Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'daki en büyük dini teşkilat olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile ilgili dün başladığımız yazı dizisine bugün de devam ediyoruz. DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, başında bulunduğu teşkilatla ilgili Hürriyet Avrupa Yayın Koordinatörü Halit Çelikbudak'ın sorularını yanıtladı.
DİTİB'in gelir kaynakları neler?
Büyük çoğunluğu bağışlardır. Vatandaşlarımız, cemaatimiz bağışlıyor. Türkiye'den gelen din görevlilerinin maaşlarını devletimiz ödüyor. Bunun dışında Türkiye'nin bize başka maddi desteği yok. Devletin zaten DİTİB'e para verecek durumu da yok. Sadece yurtdışında değil, yurt içinde de devlet sadece Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin maaşını ödüyor. Onun dışında cami ve diğer hizmetler için devlet bütçesinde böyle bir tahsisat yok.
* * *
DİTİB genel merkezinin bütçesi nedir?
Yıllık bağışlar beş milyon Euro civarında sanırım. Cami inşaatı nedeniyle bu yıl fazla bir bağış var. Ayrıca gayri menkul kira gelirleri var. Bu gelirlerden personel ücretlerini ödüyoruz. DİTİB'e bağlı Sosyal Dayanışma Merkezi Derneğine ait ZSU GmbH şirketi cenaze fonu, kitap ve hediyelik eşya, seyahat ve sigorta acenteliği işleri yapıyor.
* * *
Yeni yapılacak cami kaça mal olacak?
Cami 25 milyona mal olacak. 3 milyon 300 bin Euro şu ana kadar toplandı. Geri kalanı da vatandaşlardan toplayacağız. Derneklerden alacağız. En kötü ihtimalle kredi alacağız. Bayramda cemaate bu inşaatın durmaması gerektiğini söyledim. Durursa kötü olur. Bir hedef koyduk, iki yılda bitecek. Bu parayı iki yılda toplayacağız, başka çaresi yok. Büyük bir kampanya başlattık, sağ olsun vatandaşlarımız da karşılık veriyorlar. Bayramdan önce bir vatandaşımız geldi ve beş bin Euro bağışladı. Dormagen'de cemaat para toplamış. Hanımlar kolu beş bin Euro bağışladı. Bir vatandaşımız geldi bin Euro verdi. Cami inşaatı yükseldikçe, gözle görülür oldukça, bu bağışların artacağını düşünüyorum. Bağışlar makbuzla alınıyor. Harcamalar da yönetim kurulu kararı ile yapılır. Karar muhasebeye bildirilir. Alman mali müşavir ve maliye denetiminde yapılır. Ayrıca maliye sık sık bizi denetler. Bugüne kadar çok şükür hiçbir sorun yaşamadık.
* * *
Kadın yönetici neden az? Sadece Ayten Kılıçarsalan geçen dönem yönetimde yer aldı, ama şimdi o da yok. DİTİB kadına neden önem vermiyor?
Ben bu konuya çok büyük önem veriyorum. Derneklerimizde bu konuyu çok işledik. Şu anda bir çok derneğimizde yönetimde hanımlar var. Eskiden dernekler direkt bize bağlıydı. Şimdi eyalet kuruluşlarını oluşturduk. Şimdi her eyalette, DİTİB Eyalet Birliklerimiz var. O eyaletlerden de delegeler seçiliyor. Yeni DİTİB yönetiminin de bu eyalet birliklerinden seçilen temsilcilerden oluşmasını istedim. Böylece tabandan gelen temsilciler doğrudan yönetime gireceklerdi. Dernekler eyalet başkanını seçecek, eyalet başkanları da gelip DİTİB'in yönetimine girecek. Nitekim öyle de oldu. Şu anda ağırlıkla DİTİB Eyalet Birliği Başkanları DİTİB Yönetim Kuruluna girdiler. Bir iki istisnası var. Ancak ne yazık ki eyalet başkanlarından hiç hanım yok. Bu eksikliğimizi gidermeye çalışacağız. Ama yakın gelecekte mutlaka kadınlar da olacak. Dediğim gibi, bir çok derneğimizde hanım yöneticilerimiz var. Teşvik de ediyoruz.
