Güncelleme Tarihi:
1973-1980 yılları arasında tam 7 yıl yaşadım bu kentte... Genelde hep iyi anılarım oldu... Önceki hafta Bochum Almanya'daki Türklerin gündemine giriverdi birden... Hem de ne giriş... Çünkü Bochum'da 2005 yılından beri hoşgörü, politik, müzik, medya, film, spor ve çevre dallarında verilen “Steiger Ödülü”ne bu yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da layık görülmüştü.
Kendisine hem Türkiye'de demokratik alandaki gelişmelere çabası hem de Türkiye ile Almanya arasındaki İşgücü Anlaşması'nın 50'inci yılı vesilesiyle bu ödül verilecekti. “Steiger” bir madenci terimidir... Madenci geleneğine göre doğruluğu, dürüstlüğü, hoşgörüsü ve sorumluluğu ile bilinen ve maden ocağının bir bölümünden tam sorumlu olan denetleyicilere verilen isimdir bu.
İşte Erdoğan'ın böyle bir ödüle layık görülmesine en çok tepki Almanya'daki Türklerden geldi. Erdoğan Bochum'a gelmedi, ama 22 binden fazla kişi Bochum'da bu ödüle karşı düzenlenen gösteriye katıldı. Göstericiler arasında Kürtler, Ermeniler, Almanlar ve muhtemelen başka ulustan insanlar da vardı... Ama bunların çok büyük bir bölümü Türk'tü...
Almanya gibi demokratik hukuk devletinde insanların gösteri yapma özgürlüğü vardır. Herkes tepkisini demokratik yöntemlerle gündeme getirmelidir. Buna kimsenin itirazı olamaz... Olmamalıdır da... Ama bu tepki “tek yönlü” olmamalıdır... Almanya'da 1990'lı yılların ilk yarısında Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Federal İçişleri Bakanı Manfred Kanther döneminde Yabancılar Yasası'nda köklü değişiklikler yapılmıştır. Yabancıların, tabii Türklerin de hakkı ciddi bir biçimde kısıtlanmıştır. Ama geçen hafta Bochum'da yürüyen Türkler'den o günlerde çıt çıkmamıştır...
Almanya'da CDU'lu Roland Koch, 1998 yılı sonlarında 1999 yılı başlarında “Almanların bir pasaportu, Türklerin iki pasaportu olacak. Olmaz böyle şey” diyerek Çifte Vatandaşlığa karşı seçim kampanyası sürdürmüştür. Almanlar “Türklere karşı nerede imza atılıyor?” diyerek sürdürülen bu imza kampanyasına katılmıştır. Geçen hafta Bochum'da sokaklara dökülen Türklerin o günlerde gıkı bile çıkmamıştır. Almanya'da doğan, eğitimini de, sosyalizasyonunu da Almanya'da alan bir Türk genci suç işledi diye Türkiye'ye sınır dışı edilmiştir. Erdoğan'a ödülü protesto eden Türkler nedense o günlerde hiç ortalıkta gözükmemiştir. Almanya, Avrupa Birliği (AB) sözleşmelerine aykırı olduğu halde Türklere vize uygulamaktadır.
Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) başta olmak üzere Almanya'daki mahkemeler de Türklere vizenin geçerli sözleşmelerle bağdaşmadığına kadar verdikleri halde, Bochum'da boy gösteren Türkler, nedense sinmeyi yeğlemektedir. Almanya'da “Milliyetçi Sosyalist Yeraltı Örgütü” (NSU) teröristlerinin 8 Türk vatandaşını öldürdükleri “tesadüfen” ortaya çıkmıştır. Bu insanların “tek suçu” Türk olmak... Ama Bochum'da boy gösteren Türklerden hiç tepki gelmemiştir... Evet, demokratik tepki iyidir... Hatta gereklidir de... Ama bu tepki hep tek yöne olmamalıdır...