Güncelleme Tarihi:
İKİ Almanya ve iki Alman halkı arasında örülen duvarların yıkışının 20. yıldönümü bugün başkent Berlin'de düzenlenecek devlet töreni ve çeşitli etkinliklere kutlanacak.
13 Ağustos 1961 tarihinde örgülen ve 9 kasım 1989'da yıkılan duvarların tarihe karışması vesilesiyle, tarihi Barndenburg Kapısı'nın “Doğu yakası”ndaki “Paris Meydanı'nda bu akşam bir devlet töreni de düzenlenecek. Devlet töreninin açılışını Başbakan Angela Merkel ile Berlin Eyalet başbakanı Klaus Wowereit yapacak. Törene iki Almanya'nın birleşmesinin yolunu açan Sovyetler Birliği'nin eski lideri Mihail Gorbaçov, Rusya Devlet başkanı Dimitri Medwedew, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Avrupa Birliği (AB)Komisyonu Bakanı Jose Manuel Barroso'nun yanı sıra çok sayıda devlet ve hükümet başkanı da katılacak. Berlin'de Türk ressamların eserlerinin 3 ayrı yerde sergileneceği açılışa katılacak olan İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş da duvarların yıkılışı etkinliklerinin bazılarına katılma imkanı bulacak.
Başbakan Angela Merkel, Sovyetleri Birliği'nin eski lideri Mihail Gorbaçov ile Polanya'da özgürlük hareketi Solidarnoş'un (Dayanışma) öncülüğünü yapan ve sonradan Polonya Devlet Başkanı da olan Lech Walesa, bugün öğleden sonra saat 15.00'te eski Doğu Berlin' ile Batı arasında kapıları açılan ilk geçiş noktası olan “Bösebrücke” (Kötü köprü) isimli köprüden birlikte geçecek.
Dev domino taşlarından örülen sembolik duvarın yıkılışı da bu akşam saat 20.00'de gerçekleşecek. Ünlü Postsdam Meydanı ile Alman Parlamentosu olarak kullanılan Reichstag (Reich Meclisi) arasındaki sembolik duvarın yıkılışıyla birlikte Brandenburg Kapısı'nın hem Doğu'ya hem de Batı7ya açılan ünlü Unter den Linden caddesi ile 17. Juni (17 Haziran) caddesi üzerinde şenlikler düzenlenecek.
Bölünmeye giden yol
İkinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Almanya; Amerika, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği tarafından işgal edildi. Ülkenin Batı kesimine yerleşen Batılı güçlerin, yani Amerika, İngiltere ve Fransa'nın izniyle, 23 Mayıs 1949 tarihinde Almanya Federal Cumhuriyeti resmen ilan edildi.
7 Ekim 1949 tarihinde de, Sovyetler tarafından kontrol edilen ülkenin Doğu kesiminde Demokratik Almanya Cumhuriyeti kuruldu. Halkın Batı'ya kaçmaya başlaması üzerine 13 Ağustos 1961 tarihinde Batılılar tarafından ``utanç duvarı'', Doğulular tarafından ise ``faşizme geçit yok duvarı'' olarak nitelenen Berlin Duvarı inşa edilmeye başlandı. Böylece Berlin, Doğu ve Batı Berlin olmak üzere resmen duvarlarla ikiye ayrıldı. Demokratik Almanya Cumhuriyeti yönetiminin emriyle, iki ülke arasındaki sınırlar da dikenli tellerle çevrildi. Yani iki Almanya birbirinden duvarlarla tellerle ayrıldı. Aynı zamanda halkın kaçmasını engellemek için de, Doğu Almanya içinde kalan sınır bölgelerine mayın ve kaçanlara otomatik ateş açan modern silahlar yerleştirildi.
