Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2016 10:47
Almanya’yı Almanya yapan en önemli unsurlardan biri, kuşkusuz tıkır tıkır işleyen sağlık sistemidir. Bu sistem, hastaların istek ve ihtiyaçlarını cevap vermek amacıyla sürekli kendini yeniliyor. Ancak tüm bu azami gayretlere rağmen, sağlık sunumlarında bir takım aksaklıklar da ortaya çıkabiliyor.
Sanıyorum bu alanda yaşanan en büyük sorunlardan biri, özel ve yasal sağlık sigortası üyeleri arasında, doktor randevu taleplerinde ortaya çıkan çifte standart. Siz eğer özel sağlık sigortalıysanız, herhangi bir uzman doktordan veya teşhis ve tanı merkezlerinden çok kısa bir süre içinde randevu alabilirken, yasal sağlık sigortası üyesiyseniz -ki Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın ezici bir çoğunluğu AOK, BKK gibi yasal sağlık sigortası üyesidir- o zaman bir ortopedi veya psikolog gibi uzman hekimlerden ancak haftalar veya aylar sonrası için randevu alabiliyorsunuz.
BU YIL YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Artık doktordan randevu alma çilesi tarihe karışıyor. 1 Ocak 2016’da yürürlüğe giren yeni bir uygulamayla, tedavi amaçlı doktor veya röntgen, MRT gibi teşhis amaçlı randevuları daha seri bir şekilde alınabilecek. Örneğin gitmek istediğiniz bir ortopedi uzmanı, size üç ay sonrasına randevu verdiyse ve aciliyet, ağrı veya sızınızdan dolayı zaman kaybetmek istemiyorsanız, o zaman aile hekiminize (hausarzt) başvurup durumu izah edebilirsiniz. Aile hekiminizin size, özel kodlu bir sevk kağıdı verecektir. Daha sonra Yasal Sağlık Sigortaları Birliği’ni (Kassenärztliche Vereinigung) arayıp, durumu izah edip sevk kağıdındaki kodu bildirmeniz halinde, size oturduğunuz bölgede (30 kilometre çevresinde) başka bir doktor veya teşhis ve tanı merkezinden daha erken tarihli bir randevu ayarlanacaktır. Maalesef Yasal Sağlık Sigortaları Birliği’nin merkezi bir telefonu yok. Her eyalet teşkilatının numarası farklı. Örneğin Hessen Eyaleti için 069-40050000 numaralı telefonu aramak gerekiyor. Diğer eyaletlerdeki telefon numaraları internetten bulunabilir. Benzer bir uygulamayı bazı sağlık sigortaları tarafından hizmet olarak sunuyordu. Ancak bu hizmet çok dar kapsamlıydı.
Şimdi yeni yürürlüğe giren bu uygulamayla, erken randevu talep etme sistemi tüm sağlık sigortası üyeleri için geçerli olup, tek elden yürütülüyor.
Bu vesileyle, tüm hasta vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
TÜRKİYE’DE BULUNDUĞUNUZ SÜRELERİ SGK İPTAL EDEMEZ Davut Tunç – AlmanyaGEÇEN yıl Türkiye’de çalıştığınız işyerinin sizi 13 Nisan ile 1 Mayıs arasında 19 gün sigortalı gösterdiğinizi, sizin ise çalıştığınızı 18 Nisan’da tekrar yurtdışına çıktığınız belirterek, bundan dolayı, 2015 yılının temmuz ayında 3 bin 600 gün üzerinden yaptığınız borçlanma talebinizin akabindeki aylık tahsis talebinizin reddedildiğini belirtiyorsunuz. Gerekçe olarak yurda giriş ve çıkış bilgilerinin tetkikinden sonra, sizin sigortalı çalıştığınız dönemin ilk altı günü Türkiye’de bulunduğunuz, geri kalan 13 gün yurtdışına çıktığınız anlaşılmış. Bundan dolayı da tüm sigortalı sürenizin iptal edilmiş.
