DİTİB’den ‘Aile İçi İletişim ve Mutluluk’ semineri

Güncelleme Tarihi:

DİTİB’den ‘Aile İçi İletişim ve Mutluluk’ semineri
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2023 12:18

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Eğitim ve Kültür Birimi ile Moschee Forum iş birliğinde ‘Aile İçi İletişim ve Mutluluk’ konulu seminer verildi.

Haberin Devamı

ANKARA İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öznur Özdoğan, Köln’deki DİTİB Genel Merkezi’nde düzenlenen seminere konuşmacı katıldı. Etkinliğin açılışında kısa bir konuşma yapan DİTİB Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü Manevi Rehberlik Danışmanı Seat Uzeyiroski, öğrencisi olduğu Prof. Dr. Öznur Özdoğan’ın birikiminden ve tecrübelerinden bahsetti. Hz. Muhammed’in (sav) “Dünyanın en güçlü insanı, öfkesini yöneten insandır” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Özdoğan, öfkenin zorlu bir duygu olduğunu ve onu yatıştıran, terbiye eden insanın da içindeki gücü ortaya çıkarmış, gerçek anlamda potansiyelini yaşayan insan olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Özdoğan, psikoloji biliminin amacının mutluluk olduğunu, mutlu olmanın yolunun da kusurları örtmekten geçtiğini söyledi. Maneviyatın insanın Allah ile olan bağı ve ilahi kaynağı olduğuna dikkati çeken Özdoğan, şöyle konuştu: “İnsan, kendisiyle, yani özüyle iletişime geçtiğinde ilahi olanla da iletişime geçmiş olur. Çünkü özü, ilahi olanın niteliklerini taşımaktadır. Din psikolojisi biliminde ‘Kendini bilen, Rabbini bilir’ yaklaşımı, bu bakış açısıyla açıklanmaktadır. Öz niteliklerimizi, yani ilahi yanımızı ne kadar fark eder ve yaşarsak, o kadar Allah’ı tanırız, anlarız, biliriz. Biz özümüzle iletişime geçemediğimizde, gerçekte ilahi olanla da iletişime geçememiş oluruz. Psikolojik sorunları yaşadığımız süreçte, özümüzle olan iletişimin kopukluğu söz konusudur. Maneviyat, insan ruhunun kendine ve başkalarına mutluluk veren sevgi, şefkat, sabır, hoşgörü, affetme, uyum duygusu ve sorumluluk nitelikleriyle iletişim kurmasıdır.”

DİTİB’den ‘Aile İçi İletişim ve Mutluluk’ semineri
‘AFFEDİCİ OLMALIYIZ’
“Aile içi iletişimde ‘ben’ dili ile konuşmak, kişinin sadece kendinden konuşması veya kendini övmesi, öne sürmesi demek değildir. ‘Ben’ dili, kişinin o anda, karşılaştığı durum veya davranış karşısında, kişisel tepkisini duygu ve düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır, yani duygu ve düşüncelerimizi içtenlikle ifade eden sözcüklerdir. ‘Ben’ mesajı, duygularımızı, düşüncelerimizi açıkladığı gibi ‘sen’ mesajının içerdiği saldırıyı da kaldırdığından tartışmanın daha vahim boyutlar almasına engel olur, kullanan kişiyi rahatlatır, kızgınlık ve öfke gibi birikimleri önler. Mutlu olmak için affedip, hayata olumlu bakmaya niyet etmeliyiz. Tıpkı oruçlu olduğumuzda ikram edileni çevirdiğimiz gibi kötü bir şeyle karşılaştığımızda da ‘Ben niyetliyim’ diyerek bunları geri çevirmeliyiz. İslam dininde tövbeleri kabul etme yetkisi sadece Allah’a aittir. Kimse bu yetkiye aracı veya ortak olamaz. Affetme için de benzer bir durum söz konusu olabilir. Mevlana bu gerçeği ‘Sen çekilirsen aradan tecelli eder Yaradan’ sözleriyle ifade etmiştir. İnsandaki kin ve nefret vücutta tümörleşir, bunlara müsaade etmemeliyiz.” Ankara İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Öznur Özdoğan, konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını yanıtladı.

BAKMADAN GEÇME!