Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı

Güncelleme Tarihi:

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2015 00:00

Her yıl mayıs ayının ikinci pazarı kutladığımız Anneler Günü’nü, çok sevdiği annesini kaybeden Anna Jarvis başlatmıştı. Ama o hiçbir zaman anne olmaya fırsat bulamamıştı.

Haberin Devamı

Bugünkü şekliyle Anneler Günü ilk olarak ABD’de kutlandı. Başlatan da Anna Jarvis’ti. 1864 doğumlu Anna Jarvis, 1902 yılında babası ölünce annesiyle beraber yaşamaya başladı. Üç yıl sonra 9 Mayıs 1905’te de annesini kaybetti. Annesi ölünce derin bir acı yaşamaya başladı. Her sene annesinin ölüm yıldönümü geldiğinde o acı yeniden kendini hissettiriyordu. Yine annesinin bir ölüm yıl dönümünde, yani mayısın ikinci Pazar günü yakınlarına, “Bu günün anneler günü olmasını çok istiyorum ve Anneler Günü adıyla her yıl kutlanmasını kabul eder misiniz?” diye sordu. Bu önerisi kabul görünce mayıs ayının ikinci pazarı günü Anneler Günü olarak kutlanmaya başlandı.

TEMİZLİK VE ASALET

İlk Anneler Günü Jarvis’in annesinin 20 yıl süresince haftada bir gün dini dersler verdiği Grafton’daki bir kilisede 10 Mayıs 1908’de 407 çocuk ve annesinin katılımıyla kutlandı. Jarvis her bir anneye ve çocuğa kendi annesinin en çok sevdiği çiçek olan karanfillerden birer tane verdi. O günden sonra temizliği, asaleti şefkati ve sabrı ifade eden beyaz karanfil ABD’de Anneler Günü’nün sembolü olarak kabul edildi.

Anna Jarvis’in başlattığı Anneler Günü, giderek eyaletlere yayıldı. Ve 1914 yılında Kongre’nin onayıyla Amerika’da resmen kutlanan bir gün haline geldi. Sonra da bütün dünyaya yayıldı.

Türkiye’de Anneler Günü, Türk Kadınlar Birliği’nin girişimi ve önerisi üzerine 1955 yılından beri Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanıyor.

YAPAYALNIZ ÖLDÜ

Anneler Günü’nü bütün dünyaya kabul ettiren Anna Jarvis, anne olamadan bu dünyadan göçüp gitti. Çünkü yoğun çalışmalarından dolayı evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya fırsat bulamamıştı. Dini ağırlıklı bir kutlama olarak düşündüğü Anneler Günü’nden ticari çıkar sağlamaya çalışanlara karşı hukuki savaş açtı. Davaları kazanamadı. Bütün gelirlerini, ailesinden kalan evini bile kaybetti. Kalan hayatını adadığı gözleri görmeyen kız kardeşi de 1944’te ölünce sağlığı tehlikeye girdi. Ve Anna Jarvis, mutsuz, yarı görmez ve yalnız bir halde 1948’de bir sanatoryumda 84 yaşında öldü.

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı


ANNE OLMAYA HAZIR MISINIZ

Spiritüel Yaşam Uzmanı Gülden Üner, “Hayatın her alanında olduğu gibi anne olmanın da bir dengesi var. Çocuklarımıza kendimizi adamadan, yaşamdaki diğer rollerimizden çalmadan dengeli bir şekilde birlikte yol almalıyız” diyor.

Her kadının yaratılışı itibariyle anne olma özelliklerine sahip olduğunu, ancak anne olma kararını verirken zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak anneliğe hazır olmasının önemli olduğunu belirten Spiritüel Yaşam Uzmanı Gülden Üner, “Hamilelik dönemi bebeğin ruhsal ve psikolojik gelişimini önemli derecede etkiler.

Bu dönemde annenin tüm heyecansal ve duygusal durumu bebeğe aktarılır” diyor ve ekliyor: “Eğer anne bebeğe hazır değilse, stresli bir yaşam tarzına sahip ise, şiddete maruz kalıyorsa tüm bu yaşadıklarının duygusal izleri bebeğe geçer ve doğduğunda tüm yaşamına etki eder. Bu nedenle anne olmaya hazırlanan kadın annelik bilincine ermelidir. Hamilelik dönemi boyunca kadına bir çiçek gibi bakılmalı ve anne adayı da kendisine aynı özeni göstermelidir.”

KADIN OLDUĞUNU UNUTMA!
Anne olduktan sonra pek çok kadının yaşamdaki diğer rollerini aksattığını söyleyen Gülden Üner, içsel korkuları ve kaygılarıyla kirlenen bir zihne sahip olan kadınların yaşamın merkezine çocuklarını oturttuğunu belirtiyor.

Bu tip durumlarda ilk ihmal ettiklerinin de eşi olduğunu ve bu yüzden pek çok evliliğin bitme noktasına geldiğini ifade eden Üner, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Anne olmanın bir dengesi var. Bu yüzden her insanın kendi bilinçaltındaki travmatik izleri, korkularını dönüştürmesi gerekir. Bunu yapmadığı sürece çocuğa odaklı, takıntılı, eşini ve kendini ihmal eden annelerle dolu olacaktır dünya. Ve işin kötü tarafı bu şekilde nesilden nesle aktarılan bilgi, bizi sağlıksız bir toplum yapısına götürür. Bir kadın çocuk doğurabilir, ancak o çocuğun sahibi değildir.