Şimdi burada apaçık bir haksızlık olduğu ortada. Bir kere, sigortalı işe başladığınız gün ve akabindeki günlerde, Türkiye’de idiniz. Yani, tümüyle yasalara uygun bir şekilde sigortalı işte çalışmışsınız. Daha sonra da, çalıştığınız işyerinizin Almanya ve Polonya’daki oto lastik işlerinin takibi için yurtdışına çıkmışsınız.
ÇIKINCA NE OLUR?İş gereği yurtdışına çıkmak, yurtdışında iş bağlantıları kurmak veya iş takip etmek, globalleşen dünyamızın doğal bir sonucu ve gereğidir. Dolayısıyla hiç kimse sizi sigortalı bir işte çalışıyorsunuz diye Türkiye sınırlarının dışına çıkmanızı engelleyemez. Örneğin
haber takibi için sürekli yurtdışına çıkmak zorunda olan bir gazetecinin Türkiye’deki sigortalılık süresi iptal mı edilecek her defasında! Ancak tabii sürekli ikametiniz yurtdışında ise ve geçici süreyle Türkiye’ye gelip çalıştıysanız bu konuda sosyal güvenlik mevzuatı gereği bir sınırlama olabilir, fakat en azından sizin fiilen Türkiye’de bulunduğunuz günler sigortalı süre olarak tanınması gerekiyor.
GENELGE NE DİYOR?Konuya ilişkin 28 Nisan2014 tarihli ve 2014/11 sayılı genelgede, şöyle deniliyor:
”Buna göre sigortalıların ülkemizde bulunmadığı tarihlerde 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki hizmetleri denetime gidilmeksizin genel idari hizmetler sınıfında çalışan personel tarafından iptal edilecektir.”
Buradan çıkan doğal sonuç: Türkiye’de fiilen bulunulan süre geçerli sayılacak, Türkiye’de fiilen bulunulmayan süreler iptal edilecek.
Bu çerçevede size bir avukat aracılığıyla hakkınızı aramanızı, gerekirse mahkemeye giderek dava açmanızı öneriyorum. Bu konuda verilecek karar, benzer durumda olan birçok başka vatandaş için de örnek teşkil edecektir.
Haklı gözükmenize rağmen, davayla mahkemeyle uğraşamam diyorsanız, borçlanma başvurunuzu iptal edip yatırmış olduğunuz 15 bin Euro karşılığındaki Türk parasını geri alabilirsiniz.
ARKADAŞIM 3 BİN 600 GÜN VE 56 YAŞ ŞARTINA MI TABİRefik Denizler – AlmanyaEmeklilikle ilgili sorusunu yönelttiğiniz arkadaşınızın, 1969 doğumlu ve Almanya’da sigortalı işe başlama tarihinin de Aralık 1987 olduğunu belirterek, kendisinin 3 bin 600 gün ve 56 yaş şartıyla emekli olabilir mi diye merak ediyorsunuz.
Arkadaşınız, tabi olduğu emeklilik kademesine göre 50 yaş ve 5 bin 375 gün şartına tabi. Ancak Alman vatandaşlığına geçtiği için borçlanabileceği yurtdışı süresi 3 bin 600 günü geçmediğini belirttiğiniz için, kendisinin 3 bin 600 günü borçlanmak suretiyle en erken 60 yaşını dolduracağı 2029 yılında emeklilik hakkını elde edebilir. Tabi bu şarttan birine göre emekli olabilmesi için arkadaşınızın Türkiye’de bizzat bulunduğu bir dönemde 4/A sigorta koluna tabi bir işyerinde kısa süreliğine de olsa çalışarak sigorta girişi yapması gerekiyor ki, borçlanacağı yurtdışı süreleri eski adıyla SSK’da dikkate alınabilsin. Sigorta girişi yapmadan borçlanma işlemini başlatırsa, o zaman arkadaşınızın süreleri 4/B sigorta kolunda değerlendirilir ki, çok daha ağır koşullara ve daha düşük aylık bağlama oranına göre emekli olur.