Güncelleme Tarihi:
“BİZ bugüne kadar federal cumhurbaşkanından başbakana, içişleri bakanından aile ve uyum bakanına kadar hepsiyle oturup görüşüyoruz. Bugüne kadar federal uyum zirvesine Almanya’daki Türkiye kökenli, hatta tüm Müslümanların tek temsilcisi olarak hep DİTİB katıldı. Mültecilerle ilgilenmek için elimizdeki tüm gücümüzü seferber ediyoruz. ‘Uyuma destek verelim’ deniliyor, katkı sağlıyoruz. ‘İslam Konferansı’na katılın’ diyorlar katılıyor, katkımızı sunuyoruz. Şimdi bir gecede Türkiye siyasetinin uzantısı olduğumuz suçlamasıyla karşı karşıyayız. Ben bunu açıklayamıyorum. Bizim tutumumuzda bir değişiklik yok. Bize itham kesinlikle yersiz. Biz DİTİB olarak bunu hak etmedik. Alman İslam Konferansı’na verdiğimiz destek, uyuma verdiğimiz destek, dinler ve kültürlerarası ilişkilere verdiğimiz desteğe bakınca, biz Almanya’daki iç barışa ne kadar çok katkıda bulunduğumuzu görüyoruz. Ne kadar çok emek verdik. Müslümanların Almanya’daki en büyük sözcüsü olan biz, ‘DİTİB’i dini cemaat olarak tanıyalım mı tanımayalım mı’ tartışmasının bugüne kadar sürmesi bizi çok üzüyor.”
DEMOKRASİDEN YANAYIZ
“Biz demokrasiden yanayız. Biz burada da insanlara ‘Seçimlerde gidin oyunuzu kullanın’ tavsiyesinde bulunuyoruz. Ama ‘Gidin şu partiye oy verin’ demiyoruz. Bir kanlı darbe girişimine karşı çıkmak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek olarak yorumlanmamalı. Bu yorum son derece sakıncalı. Biz darbeye karşı çıktık. Bazı camilerde insanların şahsi girişimlerde bulunmuş olması, DİTİB merkezini asla bağlamaz. Hagen’de camideki levhaya anında müdahale ettik ve iki saat içinde kaldırttık.1984’te DİTİB tüzüğünün başına, ‘DİTİB Alman anayasasına saygılıdır’ diye yazdı. DİTİB bu suçlamaları hak etmiyor.”
SANKİ SEÇİM KAMPANYASI
“Şu andaki duruma bakınca, sanki 2017 yılı seçim kampanyaları başlatılmış. AfD’nin önünü kesmek için çifte vatandaşlık konusunu bile yeniden tartışmaya açılıyor. Almanya politikası, ırkçılara, İslam düşmanlarına karşı bu kadar mı çaresiz?”
ÖVGÜYÜ HAK EDİYOR
“Bizim kuruluş amacımız belli. 1980’li yıllarda Almanya, Türkiye Cumhuriyeti’nden ‘Buraya imamlar gönderin’ diye rica etmiş. Müslümanlar dinlerini doğru düzgün öğrensin, bir statüye kavuşsun diye 1984’te DİTİB kurulmuş. DİTİB bağımsız bir kuruluş. Camilerimiz üye aidatları ve teberrularla ayakta. Türkiye’den veya Alman devletinden camilerimize herhangi bir maddi destek yok. Sadece iki devlet arasında yapılan anlaşma gereği, imam hatiplerimiz geliyor. Bu imam hatiplerimizin maaşını Diyanet İşleri Başkanlığımız ödüyor. Diyanet’in Almanya’da birlikte yaşamaya sunduğu katkı tenkit değil, teşekkür hak ediyor.”