‘Dünyanın kıskandığı lider, savaşın ve barışın efendisi’
Güncelleme Tarihi:
Almanya’nın Baden eyaleti Straubenhardt kasabasında Cumhuriyetin 100. yıl kutlaması etkinliği çerçevesinde ‘Cumhuriyet ve Atatürk’ü Anlama’ konferansı düzenlendi. Straubenhardt Halkevi derneği tarafından organize edilen etkinliğe Karlsruhe Başkonsolosu Mahmut Niyazi Sezgin ve konuşmacı olarak İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emekli Tümgeneral Naim Babüroğlu katıldı.
SUNUMUNU Halkevi yöneticisi Erhan Kaya’nın üstlendiği etkinlikte kısa bir konuşma yapan Karlsruhe Başkonsolosu Mahmut Niyazi Sezgin Halkevi derneğini tanıma fırsatı bulduğunu söyleyerek vatandaşların 100’üncü yıl Cumhuriyet Bayramı’nı bir kez daha kutladı. İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Babür Naimoğlu ise konuşmasına, “Tarihin kıskandığı bir lideri anlatmak kolay değil” diyerek başladı. Babüroğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Selanik’te halktan biri olarak doğdu. Adı, Mustafa’ydı. Mustafa Kemal oldu. Gazi Mareşal Mustafa Kemal oldu. Türk milletinin en büyük evladıydı. Mazlum uluslar ve Türk milleti O’na ‘Atatürk’ dedi. 34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı. 40 yaşında, 1683’te İkinci Viyana ile başlayan Türk çekilmesini, 238 yıl sonra Sakarya’da durdurdu. Evliliği, fırtınalı denizde bir yolculuktu. Savaşta yendiği düşmanının, O’nun önünde saygı duruşu tarihte bir ilkti. ‘Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum’ dediği günler oldu. ‘Beni hatırlayınız’ sözcükleri, hüzünlü bir veda gibiydi. ‘Ölüm demek böyle olacak kızım…’ dediğinde, sona yaklaştığının farkındaydı. Son anı, ulu bir çınarın köklerinin sökülmesi misali, devlerin savaşında son perdeydi. Türk gençliğine emaneti, çok sevdiği milletine vasiyeti oldu. Tarihin kıskandığı bir lider. Ama bir insan. Savaşın ve barışın efendisi.”
ATATÜRK’ÜN MUCİZESİDİR CUMHURİYET
Cumhuriyetin faziletlerini anlatan Babür Naimoğlu, “Cumhuriyet, doğudaki yoksul bir köyden Aziz Sancar’ı Nobel bilim ödülüne taşıyan, Anadolu’nun fakir bir köyünden kimsesizleri Cumhurbaşkanlığı makamına çıkaran rejimin adıdır. Atatürk’ün mucizesidir Cumhuriyet...” dedi. Program kapsamında Halkevi Korosu 3 eser seslendirdi; Vardar Ovası, İzmir’in Kavakları ve Yemen Türküsü. Orhan Kaya yönetimindeki Halkevi Koro Grubu izleyiciden büyük alkış aldı. Halkevi Gençlik, ellerinde Türk bayraklarıyla girdikleri salonda İzmir Marşı’nı söyledi. Yasin Yavuz 10 kıtasını ezbere okuduğu İstiklal Marşı’nın son kıtasında “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” sözleriyle gözyaşlarına boğuldu. Pforzheim kentinden Hasan Erkek 1985 yılında yazdığı, ‘Tanrım göster bana bu saadeti, 2023’te Cumhuriyeti’ şiirini okudu.
3 ESER SESLENDİRDİ
Denizlili THM Sanatçısı Mehmet Söyleyici seslendirdiği 3 eserden ilkini Mustafa Kemal Atatürk’e ithaf etti. ‘Sen Yoksun Diye’ eserini, salondaki davetlilerle birlikte söyledi. İkinci eser olarak, ‘Sevda Yüklü Kervanlar’ı söyledi. Büyük usta Neşet Ertaş’tan ‘Zahidem’ ve ardından ‘Sevda olmasaydı da gönüle dolmasaydı’ eserlerini seslendirdi. Naim Babüroğlu ve Başkan Ünsevdi Kaya, sanatçı Mehmet Söyleyici’ye programa katkılarından dolayı teşekkür etti. Mehmet Söyleyici, Naim Babüroğlu’na son albümü ‘Avrupa Dedikleri’ cd’sini hediye etti. Etkinliğin sonunda Halkevi Gençlik Folklor Grubu Zeybek Halk Oyunu ile sahne aldı. Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Naim Babüroğlu etkinliğin sonunda kitaplarını imzaladı. Okuyucularıyla bir araya gelen Naim Babüroğlu bir süre davetlilerle sohbet etti.
