Güncelleme Tarihi:
GEÇEN yıl nisan ve ağustos aylarında Almanya genelinde 1500 okulda yapılan araştırmaya yaklaşık 27 bin ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi katıldı. Araştırmada, öğrencilerin dinleme (dinlediğini anlama), yazma, okuma ve matematik seviyeleri belirlendi. 2016 yılında yapılan son araştırmayla karşılaştırıldığında, okuma becerisindeki düşüş yaklaşık üçte bir, heceleme ve matematikte ise dörtte biri oranında gerçekleşti. 2011 yılında yapılan araştırmayla kıyaslandığında açık daha da büyüdü ve fark yarı yarıya oldu. Eğitim seviyesi hemen hemen her alanda kötüleşti. Özellikle imla konusunda çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Buna göre dördüncü sınıf öğrencilerinin yarısından azı yani yaklaşık yüzde 44’ü ‘normal standarda’, yani bu yaştaki öğrencilerden ortalama olarak beklenen standarda ulaşabildi. Yaklaşık üçte biri ise ‘asgari standarda’ bile ulaşamadı. Yani dördüncü sınıftaki neredeyse her üç öğrenciden biri tanımlanan asgari gereklilikleri yerine getirmeyecek kadar çok imla hatası yaptı. Okuma, dinleme ve matematikte de yaklaşık her beş öğrenciden biri asgari standartlara yaklaşamadı.
Eğitim Bakanları Konferansı’na göre gerilemenin en önemli nedenlerinden biri 2020 yılında başlayan koronavirüs salgını. Schleswig-Holstein Eyaleti Eğitim Bakanı ve KMK Başkanı Karin Prien, “Koronavirüs salgını döneminde okulların kapatılması ve derslerin kısıtlanması, Almanya’daki öğrencilerin sosyal gelişimlerini ve öğrenme başarılarını önemli ölçüde geriletti” diyerek salgının eğitimdeki sonuçlarına dikkati çekti. Prien, testlerin geçtiğimiz bahar ve yaz aylarında okulların uzun süre kapalı kalmasının hemen ardından yapıldığını hatırlattı.
Ancak araştırmayı gerçekleştiren Eğitimde Kalite Geliştirme Enstitüsü (IQB) adına raporu derleyen uzmanlar, sonuçlardan koronavirüs kısıtlamalarının ‘kısmen’ sorumlu olduğunu belirtti. Raporda, hepsinden önemlisinin, zaten öğrenme sorunlarıyla mücadele eden çocukların ders iptalleri nedeniyle durumlarının daha da kötüleştiği kaydedildi. Ancak raporda, 2011-2016 yılları arasında zaten olumsuz bir eğilim söz konusu olduğu ve bu nedenle kötüleşmenin açık ve tek başına sadece salgına bağlanamayacağı kaydedildi. Salgının yanı sıra öğrenci yapısındaki değişiklikler, yeni okul yönetmelikleri ve okullardaki organizasyon bağlamındaki değişiklikler de olası nedenler olarak gösterildi.