iş görüşmelerinde, resmi dairelerde, polise gittiklerinde göç geçmişi kaydedilir. Ülkemizde yapısal bir ırkçılık mevcut. Oysa biz, kimileri tarafından ısrarla karşı çıkılsa da renkli, çok çeşitli bir ülkeyiz. Lakin bundan gerçek bir ‘biz’ yapmayı başaramazsak kendi yol gösterici imajımız boş bir laftan ibaret kalır. Günümüzdeki gelişmelerden bahsetmeden bugün Enver Şimşek’i anamıyor olmamız utanç verici. Herkes failleri konuşuyor. Herkes aşırı sağdan söz ediyor. Ben, bizden biri olan Enver Şimşek’i konuşmamızı istiyorum. Enver Şimşek, ‘Türk’ olduğu sürece, Enverlerin hepsi ‘bizden biri’ olmadıkları sürece sağcıların işi kolay olacaktır. Göçmenlere sohbet programlarında yalnızca ‘göçmenlerle ilgili konular’ hakkındaki kulak verildiği sürece, filmlerde komiser, şansölye veya gemi kaptanı yerine sadece göçmen rolü verildiği sürece bu ülke bölünmüş kalacaktır. Enver Şimşek işini severdi ama her şeyden çok arkadaşlarıyla bahçede mangal yapmayı ve her yaz yaptıkları gibi ailecek tatile gitmeyi severdi. Enver Şimşek yaşasaydı dede olacaktı. Bugün anlatmamız gereken hikâye budur. Bizden biri olan Enver’in hikâyesi.”