Dün dündür mü Bay Söder?

TOPLANTIDA başbakan adaylığı için isimleri geçen CDU Genel Başkanı ve Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Başbakanı Armin Laschet ile CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de hazır bulundu.
Daha görüşmeler devam ederken hem Laschet’in hem de Söder’in aday olmaya hazır olduklarını resmen ilan ettikleri haberi sızdı.
Öğleden sonra CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Ralph Brinkhaus, CSU Eyalet Grup Başkanı Alexander Dobrint ile Armin Laschet ve Markus Söder dörtlüsünün katıldığı basın toplantısında sızan haberin doğru olduğu ‘ilk ağızdan’ teyit edildi.
Laschet de Söder de, bu konuyu kendi aralarında önceden konuştuklarını ve seçimlere muhafazakâr kanadın başbakan adayı olarak katılmaya hazır olduklarını açıkladılar.
*
Evet...
Daha pazar gününe kadar “Benim yerim Bavyera” diyen Markus Söder, muhafazakâr kanadın başbakan adayı olmak istediğini resmen ilan etti.
Söder, “Toplantıda başbakan adayı olmaya hazır olduğumu açıkladım. Eğer CDU beni desteklerse, yan çizmeyeceğim. Şayet ‘büyük kardeş’ (CDU) bunu arzu etmediğini söylerse de kırılmadan, kızmadan, küsmeden iş birliğini sürdüreceğim” dedi.
Bir gün sonra öğleden önce CDU Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK), başbakan adaylığını görüşmek için Berlin’de toplandı.
Üyelerin hemen hemen tamamı “Başbakan adayımız Laschet’tir” dedi.
Aynı gün öğleyin de CSU MKYK üyeleri Münih’te bir araya geldi.
Onlar da oy birliğiyle “Markus Söder başbakan adayımız” dedi.
Toplantı sonrası düzenlenecek basın toplantısına katılmayacağını açıklayan Söder, birden fikir değiştirip medya mensuplarının karşısına çıktı.
Kendisine duyulan güvenden çok memnundu.
Ancak bir gün önce “Eğer CDU beni desteklerse yan çizmeyeceğim” söylemi hatırlatılıp, “Ama CDU kendi adayını destekledi. Niye birden tutum değiştirdiniz? Sözünüzde niye durmuyorsunuz?” sorusu gelince, “CDU’da kararı sadece tepedekiler vermiştir. Böyle bir karar CDU/CSU Federal Meclis Grubu ile eyaletlerin meclis gruplarının katılımıyla verilmelidir” dedi.
Yani bir yerde “O dündü” dedi.
Söder’in bu tutumu bana Türkiye’nin eski Başbakanı ve Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” söylemini hatırlattı.
*
Hem Laschet’in hem de Söder’in aday gösterilmek istenmesiyle birlikte muhafazakâr kanatta bir ‘iç savaş’ havası da esmeye başladı.
Bunu Almanya’da daha önceleri de yaşamıştık.
CDU/CSU’nun başbakan adayı Helmut Kohl, 1976 yılındaki genel seçimlerde toplam oyların yüzde 48.6’sını aldığı halde, Helmut Schmidt başbakanlığındaki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) koalisyonu sürdürme kararı üzerine, CSU’nun o dönemdeki Genel Başkanı Franz Josef Strauss, CDU ile oluşturulan Meclis Grubu’nu terk etme kararı aldı.
Her ne kadar birkaç ay sonra bu karar iptal edilse de, o zamanlar Bavyera Eyalet Başbakanı olan Strauss’a 1980 yılında muhafazakâr kanadın başbakan adayı olma yolu açıldı.
Ama 1980 yılındaki genel seçimlerde toplam oyların yüzde 44.5’ini alan CDU/CSU’nun başbakan adayı Strauss, hayal kırıklığına uğrayıp Bavyera’da kalmayı yeğledi.
İki yıl sonra yapılan erken genel seçimlerde Helmut Kohl, FDP ile ortaklık ederek 16 yılı aşkın süre iktidarda kaldı.
2002 yılında da CSU’nun o dönemdeki Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Edmund Stoiber, “Muhafazakâr kanadın başbakan adayı ben olacağım” diye tutturdu.
CDU’nun o zamanki Genel Başkanı Angela Merkel, Stoiber’in Wolfratshausen’deki evine gitti ve kahvaltıda “Başbakan adayımız sensin” dedi.
Ama seçimleri SPD ile Yeşiller kazanıp Başbakan Gerhard Schröder koltuğunu koruyunca, Stoiber de Bavyera’dak koltuğunu yeğledi.
3 yıl sonra yapılan erken genel seçimlerden CDU/CSU ‘en güçlü kanat’ olarak çıkınca, başbakanlık koltuğuna Angela Merkel oturdu.
Yaklaşık 16 yıldır da oturmakta.
İşte şimdi Almanya’nın 16 eyaletinden sadece Bavyera’da seçimlere giren CSU, Markus Söder’le şansını bir daha denemek istiyor.
Tabii Söder önce başbakan adaylığı yarışını kazanabilirse.