Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2015 17:25
Adı Daniel Barenboim. İsrailli. Dünyaca ünlü orkestra şefi ve piyanist.
15 yıl önce Filistin kökenli ABD’li Doğu bilimcisi Edward Said'le eşsiz bir fikir geliştiriyor: Dünyanın en sancılı bölgesi Ortadoğu'yu müzikle birleştirecek, Müslüman, Yahudi, Hıristiyan genç müzisyenlerden oluşan bir orkestra kurmak...
Yıl 1999. Biri İsrailli müzisyen, öteki Filistin kökenli edebiyat bilimcisi iki çılgın bu rüyayla yola çıktı. Üç şartları vardı... Yetenekli ve meraklı olmak. Ortadoğu'daki çatışmaların askeri değil, barışçıl yolla çözüleceğine inanmak. 200 bin müzisyen başvurdu. İsrail, Filistin, Mısır, Lübnan, Suriye, Ürdün, Tunus, İspanya gibi 17 ülkeden 14-25 yaş arası 110 müzisyen seçildi. Grup ilk kez ünlü Alman şairi Johann Wolfgang Goethe'nin doğum yeri ve Almanya'nın kültür şehri Weimar’da, hem de Goethe'nin 250’nci doğum gününde toplandı. Adını da Goethe'nin Doğu ve Batı şiir kültürünün sentezini oluşturduğu Doğu Batı Divanı'ndan aldı.
HEPSİ HAZIRLIKLIYDI
Bu Doğu Batı Divanı Orkestrası şimdi dünyanın en ünlü orkestralarından. 15’inci yılında altı haftalık dünya yaz turuna çıktı. Turu Berlin'de Waldbühne'de nok
taladı. Waldbühne, ormanların arasında, muhteşem ambiansı ile bir açık hava konser salonu. Konser öncesi başlayan yağmur sanki ilahi bir işaretle, konser başlar başlamaz durdu. 21 bin seyirci arasında kimler yoktu ki... Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble gibi siyasilerden, TV sunucularına, sanatçılara kadar Berlin'in en tanınmış simaları ordaydı. Hepsi yağmuru hesaba katarak, hazırlıklı gelmişti. Mendillerle yağmurdan ıslanmış taş bankları temizlediler. Ayine gelmiş gibi çıt çıkarmadan oturdular.
CEHALETE KARŞI
Güneş ağaçların arasından batarken, Doğu Batı Divanı Orkestrası, Beethoven'in Triple Konçertosu’yla açtı konseri. Kamuoyunun Barış Orkestrası dediği ama kurucusu ve şefi Barenboim'in “Cehalete Karşı Orkestra” demeyi tercih ettiği Doğu Batı Divanı Orkestrası, Ortadoğu'daki güncel ağır siyasi döneme rağmen tur boyunca tek fire vermemişti. Barenboim, “Tüm konserlere tam kadro çıktık” dedi. İsrailli kemancıyla Filistinli kemancı, Mısırlı obuacıyla, Suriyeli trompetçi ve Türk kemancı yan yana oturdu. Hepsi de farklı siyasi görüşe sahipti. Ama hepsi müzik yaparken tam konsantreydi. İşini en iyi, en inandırıcı şekilde icra etmek için yarıştı. Barenboim, çalgı aletlerini önce adeta tartıştırdı, kavga ettirdi, sonra yumuşak bir sarılışla birleştirdi.
Debussy’den Erkin’e
Berlin’e damgasını vuran ikinci konseri, Cem Mansur yönetimindeki Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası verdi. Bu sefer Berlin’in kalbinde en güzel konser salonlarından Konzerthaus’da Doğu’yla Batı bir araya geldi. Fransız besteci Debussy’nin Arap İspanyol halk müziği sentezi İberia parçasıyla Stravinski’nin Petruşka parçası, Ulvi Cemal Erkin’in halk müziğinden esinlendiği Köçekçe parçası Doğu’yla Batı’nın iç içe ve karşılıklı birbirini nasıl zenginleştirdiğini sergiledi.