Güncelleme Tarihi:
23 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa’nın girişinde, “Tanrı ve insanlar karşısındaki sorumluluğunun bilincinde olan, birleşmiş bir Avrupa’nın eşit haklara sahip bir üyesi olarak, dünya barışına hizmet etmek emeliyle beslenerek özgü iradesiyle hareket eden Alman milleti, kendi Anayasa yapma yetkisine dayanarak, işbu Anayasayı kabul etmiştir” deniyor. Yıllar içinde pek çok değişikliğe uğramasına rağmen ‘Grundgesetz’ (Temel Yasa), o tarihten beri insanı merkeze alan demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir sistemin teminatı olarak Almanya’nın savaş sonrası tarihinin en önemli başarılarından biri olarak kabul ediliyor.
Mannheim’da bulunan Türk-Alman İş ve Eğitim Enstitüsü, anayasanın ruhunu temsil eden “İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Tüm devlet erki ona saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür” diyen ilk maddesine atıfla 13 Mayıs 2024 Pazartesi günü Kunsthalle’de Mannheim Belediyesi, Mannheimer Morgen ve Mannheim Filarmoni Orkestrası iş birliğinde tüm gün süren bir etkinlikler dizisi gerçekleştirdi. Mannheim Belediye Başkanı Christian Specht başta olmak üzere, selefi Dr. Peter Kurz, çok sayıda yerel meclis üyesi ve davetlinin hazır bulunduğu akşam resepsiyonu, Baden-Württemberg Eyaleti Başbakanı Winfried Kretschmann’ın himayesinde gerçekleşti. Konuklara hitaben gönderdiği selamlama konuşmasında “Nefret ve aşırıcılığın yayılması yalnızca demokratik ilkelerimizi tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumumuzdaki barışçıl ortak yaşamı ve sosyal uyumu da tehlikeye atıyor. Bu nedenle temel değerlerimizi savunmak ve yaşatmak büyük önem arz ediyor. Böyle bir durumda tüm demokratların güçlerini birleştirmesi gerekiyor. Demokrasimiz adına mücadele etmek için hep birlikte durmalı, ayrımcılığa ve insanlık dışı uygulamalara karşı kararlı bir şekilde harekete geçmeliyiz. Saygılı bir toplum için. Hoşgörü ve çeşitlilik için. Barış, refah ve özgürlük için!” ifadelerinin yer aldığı metni, DTI Yönetici Müdürü Prof. Dr. Franz Egle seslendirdi.
‘SİYASİ İŞ BİRLİĞİNİ DERİNLEŞTİRMEK...’
“Anayasa bireyin onurunu güvence altına alır, uzlaşma yeteneğini teşvik eder, istikrarlı kurumlar kurar ve hukukun üstünlüğünü korur. Bu değerler demokrasimizin temelidir ve 75 yıldır barış ve özgürlük içinde yaşamamıza yardımcı olmuştur” vurgusunda bulunan Mannheim Belediye Başkanı Christian Specht ise “Dolayısıyla Anayasanın 75. yılını kutlarken, her şeyden önce bu önemli belgenin hiçbir şekilde hafife alınmaması gerektiğini unutmamalıyız. Mevcut zorluklar karşısında, Avrupa’da barışın garanti olarak kabul edilemeyeceğinin farkına vardık. Bu nedenle siyasi iş birliğini derinleştirmek ve demokrasimizi güçlendirmek için çalışmaya devam etmemiz çok önemli” diye konuştu.
‘BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ’
DTI Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baklan (SUNTAT), Kunsthalle’deki etkinlikler öncesinde okullarda yürüttükleri projelere ve 2024 yılının demokrasi ve anayasa açısından önemine dikkat çekerek “DTI olarak, gençlerle birlikte ve gençlere yönelik birçok projeyle toplumumuzun demokrasi bağlamında bağışıklık sistemini güçlendirmeye kararlıyız” dedi. Söz konusu projelerle gençlere, geleceğe yönelik beceriler kazandırmayı amaçladıklarına değinen Baklan, “Öğrencilere ve öğretmenlerine yürekten teşekkür ediyorum. Katılımları ve yaratıcılıklarıyla Temel Yasa’nın yenilikçi ve ilham verici bir şekilde aydınlatılmasına ve anlaşılmasına önemli katkıda bulundular. Hazırladıkları afişlerle ve üç boyutlu eserlerle Anayasa’da yer alan temel haklarımızın önemini vurguladılar. Bu, demokratik bilincin geliştirilmesine değerli bir katkıdır” ifadelerini kullandı.
‘YİNE DE FİDAN DİKTİLER’
Akşam etkinliğinin öne çıkan konuğuysa DTI’nin daveti üzerine Mannheim’a gelen anayasa uzmanı, yazar, avukat ve gazeteci Prof. Dr. Heribert Prantl’dı. Konuklara hitap ettiği ve yaklaşık bir saat süren konuşmasında, Almanya’da koşulların içler acısı olduğuna, ülkenin harabeye döndüğüne, ancak Herrenchiemsee Adası’nın cennetinde, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra otuz uzmanın, Temel Yasa’yı hayata geçirmek için bir araya geldiğine” dikkat çeken Süddeutsche Zeitung köşe yazarı Prantl, “Dünya’nın sona ereceğinden korktular ve yine de fidanı diktiler. Ve şimdi, 75 yıl sonra, fidan bir meyve ağacına dönüşmüş ve meyve veriyor” dedi. Programda, piyanist Olga Zado, kemani Valeriy Sokolov ve çellist Aleksey Shadrin’den oluşan genç üçlü ‘FinestClassics’, Shostakovich ve Beethoven’ın eserleriyle konukları coştururken, 18 yaşındaki Mozart ödüllü Ali İnsan da Alman Milli Marşı’nı söyleyerek sürpriz bir performans
sergiledi.