Güncelleme Tarihi:
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Psikiyatri Kliniğince düzenlenen '5. Ulusal Anksiyete Kongresi' nde konuşan Kongre Başkanı ve kliniğin şefi Doç. Dr. Dilbaz, Uludağ 2. Gelişim Bölgesindeki Karinna Otelde dün başlayan kongre kapsamında '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' dolayısıyla 'Kadın Şiddeti Hak Etmiyor' konulu basın toplantısı düzenledi.
Kadına yönelik şiddetin, kavram olarak, kadının kişiliğinin erkek tarafından fiziksel güç kullanılarak ya da korkutularak yıldırılması olduğunu belirten Dilbaz, kadına yönelik aile içi şiddet olgusunun bazı gruplarda daha fazla görüldüğünü söyledi.
Dilbaz, orta ve düşük sosyo-ekonomik koşullara sahip ve eğitim düzeyi düşük erkeklerde şiddet eğiliminin daha fazla olmasına karşın, yüksek eğitimli erkeklerde de bu davranışın azımsanmayacak düzeyde olduğunu ifade ederek, çocukluğunda babası tarafından hem kendisine hem de annesine şiddet gösterilen ortamlarda yetişen erkeklerde, erişkinlikte şiddet davranışının fazla olduğunu kaydetti.
TOPLUMSAL ŞİDDETİN AZALMASI...
Doç. Dr. Dilbaz, Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün 10 bin 799 erkekle yaptığı bir çalışmada, erkeklerin yüzde 32sinin eşlerine şiddet uyguladığının saptandığını belirterek, şöyle dedi:
'Çocukların babaları tarafından dövülme sıklığı yüzde 11 iken anneler tarafından dövülme sıklığı yüzde 22 bulundu. Aile içinde çocuklara anne tarafından daha fazla şiddet uygulanması çarpıcı bir sonuçtur. Erkekler kadınlara şiddet uyguluyor ancak, çocuklarına şiddet uygulayan babaların sayısı, annelerin yarısından az. Yani güçlü, güçsüze şiddet uyguluyor.'
Toplumsal şiddetin azalmasına yönelik yapılacak çalışmaların başında eğitimin geldiğinin; ayrıca, kişilerin, kendileri ve ailelerinin bugünleri ile geleceklerinin güvence altında olduğunu hissettikleri durumlarda şiddet olgusunun azalacağının altını çizen Dilbaz, medya aracılığıyla şiddet kavramının sürekli olarak gündemde tutulmasının şiddete duyarsızlığı artırabileceğini ve zamanla olumlu davranış gibi algılanmasına yol açabileceğini söyledi.
Dilbaz, şiddetin insan yaşamının her alanında görülebilen ve dünyada giderek artan bir toplum sağlığı sorunu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı raporda, şiddetin en fazla aile ortamında çocuklara ve kadınlara yönelik olduğu bildirildi. Modern bir toplum olma yolunda ilerleyen ülkemizde, halen bu tarz kadına şiddet konularının konuşulması rahatsızlık verici.
Kadını becerili, üretken kılma çabaları ve projeleri desteklenmeli, evlilik yaşamının uzaması ve kadının okullaşma oranının gelişmesi desteklenmeli. Kız çocukları ne kadar eğitim sisteminin içinde kalırsa şiddete daha az maruz kalır. Kadının okullaşma oranının gelişmesine destek sağlanarak eğitim düzeyinin artırılmasına olanak sağlanması, hem kadına hem de çocuğa yönelik şiddeti önleyecektir.'
Kongrede, kadına şiddet konusunun yanı sıra cinsel şiddet, madde bağımlılığı, utangaçlık, panik bozukluğu, depresyon, yaşlılarda kaygı, uyku bozuklukları, dikkat eksikliği gibi birçok konu, yerli ve yabancı uzmanlarca değerlendiriliyor.