* * *
Yakın gelecekte vaazlar Almanca olur mu?
Almanca hutbeye başladık bile. Hutbede Cuma günleri en sonda din görevlileri Almanca özetini okuyor. Bu 50'ye yakın camimizde var. Cemaati karma olan yerlerde öncelikle başlıyoruz. Cemaat sadece Türk ise acil değil. Ancak vaazlar sadece Almanca olmaz. İki dilli, Türkçe ve Almanca olarak verilir. Gençlerimizin kendi kimliklerinden uzaklaşmamaları için Türkçe önemli. Burada da doğsalar, Türkçeyi az da konuşsalar çocuklarımızın kendi dillerini iyi bilmeleri gerekir. İşte bu yüzden sadece Almanca vaaz olmaz.
* * *
DİTİB din dersi vermeye hazır mı?
Din dersi temel haklarımızdandır. Alman Anayasası da bunu kabul ediyor. Anayasa din eğitimi hakkını dini cemaatlere veriyor. DİTİB şu anda dini cemaat statüsü almış değil. Bunu aşmaya uğraşıyoruz. Bunun için eyalet yapılanmamız yoktu. Onları kurduk. Sonuçta burası eyaletlerle yönetilen bir devlettir. Eyalet teşkilatlarımız öncelikle dini cemaat olmak için müracaat edecekler. DİTİB Landesverband adıyla kurulacak. Onlar bizim bölge temsilciliğimiz olacak. Din dersleri eyaletler bazında ele alınıyor. DİTİB de din dersi meselesini eyaletlerle çözmeye çalışıyor. Eyalet tüzüklerini, uzman ve diğer bilirkişilerden müteşekkil bir kurul hazırladı. Şu anda dini cemaat statüsü kabul görmüş bir eyalet yok. Ama yakın gelecekte önemli mesafe alacağımızı düşünüyorum.
Din dersinin Türkçe olması konusundaki ısrarınızı sürdürüyor musunuz?
Din dersi konusunda Türkçe'de artık ısrarcı değiliz. Çünkü vakit kaybettik. 20 yıl onun tartışmasını yaşadık. Din dersiyle Türkçe'yi karıştırmamak lazım. Çocuklarımızın Türkçe'yi elbette öğrenmesi lazım. Ama onu din dersinden ayrı olarak düşünmek gerekir. Din derslerini kimin vereceğini de dini cemaatler belirleyecek. Az önce ifade ettiğim gibi öğretmen yetiştirilmesine başlandı.
Bu yönde üç çalışmamız oldu:
1-) Dini cemaat olabilmek için eyalet teşkilatlarımızı kurduk.
2-) Müfredat çalışmasını yaptık. Türkiye ve Almanya'dan bağımsız bilim adamlarına müfredat hazırlattık.
3-) Değişik sebeplerle Almanya'ya gelip yerleşen 300 kadar ilahiyat mezunu var. Onlar öğretmenlik yapabilir. Frankfurt'ta Goethe Üniversitesi bünyesinde açılan İlahiyat Fakültesinde de öğrenciler var. Türkiye'ye de Uluslararası İlahiyat Programı çerçevesinde öğrenci gönderiyoruz. Birkaç yıl içinde buralardan mezunlar çıkacak.
* * *
Din dersi verilmesine ne zaman başlanır?
Din dersinin ne zaman başlayacağı, muhatabımızın samimiyetine bağlı. Artık başka bahane kalmadı. Artık dini cemaat statümüzü vermeleri lazım. Bunu verirlerse 2010 yılında başlarız. Dini cemaat statüsünü hükümet veriyor. Hükümetten bu konuda ciddi destek bekliyoruz.
YARIN:
DİTİB'in Alevilere ve diğer cemaatlere yaklaşımı nasıl?