Güncelleme Tarihi:
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti tarafından bu yıl 14'üncüsü gerçekleştirilen Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi KLİMİK 2009, Antalya Kundu Kervansaray Otel'de başladı. 4 gün devam edecek kongrenin açılış oturumunda meslekte 30 yılını dolduran Prof.Dr. Haluk Eraksoy ve Uzman Dr. Rüçhan Türkyılmaz'a KLİMİK 2009 Onur Plaketi verildi. Kongre programı hakkında bilgi veren KLİMİK Genel Sekreteri Uzman Dr. Servet Alan, kongrede 6 konferans, 4 sempozyum, 1 yuvarlak masa toplantısı, 6 uydu sempozyumu ve 34 sözel bildiri sunulacağını kaydetti.
KLİMİK 2009'un açılış konferansını gerçekleştiren Prof.Dr. Osman Şadi Yenen, 2008 yılında tamamlanan akademik bir çalışmaya atıfta bulunarak Dünya üzerinde 1415 infeksiyöz organizma bulunduğunu söyledi. 1940 ve 2004 yılları arasını kapsayan bu çalışmaya göre 175 türün yeni ortaya çıktığını ifade eden Prof.Dr. Yenen, bu süre içinde bilim adamlarının bakteri ve virüslerden oluşan 335 yeni vaka saptadıklarını kaydetti. 64 yıllık süre içinde infeksiyon hastalıklarında en hızlı yükselişin 1980- 1990 arasında yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Yenen, “Bu farkın oluşmasında AIDS'ın oynadığı rol üzerinde durulmakla birlikte ilaca dirençli mikro organizmaların oluşmasının da etkin olmuş olacağı üzerinde duruluyor” diye konuştu.
Yeni vakaların coğrafi kökenlerinin ABD, Avrupa, Japonya ve Avustralya gibi merkezlerde nüfus olarak kalabalık bölgelerde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Osman Şadi Yenen, ekosistem, sosyal sistem, topografya, atmosfer ve hatta uluslararası pazarların birbirleriyle ilişki içinde olduğuna dikkat çekerek siyasi tercihlerin bile infeksiyon hastalıklarında artışa neden olduğu üzerinde durdu. Güney Afrika'da yerel yönetimlerin suyu özelleştirme kararının ardından bölgede kolera salgının başgösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Yenen, “Özelleştirmeyle beraber su fiyatlarındaki artışa paralel olarak insanlar yerel, denetimsiz su kaynaklarına yöneldi. Bunun bir sonucu olarak bölgede kolera salgını başgösterdi” diye konuştu.
Orman alanlarının daraltılması, su kaynaklarının çevresinin yerel yönetimler aracılığıyla imara açılması, plansız ve rant üzerine şekillendirilen şehircilik anlayışlarının infeksiyon hastalıklarının artmasına neden olacağına dikkat çeken Prof.Dr. Yenen, “Ekonomik kriz dediğimiz sosyal etkileşimin farklı koşullarda ifadesidir. Buradan hareketle kriz infeksiyon hastalıklarının artmasında dikkat çeken bir etkiye sahip olacaktır” dedi. Ekonomik krizle birlikte artan işsizliğe paralel olarak insanların beslenme, temiz su kullanma, koruyucu sağlık önlemlerine ilişkin harcamalardan uzaklaşacağını ifade eden Prof. Dr. Yenen, şunları söyledi:
“Hemen bugün ekonomik kriz var, işsizlerin sayısı arttı, arkasından infeksiyon hastalıkları çıkar diye bir şey yok. Toplumda genel sağlık düzeyinin düşmesi infeksiyonlara fırsat sağlar. CIA, bir analize göre Türkiye'nin büyük infeksiyon hastalıklarını görme düzeyinin düşük olduğu sonucuna varmış. Dünyada ulaşım çok hızlandı. Ekonomik kriz tüm dünyada iş arama umuduyla gidiş ve gelişleri, insan hareketliliğini daha da artırıcak. Küresel ısınma nedeniyle sıcaklık ve kuraklık koşulları artan bölgelerden, yaşam koşullarının daha uygun olduğu bölgelere doğru kaymalar başladı. Bu hareketler de kimi mikropların göç edilen yerlere taşınmasına neden oluyor. Bu süreç başladı. Türkiye bu göç yolunun üzerinde yer alıyor. Bu açıdan önlem almak durumundayız.”