Güncelleme Tarihi:
GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTI
Evet...
23 Mayıs 1949’da anayasanın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde şu ana kadar 9 başbakan görev yaptı ve yapmakta.
Almanya’nın ilk başbakanı CDU’lu Konrad Adenauer’dir.
15 Eylül 1949 - 15 Ekim 1963 tarihleri arasında 14 yılı aşkın süre görev yapan Adenauer, İkinci Dünya Savaşı sırasında yerle bir olan Almanya’yı düzlüğe çıkarmak için gece gündüz demeden çalışmıştır.
Göreve başladığında 73 yaşında olan Konrad Adenauer, ‘tarihi düşman’ Fransa ile dostluğu geliştirmiş, Avrupa’da barışın kalıcı olması için 1951 yılında Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg’la Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (AKÇT) ve 1957’de de şu andaki Avrupa Birliği’nin (AB) ‘anası’ konumundaki Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun AET) oluşmasına öncülük etmiştir.
Almanya, Adenauer döneminde 6 Mayıs 1955’te NATO üyesi olmuştur.
‘EKONOMİ MUCİZESİNİN BABASI’
Adenauer, 1963 yılında görevi bıraktıktan sonra yerine parti arkadaşı Ludwig Erhard gelmiştir.
Adenauer’in kabinesinde 1949-1963 yıllarında Federal Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Erhard, “Alman ekonomi mucizesinin babası” olarak bilinir.
1963-1966 yıllarındaki başbakanlığı döneminde de Almanya’nın bir sanayi devi olması yönünde önemli kararlara imza atmıştır.
‘Küçük ortak’ Hür Demokrat Parti’nin (FDP) CDU/CSU koalisyonunu terk etmesi üzerine Ludwig Erhard 1966 yılında başbakanlığı bırakmış ve CDU’lu Kurt Georg Kiesinger SPD ile ilk büyük koalisyon hükümetini kurarak Almanya’nın üçüncü başbakanı olmuştur.
Nazi döneminde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) üyesi olduğu tartışmaları nedeniyle Kiesinger varlık gösterememiş ve 1969 yılında SPD’ye iktidar yolunu açmıştır.
*
Sonradan “SPD’nin anıt adamı” olarak tarihe geçen Willy Brandt, FDP ile ortaklık ederek 1969 yılında başbakanlık koltuğuna oturmuştur.
Willy Brandt, Almanya’nın sosyal demokrat ilk başbakanı olmuştur.
“Yakınlaşarak dönüşüm” sloganıyla yola çıkan Willy Brandt, Sovyetler Birliği (SB) liderliğinde oluşan Doğu Blok ile ilişkileri geliştirmek ve ‘Soğuk Savaş’ı sonlandırmak için ‘Doğu Politikası’na ‘Ostpolitik’ ağırlık vermiştir.
Nitekim Brandt’ın başlattığı bu ‘akıllı politika’ sayesinde Doğu Blok’u 1989 yılında çökmüştür.
Ama 1969 yılında göreve gelen Willy Brandt, Özel Kalem Müdürü Günter Guillaume’un, o dönemde eski Doğu Almanya olarak bilinen Alman Demokratik Cumhuriyeti (DDR) İstihbarat Teşkilatı (Stasi) adına casusluk yaptığı ortaya çıkınca, 1974 yılında istifa etmek zorunda kalmış ve yerine SPD’li Helmut Schmidt geçmiştir.
*
Schmidt, aşırı solcu terör örgütü Kızıl Ordu Cephesi’nin (RAF) bitirilmesinde ve nükleer enerjinin geliştirilmesinde etkin rol oynamıştır.
Schmidt’in yerine 1982 yılında başbakanlık koktuğuna oturan ve 1998’e kadar görevde kalan CDU’lu Helmut Kohl de “İki Almanya’nın birleşmesinin mimarı” olarak tarihe geçmiştir.
Son yıllarda “Putin’in adamı” olarak bilinen SPD’li Gerhard Schröder, Helmut Kohl’ü 1998 yılında koltuğundan etmiş ve 2005’e kadar görevde kalmıştır.
Schröder, ABD’ye kafa tutmuş ve Irak’a Alman askerlerini göndermemiş, ‘Gündem 2010’ adı altında hayata geçirdiği sosyal reformlarla Almanya’da işsiz sayısının minimuma düşmesi yolunu açmıştır.
İLK KADIN BAŞBAKAN
2005 yılında ise CDU’lu Angela Merkel, Schröder’in yerine geçmiştir.
Hem de seçim akşamı televizyondaki ‘Devler Buluşması’ programında Schröder, “Kiliseyi köyde bırakalım. ‘Ben başbakan olmak istiyorum’ diyecek bayan Merkel’e benim partimin destek vereceğini mi düşünüyorsunuz?” dediği halde Merkel, SPD ile büyük koalisyon hükümeti kurarak koltuğuna yerleşti.
Merkel, ‘Almanya’nın ilk kadın başbakanı ve doğulu ilk başbakanı’ olarak tarihe geçmeyi garantiledi.
Angela Merkel, dünya genelinde yaşanan mali krizi ve Covid-19 belasını Almanya’nın yara almadan atlatılmasında etkin rol oynadı.
Her ne kadar şu andaki sığınmacı krizinin ‘suçlusu’ gözüyle bakılsa da 2015 yılında Suriyeli sığınmacılara Almanya’nın kapılarını sonuna kadar açarak AB’nin prestijini kurtardı.
*
16 yılı aşkın süre görevde kalan Merkel’in yerine 8 Aralık 2021’de Almanya’nın 9’uncu başbakanı olarak SPD’li Olaf Scholz geçti.
Pandemi belası yetmiyormuş gibi göreve başladıktan kısa bir süre sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, komşu ülke Ukrayna’ya savaş açtı.
Üç ortaklı hükümetteki sıkıntılar yetmiyormuş gibi, yaşanan enerji krizi, sığınmacı sayısındaki artış ve düzensiz göç Scholz’un işini daha da zorlaştırdı.