DÖNERE DİNAMİT

Güncelleme Tarihi:

DÖNERE DİNAMİT
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2007 20:56

Almanya'da ortaya çıkan yeni et skandalının boyutunun, tahmin edildiğinden çok daha büyük olduğu belirlendi. Buna göre piyasaya 180 ton bozuk et sürüldü. Bozuk etin özellikle döner imalathanelerine ve dönerci büfelerine satıldığı haberleriyle fatura, yine dönere çıkartılıyor.

Haberin Devamı

ALMANYA, tarihinin en büyük et skandalıyla çalkalanıyor. Bir TIR şoförünün, "Çöpe atılan maddelerden gıda ürünü üretiyorlar" ihbarı üzerine ortaya çıkan skandalın 30 ton bozuk eti kapsadığı sanılırken, dün bir açıklama yapan Bavyera Tüketicileri Koruma Bakanı Werner Schnappauf, "Piyasaya yaklaşık 180 ton bozuk et sürüldüğünden hareket ediyoruz" dedi.

Fatura dönere

Alman basını, bozuk et skandalı haberini yine "döner skandalı" şeklinde vermeyi tercih ederken, bozuk etlerin özellikle dönercilere ve döner imalathanelerine satıldığını duyurmaya başladı. Basın, "Wertfleisch GmbH"nın sattığı etlerin ele geçirildiği haberlerini, "Tonlarca iğrenç döner ele bulundu" ve buna benzer başlıklarna duyururken, etin sadece ve sadece dönercilere satıldığı intibasını uyandırmaya başladı.

Bavyera Tarım ve Tüketicileri Koruma Bakanı Werner Schnappauf bile alınacak önlemler hakkında konuşurken, etin renklendirilmesi gerektiğini söyledi ve ardından, "Kimse yeşil döner yemez" diyerek, et skandalını döner seviyesine indirgedi.

İlk etapta yaklaşık 20 ton olarak tahmin edilen, ancak daha sonra "30 ton bozuk et bulundu" denilen skandalın gerçek boyutunu dün açıklayan Bakan Werner Schnappauf, et skandalı nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. Bakan Schnappauf, "Kontrol mekanizması işliyor. Bu mekanizmayı aşabilmek için çok büyük kriminel bir çabayla hareket etmiş olmaları gerekir" diyerek, bakanlığıyla ilgili suçlamaları reddetti.

Nerelere satıldı?

Alman Haber Ajansı'nın (dpa) haberine göre bozuk etin büyük bölümü, Berlin'de faaliyet gösteren 20 şirkete verildi. Diğer etler ise Potsdam, Brandenburg, Bremen, Hamburg, Braunschweig, Salzgitter, Wolfsburg, Essen ve bazı küçük şehirlere dağıtıldı.

Memmingen Savcılığı, bozuk etin 20 tonluk bölümünün Berlin'deki bir döner imalathanesine satıldığını tespit ettiklerini açıklarken, Berlin'deki Kaplan Döner'in sahibi Remzi Kaplan, bu açıklamaya tepki gösterdi. Kaplan, "Savcılık isim versin ki, herkes kimin ne olduğunu bilsin. Hepimizi zan altında bırakmasınlar" dedi.
Haziran 2006'dan Ağustos 2007'ye kadar 180 ton etin tüm Almanya'da satıldığı saptanırken, toplam 8-9 parti malın Bavyera'nın Wertingen kasabasındaki et fabrikasından gönderildiğini, her bir partinin 20 ton olduğu öğrenildi.

Etiket değiştirildi

"K3" olarak adlandırılan ve insanların tüketimi için artık uygun olmayan bozuk etin, sadece belirli işletmeler tarafından hayvan yemine dönüştürülmesine izin veriliyor. Schleswig Holstein'da faaliyet gösteren bir et tüccarı tarafından bozuk etlerin Wertingen'e gönderildiği ve burada etiketlerinin değiştirildiği öğrenildi.
Berlin'deki bazı firmalara satıldığı açıklanan bozuk et konusunda başkentte ilgili makamların alarma geçirildiği ve incelemelerin tüm hızıyla sürdüğü kaydedildi.