Kapılar açılıyor
Şu anda “sıradan bir vatandaş gibi yaşayan” dönemin Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov'un ülkesinde başlattığı Glasnost (Saydamlık) ve Perestroyka (Yeniden Yapılanma) politikası üzerine, Doğu Blok ülkelerinde demokrasiye geçiş yolunda kıpırdanmalar başladı. Macaristan'ın 2 Mayıs 1989 tarihinden itibaren Avusturya ile olan sınırlarındaki dikenli telleri yok etmeye başlaması üzerine, yıllardır hürriyet ateşi ile yanıp tutuşan Doğu Almanlar yollara düştüler. Bu gelişmeler üzerine Macaristan ile Doğu Almanya arasında politik bir sürtüşme başgösterdi. Doğu Berlin hükümeti, Budapeşte'ye sınırlarından Doğu Alman vatandaşının başka ülkelere geçmelerine izin verilmemesi talebinde bulundu. Ancak, Macaristan hükümeti, seyahat özgürlüğüne dikkat çekerek, engelleme girişiminde bulunmayacağını resmen açıkladı. Fakat, yılların “sosyalist kardeşi” Doğu Almanya'yı tamamen kırmamak için de, sınırlarda kontrollerin artırıldığını ilan etti. Tabii, bu kontrollerin göstermelik olduğu ortaya çıktı. Macar makamların göz yumması üzerine Avusturya'ya geçen Doğu Almanlar'ın sayısı her geçen gün artmaya başladı.
Elçiliklere sığınma
1989 Temmuz ayı ortalarından itibaren Federal Almanya'nın Budapeşte ve Prag'daki büyükelçilikleri ile Doğu Berlin'deki daimi temsilciliğine çok sayıda Doğu Alman vatandaşı sığındı. Bu gelişmeler üzerine Bonn, diplomatik temsilciliklerine sığınanların Federal Almanya'ya getirilmeleri için derhal harekete geçti. Bir yandan Macaristan ve Çekoslovakya hükümetleri ile görüşmeler sürdürülürken, diğer yandan da Doğu Berlin'deki hükümet yetkilileri ile temasa geçildi. Ancak Doğu Berlin, Bonn'u kendi içişlerine karışmakla suçlayıp, görüşme masasına oturmadı.
Doğu Berlin'deki Federal Almanya Daimi Temsilciği'ne sığınanların sayısı 100'ü geçince, 8 Ağustos'ta kapılar kapatıldı. 181 Doğu Alman'ın sığındığı Budapeşte'deki Federal Almanya Büyükelçiliği de de kapılarını kapamak zorunda kaldı. 22 Ağustos'da da, 140 kişinin sığındığı, Prag'daki Federal Almanya Büyükelçiliği yeni gelenlere kapılarını açmadı.
Bonn'un yoğun girişimleri ve ağırlığını koyması üzerine 24 Ağustos'ta Budapeşte'deki Federal Almanya Büyükelçiliğine sığınan Doğu Almanlar'ın Avusturya üzerinden Batı Almanya'ya geçmelerine izin verildi.
11 Eylül'de Macaristan'ın, Avusturya sınırını tamamen açması üzerine ülkede tatillerini geçirmekte olan 7 binden fazla Doğu Alman, Viyana üzerinden Federal Almanya'ya akın etti.
12 Eylül'de Prag'daki Federal Almanya Büyükelçiliğine sığınan Doğu Almanlar'dan 250'si cezalandırılmayacakları ve Batı'ya yasal yollardan gitmelerine izin verileceği yolunda güvence alınca, Doğu Almanya'ya geri döndü. Fakat Budapeşte ve Prag'daki Federal Almanya Büyükelçilikleri kapılarını yeniden açınca, sığınan Doğu Alman sayısı birden arttı. Bu duruma bir çözüm yolu bulmak için Bonn girişimlerini artırdı.
Duvarlar yıkıldı
9 Kasım'da beklenen tarihi gün yaşandı. SED Merkez Komitesi basın sekreteri Günter Schabowski, saat 18.57'de, isteyen her Doğu Alman'ın kolay verilecek vizeyle ülkeyi terk edebileceğini açıkladı. Bu haber yalnız Doğu Almanya'da değil, tüm dünyada bomba etkisi yarattı. Aynı gece Doğu Berlin'den binlerce kişi Batı Berlin'e geçti. Böylece 1961 yılında inşa edilen duvarlar da delinmiş oldu. Bu gelişme, Almanya'nın her iki tarafında da bayram havası yaşattı. Daha sonraki günlerde de duvarlar yıkılarak tarihe karıştı.