Güncelleme Tarihi:
Albay Muammer Kaddafi hem Afrika'da hem de Arap dünyasında en uzun süredir iktidarda olan lider. Henüz 27 yaşındayken, ülkenin ilk ve tek Kralı İdris'i kansız bir darbe ile devirdi.
Gösterişli giysilere düşkünlüğü ve çevresinden silahlı kadın korumaları eksik etmeme alışkanlığı bir yana, Libya lideri ülkesini diplomatik tecritten çıkarmak için hızla hareket etmeyi başaran becerikli bir siyasetçi.
Yaklaşık 20 yıl dünyaya kapılarını büyük oranda kapalı tuttuktan sonra 2003 yılında Trablus yönetimi bir Pan Am yolcu uçağının İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde düşürülmesinde sorumluluğu olduğunu kabul etti.
'Mağdur' ülkelerle ilişkilerin düzeltilmesi, Birleşmiş Milletler'in uyguladığı yaptırımların kalkmasına da ortam yarattı.
Bundan bir kaç ay sonra Albay Kaddafi'nin rejimi kitle imha silahları geliştirme girişimlerinden vazgeçeceğini duyurunca, Batı ile yakınlaşmanın daha da hızlanmasını sağladı.
Böylece önceden kestirilemeyen tepkilerinden bir şey kaybetmeksizin, dışlanmış Albay bir anda kabul gören bir lider haline geldi.
Libya uzmanı Saad Cabbar, Kaddafi'yi "söyleminde, davranışlarında, uygulamalarında ve stratejilerinde kesinlikle eşi benzeri olmayan bir lider" diye anlatıyor.
"Ancak uyanık bir siyaset adamı, ona hiç şüphe yok. Her devirde hüküm nasıl sürdürülür, en güzel örnek."
Kaddafi'nin hayatındaki dönüm noktaları 1942: Muammer Kaddafi Sirte'de doğdu 1969: Kansız bir darbe ile Kral İdris'i devirdi 1973: Kültür Devrimi yapılacağını ilan etti, halk komiteleri kurdu 1977: Halk devrimi yapıldığını ilan etti, Sosyalist Halkın Libya Arap Cemahiriyesi'ni kurdu 1986: Berlin'deki bir diskoteğe düzenlenen saldırıda ABD askerleri hedef alındı, üçü öldü; ABD Trablus ve Bingazi'yi bombaladı, onlarca kişi öldü 1988: PanAm yolcu uçağının Lockerbie'de düşürülmesi sonucu 270 kişi öldü 1992: BM Lockerbie zanlılarının iadesini sağlamak için Libya'ya yaptırım getirdi 1999: Lockerbie zanlıları teslim edildi; BM yaptırımları kaldırıldı 2003: Libya Lockerbie saldırısında sorumluluğunu kabul etti, kitle imha silahlarını bıraktığını duyurdu 2008: Libya ve ABD her iki tarafın bombardımanlarında ölenler için tazminat anlaşması imzaladı 2009: 'Lockerbie bombacısı' serbest bırakıldı
Muammer Kaddafi 1969'da yeni fikirlerle dolu genç bir subaydı Muammer Kaddafi, 1942'de Sirte yakınlarında bir çölde doğdu.
Gençliğinde Mısır lideri ve Arap milliyetçisi Cemal Abdül Nasır'a hayranlık besliyordu. 1956'da Süveyş Krizi sırasında İsrail aleyhtarı gösterilerde o da sokaklardaki eylemciler arasındaydı.
Kraliyeti devirme planları yapmaya askeri lisedeyken başladı. İngiltere'de askeri eğitimini geliştirdikten sonra Bingazi'ye döndü ve 1 Eylül 1969'da darbeyi burada başlattı.
Siyasi felsefesini 1970'li yıllarda yazdığı 'Yeşil Kitap' ile ortaya koydu. Burada İslam'ın bazı ilkelerini de barındıracak şekilde hem komünizm hem de kapitalizme alternatif sunmaya çalışan, ülkenin gerçeklerinden yola çıkan bir bir siyasi rota çizilmesinden söz ediliyor.
1977 yılında devlet için 'cemahiriye' yani kitlelerin devleti adını verdiği bir yapı oluşturdu. İktidar bu sisteme göre binlerce halk komitesi elinde olsa da uygulamada Kaddafi rakipsiz bir şekilde ülkeyi yönetiyor.
Libya liderinin kendine has uygulamaları siyasetle sınırlı değil. Dış gezilerde kendisine lüks bir bedevi çadırı kurduruyor. Beraberindeki silahlı kadın korumaların dikkatlerinin dağıtılmasının erkeklere göre daha zor olduğu savunuluyor.
Yabancı devlet adamlarının Libya'ya ziyaretlerinde de yine bir çadır kuruluyor. Görüşmeler ya da toplantılar sırasında Albay Kaddafi sürekli elindeki at kılı ya da palmiye lifinden yapılma sinek kovucuları sallayarak oturuyor.
Amerikalı siyasi yorumcu Benjamin Barber, yakın zamanda pek çok kez Kaddafi ile ülkenin geleceğini konu alan görüşmeler yapmış; Libya liderinin "kendisini her şeyin başında bir entellektüel" olarak gördüğünü anlatıyor.
"İnsan olarak bir otokrat için şaşırtıcı düzeyde felsefeye düşkün ve her şeyi ince ince düşünmeyi seven bir tabiatı var" diyor.
