Güncelleme Tarihi:
TÜRKMEN şöyle devam etti: “Mübarek üç ayların ortasına ulaştığımız şu günlerde, geçen her gün bizi Ramazan’a bir adım daha yaklaştırıyor. Ruha ağır gelen her türlü sıkıntıdan, insanı inciten her türlü hatadan, yaratılış amacımıza ve Rabbimizin rızasına yakışmayan her türlü kötülükten berat etmek için eşsiz bir fırsat daha yakalayacağız inşallah. Cenâb-ı Hakk’ın bize lütfettiği bu bereket ayları, geçmişin muhasebesini ve geleceğin planlamasını yapacağımız tefekkür vakitleridir. Nefsimizin arzularına göre değil, Rabbimizin rızası doğrultusunda yaşamaya azmedeceğimiz karar vakitleridir. Hata ve günâhlarımızdan tevbe edip, Rabbimizin af ve mağfiretine sığınacağımız dua ve niyaz vakitleridir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bize şu tavsiyede bulunmaktadır: “Şâban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya rahmet nazarı ile bakar ve fecir oluncaya kadar şöyle buyurur: ‘Benden af dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Sıkıntıya uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim!” Bu bağışlanma mevsiminde bize düşen derin tefekkürdür, gönülden niyazdır, dönüşü olmayan tevbedir. Öyleyse, geliniz, bu Kandil’de hep birlikte tevbe edelim: Zaman zaman, hırs, tamah ve bencilliğe kapılarak dünyayı ahirete tercih eder hale geldiğimiz için; en yakınlarımızdan bile sevgi ve merhameti esirgediğimiz, eşimizi ve çocuklarımızı ihmal ettiğimiz, akrabalarımızı, yetimleri, kimsesizleri, yardıma muhtaçları unuttuğumuz günler için; Rabbimizin bize emanet ettiği dünya evini harap ettiğimiz için; kendimiz için, din kardeşlerimiz için; İslam coğrafyasında ikilik ve kavgaların sona ermesi için; acılar içerisinde kıvranan âlem-i İslam‘ın sulh ve selameti için.”