Eleştiriye ‘Ja’, çamura ‘Nein’

ALMANYA’nın 1998-2005 yıllarında Başbakanlığını yapan Gerhard Schröder, görevi bıraktıktan sonra İsviçreli bir medya kuruluşuna danışmanlık hizmeti vermeye başladı.
Çeşitli kesimlerden tepkiler yağdı.
Schröder aldırış etmedi.
Çok geçmeden Rus enerji devi Gazprom’a ait doğalgaz şirketi Kuzey Akım Denetleme Kurulu Başkanı olarak görev aldı.
Bu durum Almanları küplere bindirdi.
“Nasıl olur da Almanya’nın eski bir Başbakanı yabancı bir ülkenin şirketinde görev alır?” diyerek sokaktaki vatandaşından politikacısına kadar her kesimden eleştiriler yağdı.
Alman medyasında Schröder’i topa tutanlar oldu.
Schröder ise kulak asmayıp bildiğini okudu...

SCHRÖDER ORALI OLMADI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yıl 24 Şubat’ta Ukrayna’ya savaş açınca, gözler yine Schröder’e çevrildi.
Putin’le dostluğunu, Rus şirketlerle ilişkisini bitirmesi istendi.
Schröder pek de oralı olmayınca, Almanya’da geçerli yasalara göre kendisine yapılan ‘devlet ödemeleri’nin kesilmesi ve Federal Meclis’e ait bir binada büro olarak kullandığı odaları boşaltması istendi.
Ödemelere dokunulmadı, dokunulamadı, ama bürosu elinden alındı.
Her kesimden eleştirilerin devam etmesi üzerine Schröder, Rus petrol şirketi Rosneft’teki görevini bıraktı.

LAMBERCHT İSTİFA ETTİ
Zaman zamanki gafları ve sergilediği düşük performans nedeniyle uzun süredir yoğun eleştirilere hedef olan Federal Savunma Bakanı Christine Lambrecht, daha fazla dayanamayıp hafta başında istifa etti.
Daha görevi devretmeden bazı gazeteler yapılacak ödemelere göz dikti.
Lambrecht’in şu an olduğu gibi 3 ay boyunca ayda 16 bin 614 Euro, sonra da bir yerlerde çalışmadığı takdirde 21 ay boyunca ayda 8 bin 307 Euro alacağı yazılıp çizildi.
Tabii bu paraların vergi mükelleflerinin cebinden çıkacağı da.

LINDNER’İN DÜĞÜNÜ SORUN OLDU
Aynı zamanda FDP Genel Başkanı olan Federal Maliye Bakanı Christian Lindner, geçen yıl temmuz ayında Almanya’nın Sylt Adası’nda gazeteci Franca Lehfeldt ile evlendi.
Çiftin düğünü üç gün üç gece sürdü.
Başbakan Olaf Scholz’un ve bazı bakanların eşleriyle birlikte düğüne katılması ‘sorun’ haline getirildi.
Makam araçlarıyla oraya gittikleri, korumalarını da beraberlerinde götürdükleri ve bunun parasının da halkın cebinden çıktığı yazılıp çizildi.
Hatta CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in eşiyle birlikte özel uçağıyla oraya gitmesi bile eleştirildi.
Christian Lindner’in Berlin’in Wansee kesiminde satın aldığı ev için 1 milyon 650 bin Euro ve restorasyonu için de sonradan 450 bin Euro ek kredi alması ‘sorun’ haline getirildi.
Kredi aldığı bankanın kuruluşunun 100’üncü yıl dönümü vesilesiyle görüntülü kutlama mesajı göndermesi başına bela oldu.
Hatta Berlin Savcılığı “Makamını kötüye kullandığına dair hiçbir iz ve şüphe bulunmadığı” halde, soruşturma açmak için harekete bile geçti.
Ve Lindner’in herkes gibi eşit oranda faiz ödeme koşuluyla kredi aldığı ortaya çıktı.
Ama yine de “Bu kadar kredi verilir mi?” diye yazanlar, söylenenler oldu.
2000 yılından beri önce Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Parlamentosu, 2017’den bu yana da Federal Meclis milletvekili olarak görev yapan Christian Lindner, en çok yan geliri olan politikacılardan biridir.
Ama nedense “Bir banka ona kredi vermeyip de kime verecektir acaba?” diyen olmadı.

CHRISTIAN WULFF DA HEDEF OLMUŞTU
Aynı suçlamalara Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff da 2012 yılında hedef olmuştu.
Hannover’de satın aldığı bir ev için tanıdık bir iş insanından ‘düşük faizli’ kredi alması, eşiyle birlikte katıldıkları Ekim Şenliği’nin yapıldığı Münih’te kaldıkları otel parasının bir bölümü ile yedikleri yemeğin, içtikleri bira ve şarabın hesabının bir bölümünü tanıdık bir Alman film yapımcısının üstlenmesi başına bela olmuştu.
30 Haziran 2010’da 5 yıllığına seçildiği halde topu topu 753 Euro 90 Centlik ‘rüşvet suçlamaları’ nedeniyle 598 gün sonra, yani 17 Şubat 2012’de görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Yaklaşık 2 yıl sonra Hannover Eyalet Mahkemesi tarafından tamamen aklanmıştı, ama yersiz suçlamalardan ve atılan çamurlardan dolayı işinden, eşinden olmuştu.
Eşiyle sonradan yeniden bir araya gelip ikinci kez nikâh kıysa da, eski havasına bir türlü geri dönememişti.
İşte bu yüzden “Eleştiriye Ja, çamura Nein” diyoruz.