Güncelleme Tarihi:
Okyay, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasında (ÇTSO) yaptığı konuşmada, grubun 1 milyar dolara yaklaşan cirosu, beş bini aşan ?alışanıyla Türkiye'nin önde gelen sanayi gruplarından birisi olduğunu ifade etti.
Kale Grubu olarak seramik, makine ve par?a imalatı, havacılık ve savunma sanayi, kimya, elektrik malzemeleri, enerji, bilişim, nakliye, turizm, gıda, robotik otomasyon alanlarında faaliyet gösterdiklerini, faaliyet alanlarını inşaat, teknik, endüstriyel hizmetler olarak 3 ana başlıkta topladıklarını bildiren Okyay, ABD'de de irtibat bürosu, Rusya ve Almanya'da showroom ve büro, Rusya ve Hollanda'da üretim tesislerinin bulunduğunu kaydetti.
Okyay, "1962 yılında, seramik ihracatı ile başlattığımız ihracat hamlesini sürdürerek, bugün üretim yaptığımız belli başlı sektörlerdeki ürünlerle dünyanın 5 kıtasında 60 ülkeye ihracat yapar duruma geldik" dedi.
Doğa ve ekolojik ?evreye karşı sorumluluklarını dünya standartlarında yerine getirdiklerini, dünya norm ve standartlarında kaliteli üretim ger?ekleştirerek, sürdürülebilir bir büyüme i?in değişimi ger?ekleştirecek, stratejik yöntemleri iş yapış süre?lerine adapte etmeye gayret gösterdiklerini dile getiren Okyay, sürekli gelişim, iş süre?leri, müşteri memnuniyeti ve karlılık konularında verimliliği artırmak i?in projeler ürettiklerini söyledi.
Okyay, şöyle konuştu:
"Bu bakış a?ısıyla insan kaynağımızı sürekli geliştirmeye gayret ediyoruz.
Kale Grubu olarak hedefimizi karlı büyümek, pazarımızda liderlik ve operasyonel mükemmellik olarak belirledik. Karlı büyümek i?in her iş kolunda fırsatları görebilmek i?in geleceği izliyoruz."
Kale Grubunun, yarım asırdan bu yana sanayici kimliği ile topluma hizmet ettiğini, sosyal sorumluluklarının bilincinde olduğunu ifade eden Okyay, topluma hizmet konusunda, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kültür, sanat, bilim ve spor konularında topluma her zaman katkıda bulunduklarını kaydetti.
Çanakkale bölgesinde Kale Grubu tarafından inşa edilen 16 eğitim kurumu olduğunu, bu katkıları sürekli hale getirmek üzere Dr. İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfını kurduklarını anımsatan Okyay, vakfın her yıl 220 başarılı öğrenciye burs verdiğini bildirdi.
D?NYA VE T?RKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER
Zeynep Bodur Okyay, hem dünya ekonomisinde hem de Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların 2008'e damgasını vurduğunu söyledi.
Türkiye'nin, ekonomi a?ısından global risklerin varlığı, siyasi-toplumsal gerginlik riski, yeni ekonomi politikalarına olan ihtiya? ve bu konuda yaşanan gecikmeler nedeniyle 2008'i önemli ve zorlu bir yıl olarak ge?irdiğini ifade eden Okyay, ABD kaynaklı global sıkıntının 2009 yılı ortalarına kadar süreceğine ilişkin öngörülerin olduğunu ifade etti.
Avrupa ile ilgili haberlerinde parlak olmadığına değinen Okyay, şöyle dedi:
"Dünyadaki global krizin yarattığı etki 2008'in ilk ?eyreğinde Türkiye'de büyümeye sınırlı bir etki yaptığını görüyoruz. İkinci ?eyrekte 1,9'luk bir son derece düşük bir büyüme oranı ile karşı karşıyayız. 2002-2007 arasındaki büyüme, GSMH ve siyasi istikrarın yanı sıra Türk sanayisinin de zıplamasıyla oluştu. Türkiye büyük bir ülke. Avrupa'da 6, dünyada 17. büyük ekonomi. Dolayısıyla bizi buradan kimse geriye düşürmemeli.
ABD'de bir resesyon ile uluslararası finansal sistemde sistematik bir kriz yaşanmamıştır. Ancak büyük ekonomilerde beklenilen yavaşlanmanın yanı sıra petrol, emtia ve gıda fiyatlarının beklenmedik öl?ülerde artışı ile dünya ekonomisi enflasyon riski ile de karşı karşıya kalmıştır. Merkez bankaları ekonomik yavaşlama ile enflasyon tehdidi arasında sıkışmıştır. ?zellikle de Avrupa Merkez Bankası yeterli ve gerekli faiz indirimlerini yapamamıştır."
Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelere de değinen Okyay, sermaye girişinde öngörüldüğü gibi sınırlı bir yavaşlama yaşandığını, yıl genelinde ihracat artışının hedeflerin de üzerinde sürdüğünü belirtti. Bunlara karşın global dalgalanmanın olası bir kriz yaratma endişesi ile AK Parti'ye a?ılan kapatma davasıyla tüketici güveninin hızla bozulduğunu ve i? talebin hızla yavaşladığını bildiren Okyay, "Buna ilave olarak global alanda artan petrol ve gıda fiyatlarının yarattığı enflasyon artışı ve olası siyasi riskler nedeni ile Merkez Bankası faizleri yükseltmek zorunda kalmıştır" dedi.