Kaplan: İsimleri açıklasınlar

Almanya'nın en büyük döner prodüksiyonlarından birinin sahibi olan Berlinli ünlü işadamı Remzi Kaplan, tüm yaşananların "senaryo" olduğunu belirterek, "Ben bunlara inanmıyorum. Şirketlerin isimlerini vermedikleri sürece de, inanmam. Niye her et skandalında dönerciler kurban seçiliyorlar. Bunlar hiç mi sucuk, salam yapılmadı. Bu etlerden Curry-Wurst yapılmıyor mu? Bu firmalar sadece Türkler ile mi çalışıyor? Niye şimdiye kadar harekete geçmediler. Kontrol mekanizması yok mu?" diyerek, dönerin yine karalandığını söyledi.
Ucuz etten şüphelen

Berlin'de 38 döner prodüksiyonu olduğunu ve savcılığın açıklamasıyla hepsinin zan altında bırakıldığını belirten Kaplan, "İsim versinler. Ben inanmıyorum. Kontrol mekanizmasına da inanmıyorum. İsim vermediği müddetçe, kaderimizle oynamış olurlar. Dava açacağız. Döneri karalayanlar hakkında, dernek olarak ve şirket olarak dava açıyorum" dedi.

Kaplan, "Hiç kimsenin, herhangi birinin ekmeğiyle oynamaya hakkı yok. 250 bin kişiye iş istihdamı sağlıyor döner sektörü. 350 döner prodüksiyonu var. 14 bin büfe var. Salata sektörüyle, ekmek işiyle birlikte 200-250 kişiyi iş veriyor bu sektör" diye konuştu.

Kendisinin Hollanda ve Almanya'daki büyük şirketlerden et satın aldığını belirten Kaplan, "Herkes aklı başında, bildiği firmalardan et alsın. Kilosu 4.60 Euro olan döneri eğer biri 2.60 Euro'ya alıyorsa, şüphelenmeli. 'Bu et neden ucuz' demeli. Büfelerin yüzde 90'ı fiyatın ne olduğunu biliyor" dedi.

Kara koyunlar da var

Kaplan, "Bizim de aramızda kara koyunlar yok mu? Tabii ki var" diyerek, şöyle konuştu:
"Gidecek biri, 50 bin Euro sermaye ile döner prodüksiyonu açacak, sonra kara koyun olacak ve benim milyonluk yatırımımı baltalayacak. Bunlara izin vermemeliyiz. Kontroller işlemedikçe, biz bu olayı 6 ay sonra bir daha yaşarız. Biz döner üreticileri olarak bunun üzerine gitmemiz lazım."

Dönere leke sürdürmeyiz

Avrasya Döner'in sahibi Yunus Altınsoy, her gün dönere karşı yapılan saldırıların yanısıra, son olarak Bavyera'daki bozuk et skandalının da faturasının yine dönere kesilmek istendiğini belirterek, "Bunu kabul etmiyoruz. Bu etleri alan ve satanların mutlaka açıklanması gerekir. Bir dünya markası olan dönerimize üreticisinden tüketicisine kadar herkesin sahip çıkması gerekir. Milli yiyeceğimiz dönerin ismine leke sürülmemesi için hepimiz el birliğiyle karşı çıkmalıyız" dedi.
Altınsoy, kendi şirketine eti AB standartına uygun kesimhanelerden aldığını söyledi ve, "Etler 4-5 kez laboratuvarda incelendikten sonra veteriner belgeli olarak bize geliyor. Ayrıca biz de kendi laboratuvarımızda etleri yeniden kontrol ediyoruz. Böylece bizlerin bozuk et satın alma gibi bir durumumuz kesinlikle söz konusu olamaz" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!