Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) önünde toplanan sivil toplum kuruluşu temsilcileri adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere 3-4 gündür bir araya gelerek toplantılar düzenlediklerini söyledi.
Bu süre içerisinde bazı sivil toplum kuruluşlarının yaptığı açıklamaların tamamen onların düşüncesi olduğunu belirten Ensarioğlu, basında yer alan sivil toplum kuruluşlarının tehdit edildiğine dair haberlerin kesinlikle gerçek dışı olduğunu belirtti.
Ensarioğlu, “Kürt sorununun, Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne Türkiye'nin temel sorunu olduğunu” savunarak, demokrasi dışı yöntemlerin çözüm aracı olarak kullanılmasının, büyük acıların yanında ekonomik, siyasal ve sosyal krizlere de neden olduğunu ifade etti. Sağduyulu, vicdan sahibi ve akıl tutulması olmayan herkesin tarihsel ve toplumsal bu sorunun yasakçı, baskıcı, inkarcı ve operasyonel politikalarla çözülemeyeceğini, artık yüksek sesle ifade ettiğini bildiren Ensarioğlu, şöyle konuştu:
“Son bir yılda Kürt sorununun çözümü için tarihi fırsatlar yakalanmasına rağmen Ergenekoncu ve milliyetçi çevrelerin kışkırtması ile somut adımlar atılamamış ve bu süreç heba edilmiştir. Türkiye, toplumuna güven verici demokratik yasalar zaman geçirilmeden yaşama geçirilmemesi, Kürt sorununun tüm boyutlarıyla özgür ortamda tartışılması için düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmaması, seçme ve seçilme sisteminde düzenlemelerin yapılmaması, hazırlanan Anayasa taslağının Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırmaması, Habur ve Mahmur'dan gelenlerin, çocukların, siyasetçilerin, seçilmişlerin, emekçilerin ve insan hakları savunucularının tutuklanması şiddet ortamına ve silahların konuşmasına davetiye çıkarmıştır.
Tüm bu gelişmeler toplumda barışın geleceğine dair güven ortamını zedelemiştir. Her türlü operasyonlar durmalı, PKK eylemsizlik kararı almalıdır. Kürt sorununun çözüme kavuşması ve ülke insanlarımızın birlikte ve barış ortamında yaşamasını sağlamak için, çözümde etkin rol alacak bütün dinamikler sürece müdahil edilmelidir. Hükümeti, ana muhalefeti, TBMM'yi ve devletin tüm kurumlarını Kürt meselesinin demokratik çözümünün anayasal zeminini hazırlama sürecini başlatmak için eksiksiz bir irade koymaya, Kürt meselesinin çözümünde tüm tarafları ve dinamikleri yok sayan yaklaşımlardan vazgeçmeye davet ediyoruz. Bizler aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak atılacak olan bu adımların Türkiye'de barışa giden yolu açacağını, kardeşlik duygularını güçlendireceğini, güzel ve aydınlık yarınların yakınlaşacağını düşünüyor, herkesi gerekli duyarlılığa davet ediyoruz. Silahların sustuğu, siyasetin önünün açıldığı ortamın sağlanması için görev almaya hazır olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.”
Ensarioğlu, açıklamanın ardından gazetecilerin “tüm dinamiklerden kastının ne olduğu” yönündeki sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Tüm dinamiklerden kastımız şudur. Tüm dinamiklerde kastımız MHP'dir, BDP'dir de... Yani bu sorunun çözümünde etkin rol oynayacağına inandığımız reel olarak inandığımız ne varsa bunu dillendirmek istemiyoruz. Biz arkadaşlarımızla bu metin üzerinde çok tartıştık. Herkesin hassasiyetini ve herkesin fikrini alarak ortaklaşacağımız bir metin hazırlamaya çalıştık. Tabiki herkesin kendine ait fikirleri biraz daha farklı olabilir. Ama tüm toplumu ifade eden bir metni hazırlamak için de tartışmak gerekir. Bu metne imza atmayan bir veya iki sivil toplum kuruluşu var. Metinde değişiklik yapılmadı.
Burada toplumun vicdanını ve sesini ortaya koyan bir açıklamayı bana göre herkesin dikkate alması gerekiyor. Neticede kim neyi niçin yapıyorsa toplum için yapıyor. Toplumun da düşüncesi beklentileri budur. Biz taleplerimizi bu şekilde ifade ediyoruz, herkesin dikkate almasını bekliyoruz.”