Barber, BBC'ye "Onu büyük oranda Berberi bir aşiret mensubu olarak görüyorum. Çölün, kumun yoğurduğu bir kültürden gelen biri olarak bazı açılardan modern yönetimden anlaşılan kalıpların çok dışında. Bu da ona mukavemet ve metanet sağlıyor." diyor.
Geniş bölgesel vizyon
Muammer Kaddafi yıllar yılı etkisini bölge ve ötesine yaymaya çalıştı. Kariyerinin başlarında ordusunu Çad'a gönderdi ve ülkenin kuzeyinde Aozu Şeridi'ni 1973'te işgal etti.
1980'lerde ülke Batı Afrikalı isyancı gruplara topraklarını açtı, bunlar arasında Berberi Tuaregler de vardı.
Yakın zamanda ise, Kaddafi Nijer ve Mali'deki Tuareg isyancılarla müzakere çabalarında rol aldı.
Batılı ülkelerin Libya'yı dışlamalarının temelinde Kaddafi'nin aralarında İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA ve Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ'nün de olduğu bir dizi militan gruba verdiği destek yatıyordu.
ABD Başkanı Ronald Reagan bir keresinde, Libya liderini "çılgın köpek" diye niteledi.
ABD ayrıca Libya'nın Avrupa'da düzenlenen bazı saldırılarda parmağı olduğu suçlamasıyla 1986 yılında Trablus ve Bingazi'ye hava saldırıları düzenledi.
Evlat edindiği kızının da aralarında olduğu çok sayıda kişinin ölümüne yol açan bu bombardımanların Kaddafi'yi çok sarstığı söylenir.
1970'lerde Arap ülkeleri ile birlik kurulması için yaptığı girişimler sonuç getirmeyince 1990'larda bu kez yüzünü Afrika'ya çevirdi ve Afrika Birleşik Devletleri kurulmasını önerdi. Bu model daha sonra Afrika Birliği'nin zeminini oluşturdu.
Kaddafi'nin giyim tarzını değiştirmesi de bu döneme rastlar. Giderek geleneksel Afrika giysilerinin çizgisine yönelen Kaddafi'nin giysilerinde Afrika kıtası ve Afrikalı liderlerin portreleri sıkça desen olarak kullanılır oldu.
2000'li yıllara girilirken, Kaddafi yaptırımlar nedeniyle sıkıntı yaşayan ülkenin yönünü yeniden dünya sahnesine doğru çevirmeye başladı.
Batı'ya dönüş
2003 yılında bu rota değişikliği sağlandı; beş yıl sonra Libya'nın Lockerbie ve diğer saldırılar için tazminat ödemeyi kabul etmesiyle Washington yönetimi ile ilişkiler yeniden tesis edildi.
İktidardaki 39. yıl kutlamaları sırasında Kaddafi "Bundan böyle savaş olmayacak, baskın, terör eylemi olmayacak" diye konuşmuştu.
Libya lideri içeride kendisini halkın ruhani kılavuzu olarak ifade ediyor; doğrudan demokrasi uygulamasına sadece nezaret ettiğini söylüyor. Muhaliflerine göre uygulamada ise Kaddafi'nin yönetim üzerinde mutlak ve sıkı bir denetimi var.
Karşıt görüşleri dile getirenler susturulurken medya katı bir devlet denetimi altında. Kaddafi'nin rejimi ciddi insan hakları ihlalleriyle de suçlanıyor. Ülkede devrim ideolojisine zarar verebilecek türden toplu faaliyetlere girişilmesini yasaklayan bir yasa bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre rejim bu yasayı ihlal ettikleri gerekçesiyle yüzlerce kişiyi hapse attı, bazılarını ise idam cezasına çarptırdı.
Gözaltında işkence ve kayıplar olduğu yolunda da bildirimler bulunuyor. Yaşının 60'ı geçtiğinin bilinciyle Kaddafi'nin geçiş sağlayacak bir zemin hazırlamaya çalıştığı fikri yaygın. Yerini kimin alacağı konusunda ortaya konmuş bir isim ya da süreç yok.
Ancak reformdan yana açıklamaları ile gündeme gelen oğlu Seyfülislam Kaddafi en öne çıkan isimlerden biri.
Seyfülislam siyasetten çekileceğini ilan etti. Ancak bunun halk arasında desteğini ve tabanını genişletmeye yönelik taktik bir adım olduğunu düşünenler de var.
Bu arada baba Kaddafi, ülkedeki bakanlıkların büyük bölümünün lağvedileceğini; Libya'nın büyük petrol zenginliğinden gelen bütçelerinin ise doğrudan halka aktarılacağını söyledi.
Her ne kadar Libya'nın ekonomisi dış yatırıma açılıyor olsa da reform süreci ağır ilerliyor.
Pek çok Libyalının değişimin ne yöne doğru gideceği konusunda kafası karışık. Kamu hizmetleri yetersiz, yolsuzluk yaygın olduğundan pek çokları ülkenin petrol zenginliğinden yararlanamadıkları için hayal kırıklığı içinde.
Saad Cabbar "İnsanlar kendi yönetimlerini de baltalama endişesiyle değişim yaratmak konusunda son derece temkinli" diyor.
"Ancak aynı zamanda, bir şeyler yapmaları gerektiğinin de bilincindeler. Bu nedenle reformlar konusunda bu kadar yavaş davranılıyor."