Duygu Asena Ödülü için başvurular başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Duygu Asena Ödülü için başvurular başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2008 16:57

Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye, gazeteci-yazar Duygu Asena adına her yıl verdiği "Duygu Asena Ödülü" için bu yılki son başvuru tarihini 29 Ağustos 2008 olarak belirledi.

Haberin Devamı

PEN Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre, 'PEN Duygu Asena Ödülü", bu yıl araştırma ve inceleme dalında yayınlanmış, feminist bir duruş sergileyen ve ifade özgürlüğünün temel ilkelerine uygun çerçevede yazılmış bir esere verilecek.

Ödül, yayınlanmış kitaplar arasından Nazan Aksoy, İnci Asena, Fatmagül Berktay, Aksu Bora, İpek Çalışlar, Serpil Gülgün, Aslı Güneş, Müge İplikçi, Orhan Pamuk, Pınar Selek, Nükhet Sirman ve Şirin Tekeli’den oluşan seçici kurulun değerlendirmesi ile seçilecek esere verilecek.

Katılımcıların seçici kurulun değerlendirmesi için ödül koşullarına uygun özellikteki kitaplarını, 29 Ağustos Cuma akşamına kadar 'PEN Duygu Asena Ödülü 2008, Uluslararası PEN Türkiye Merkezi, İstiklal Caddesi No: 187, Beyoğlu İş Merkezi, B Blok Kat:2 Ofis:143 Beyoğlu-İstanbul 34433" adresine 12 adet göndermesi gerekiyor. Eserlerini elden teslim etmek isteyenler için ise PEN ofisi 18-22 ve 25-29 Ağustos tarihleri ve 14.00-17.30 saatleri arasında açık olacak. Ödül olarak ise Duygu Asena kitapları ve plaket sunulacak, ödül töreni 2008’in Kasım ayında düzenlenecek.

Açıklamada, Türkiye’de, erkek egemen ideolojik anlayışın baskısıyla kendini gerçekleştiremeyen kadınların sesi olmuş Duygu Asena’nın anısına her yıl 'ifade özgürlüğü" teması çerçevesinde ödül verileceği belirtilirken, 'ifade özgürlüğü savunucusu" olmanın ne demek olduğu ise şu şekilde açıklandı:

'Her türlü ayrımcılığın ve ötekileştirmenin karşısında bir duruş benimsemektir. Cinsiyet, ırk, etnisite, dil, din, cinsel eğilim ve sınıf üzerinden yapılan ayrımcılıklar arasındaki benzerlikleri ve bağları ortaya koyarak bir sistem eleştirisi sunmaktır. İfade özgürlüğünü engelleyen her türlü güç odağının farkında olmak ve bu güç odakları arasındaki ilişkileri sorgulamaktır. Bireylerin ve grupların kendilerini kamusal alanda ifade etme özgürlüklerini en temel hak olarak tanımlamaktır. Eşitlikçi bir duruş sergilemek; duyulmayan seslerin savunucusu ve yandaşı olabilmektir. Şiddet aşılayan her türlü söylemin karşısında durmaktır. Aktivizm ile akademik kuramsal çerçeve arasında köprü kurmanın önemini vurgulamaktır."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!