Çocuklarımıza bizim aracılığımızla dünyaya gelmiş bir ruh gözü ile bakarsak onu delice sahiplenmek yerine onu zihin-ruh-beden dengesi içinde büyütmek için enerjimizi kullanırız. Böylelikle kendimizi adamak değil, çocuklarımızın varlığının yarattığı manevi zenginlikle yaşamdaki diğer rollerimizden çalmadan dengeli bir şekilde birlikte yol alabiliriz.”

Haberin Devamı

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı


BERLİN'İN GÜZEL ANNESİ

Hınıs’ta doğdu. Doğdu yerde gönlünü kaptırdı. Evlendi. Dördü memleketi Hınıs’ta, üçü de Berlin’de yedi çocuk dünyaya getirdi. Ömrünü adadığı çocukları şimdi onu yalnız bırakmıyor. “Hayırlı evlatlarım olduğu için her gün şükrediyorum” diyor 73 yaşındaki Güzel Karadeniz.

Haberin Devamı

Güzel Karadeniz Berlin’de yaşıyor. 73 yaşında. Erzurum’un Hınıs İlçesi’nde dünyaya geldi. 16 yaşında evlendi. Dördü Hınıs’ta, üçü de 1970 yılından beri yaşadığı Berlin’de dünyaya gelen yedi çocuk annesi. Çocukları artık anne ve baba, hatta dede ve nine oldu. Ancak yaşlı annelerini hiç yalnız bırakmıyorlar. Güzel Karadeniz, “Hayatımın tamamını çocuklarıma adadım. Yedi çocuğumu yetiştirmek için Hiçbir gün dışarıda çalışmadım. Onların sağlıklı ve başarılı olmalarına kendimi adadım. Çok şükür yedi hayırlı evlat yetiştirdim. Şimdi onlar da kendi çocuklarını ve torunlarını yetiştiriyorlar. Beni hiçbir zaman ihmal etmiyorlar. Anneler Günü’nde hepimiz toplanıyoruz. Benim anneler günümü kutluyorlar” dedi.

ÇOK MUTLUYUM

Çocuklarının hayırlı evlat olmalarından dolayı çok mutlu olduğunu ve gurur duyduğunu söyleyen Güzel Ana, “Onlara verdiğim emeğin boşa gitmediğini görmek beni mutlu ediyor. Hiçbirinden hediye beklemiyorum. Benin için en büyük hediye onların ve çocuklarının sağlığı. Gelip kapımı açıyorlar. Bu bana yeter” diye konuştu. BERLİN

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı


ONLAR BENİM KANATLARIM

Üç kız çocuğu annesi Handan Sarıkaya, kızlarının her yıl kendisine yaptığı sürprizler karşısında şaşırdığını söyledi. Anneler Günü’nde çocuklarıyla birlikte her yıl çok mutlu bir gün geçirdiğini söyleyen Sarıkaya, “Her yıl bana ne hediye ve ne yapmak istediğimi sorarlar. Ben de onlara ‘Birlikteyiz. Benim için bu yeterli’ diyorum. Ama onlar yine de sürpriz yapıyorlar. Onlar benim kanatlarım. Bir anne çocuklarından ne isteyebilir. Onların sağlıklı ve başarılı olmasından başka. Üç kızım var. Üçüyle de gurur duyuyorum” dedi.

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı


EN GÜZEL HEDİYEYİ KIZIMDAN ALDIM

Anneler Günü’nde ilk hediyesini geçen yıl kızından aldığını söyleyen bir çocuk annesi Özlem Kartal Şahin, “Her yıl kız kardeşlerimle birlikte annemin Anneler Günü’nü kutluyorduk. Kızım Havin doğduğu ilk yıl, Anneler Günü için teyzelerinin onun adına aldıkları hediyeyi almıştım. Benim için en anlamlı hediyeyi ise kızım geçen yıl verdi. Kendi çizdiği bir resmi bana çiçeklerle birlikte verdi. Çok mutlu oldum. Kızım benim için bir şeyler yapması gurur verici. Kızımın elinden çıktığı için çok mutlu olmuştum. Annemin anneler gününü kutladıktan sonra kızım da benim Anneler Günümü kutlayacak. Bana nasıl bir hediye istediğimi sordu. Ben de ona ‘Satın alacağın değil, yapacağın bir hediye benim için en iyi hediye olur’ dedim.

Dünyaya tanıttı ama... Onun Anneler Günü’nü kutlayan hiç olmadı


OĞLUMUN YAPACAĞI SÜRPRİZİ BEKLİYORUM

Almanya’nın Köln kentinde yaşayan Emel Ferik, iki aylık erkek çocuk annesi... İlk kez bu yıl onun da Anneler Günü kutlanacak. Emel Ferik, “Annelik duygusunu daha sanki yaşamıyor gibiyim. Anneme ‘Sana Anneler Günü’nde nasıl bir hediye alayım?’ diye sordum. O da bana ‘Sen de annesin. Bu yıl senin de Anneler Günün de olacak’ dediğinde kendimi farklı hissettim. Galiba daha kendimi anne olarak benimseyemedim. Oğlum Pars ve eşimin yapacağı sürprizi bekliyorum. Aslında her sabah oğlumun bana gülümsemesi benim için en büyük sürpriz” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!