Güncelleme Tarihi:
ALMANYA Başbakanı Angela Merkel, ülkesinde barış içinde birlikte yaşamın korunması için, insanlar arasındaki dostluğun geliştirilmesi yoluyla ön yargıların ortadan kaldırılması ve karşılıklı diyaloğun artırılmasının şart olduğunu söyledi. Merkel, genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne (CDU) yakın Konrad Adenauer Vakfı tarafından ‘Çeşitliliği yaşamakuyumu şekillendirmek: Almanya’da kendi evinde’ başlığı altında önceki gün Berlin’de düzenlenen etkinlikte uyumun sağlanması için toplumun her kesiminin daha fazla çaba göstermesini istedi. Başbakan Merkel, önyargıların karşılıklı dostlukların artırılması yoluyla giderilebileceğine işaret ederken, “Dost edinelim” çağrısında da bulundu.
HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ
Almanya’da yaşayan her beş kişiden birinin göçmen kökenli olduğunu, altı yaşın altındaki çocuklar arasında göçmen kökenlilerin oranının yüzde 33’ü bulduğunu ve Frankfurt’ta bu oranın yüzde 67’ye ulaştığını belirten Merkel, göçmensiz bir Almanya’nın düşünülemeyeceğini dile getirdi. Angela Merkel, insanlar arasında olduğu gibi dinler arasındaki diyaloğun geliştirilmesine de önem verdiklerini söyledi. “Almanya’da çok İslam yok, belki de Hıristiyanlıktan yeteri kadar emin olmama eksikliği var” diyen Başbakan Merkel, Almanya’daki Katolik ve Protestan Kiliselerini Müslümanlar, İslami kurum ve kuruluşlarla diyaloğu artırma çağrısında da bulundu.
BUNU ANLAYAMIYORUM
Başbakan Merkel, Almanya’nın rekabet gücünü koruyabilmesi için nitelikli göçe ihtiyacı olduğunu da söyledi. Ancak ülkede yaşayan göçmen kökenli insanların yurt dışında aldıkları diplomaların denkliğinin kendileri için ayrı bir önem taşıdığını da dile getirdi. Merkel, “Eski Doğu Almanya döneminde orada yaşayan Sovyet vatandaşlarının ülkelerinde aldıkları diplomalar eşit sayılıyor. Ama şu anda Rusya’dan gelenlerin Rusya’da aldıkları diplomalar eşit sayılmıyor. Bunu anlamak mümkün değil. Diplomaların eşitliği için başlattığımız çalışmaları sonuca ulaştırmaya kararlıyız” dedi.
ÇOK DUYGULANDIM
Göçmen kökenlilerin bu ülkenin kalkınmasını ve bugünkü refah düzeyine ulaşılmasını önemli katkılarda bulunduğunu belirten Merkel, birinci nesil göçmenleri temsilen geçen yıl bazı ‘misafir işçileri’ başbakanlığa davet ettiklerinde çok duygulu anlar yaşadığını da ifade etti. Başbakan Merkel, “Bu anlar benim yaşamının en duygulu anlarından biriydi” dedi. Böhmer de diyalog dedi.
ÖZGÜRLÜK İÇİN KISITLAMA ŞART
ALMAN RTL televizyonuna konuşan Başbakan Angela Merkel, terörle mücadelenin uzun bir yol olduğunu ve sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini söyledi. Merkel “Dünya milletleri, teröre nasıl karşı koyacağı konusunda daha uzun süre birlikte çalışmak zorunda” dedi. ABD’ye yönelik 11 Eylül saldırılarından sonra insanlara uygulanan bir takım kısıtlamaların gereğine dikkati çeken Merkel, “Ben sıkı kontrolleri kabul edebiliyorum. İnsanların büyük çoğunluğunun özgür yaşamını garanti altına almak için bazı kısıtlamaların olması bence çok gerekli” diye konuştu.
TEPEDEN İNME YASALAR HER ŞEYİ BELİRLEYEMEZ
KONRAD Adenauer Vakfı’nın etkinliğinde bir de panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Federal Hükümetin Uyum’dan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, TD-İHK Genel Sekreteri Suat Bakır, aktör Charles Huber ve modacı Adwoa Ode-Dombrowe katıldı. Böhmer konuşmasında diyaloğun öneminin üzerinde dururken, “Biz okullarda din derslerinin Almanca olmasını diyalogla sağladık. Tepeden inme yasalar ve kurallarla her şeyi belirleyemezseniz. Önemli olan vatandaşlar arasındaki diyalog” dedi. Suat Bakır da sorunların çözümü ve ön yargıların kırılmasının ancak insanların birbirini tanıması ve saygı göstermesiyle mümkün olabileceğine dikkati çekti. Bakır, ayrıca komşuluk ilişkilerinin gelişmesinin önemine değindi. Babası Senegalli, annesi Alman ünlü oyuncu Charles Huber de önceleri kendisine sadece tenin rengine uygun roller verildiğini belirtirken, toplumsal barış için medyanın tutumunun öneminin altını çizdi.