Güncelleme Tarihi:
Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı Merih Baykara, Sıhhiye'deki Sağlık Bakanlığı önünde toplanan diş hekimleri adına yaptığı açıklamada, sekiz ana dalda uzmanlığa yer veren “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik Yapılmasına Dair 6225 Sayılı Kanun”un 26 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini söyledi.
Diş hekimliğinde uzmanlık alanlarının hak, yetki sınırları net biçimde ortaya konmadan ve bu duruma ilişkin tanı-tedavi protokolleri tanımlanmadan ve kanunlaşmadan, sekiz ayrı alanda uzmanlık belirlenmesinin karışıklığa yol açacağını anlatan Baykara, bu karışıklığın getireceği çatışmacı ve çalışma barışına olumsuz etki edebilecek bir ortamın oluşmasına da sebep olacağını düşündüklerini dile getirdi. Baykara, şöyle konuştu:
“Ayrıca, uzmanlıkların insan gücü planlaması, hizmet sunumuna etkisi, toplumun gereksinimi ve fayda-maliyet gibi bilimsel ölçütler kullanılarak belirlenmesi gerektiğine inanmaktayız.
Elbette ki doktora yapan meslektaşlarımızın bilgi birikimi ve emeklerine saygı duyuyoruz. Hak ettikleri özlük haklarını elde etmelerine de karşı değiliz. Ancak çalışma alanları konusunda, kanunla 'diş hekimi' unvanını elde etmiş bir meslektaşımızın alanının daraltılması düşünülemez.
Mezuniyet öncesi öğretilmiş olan her şey bir diş hekiminin uygulama yetkisindedir. Uzmanlık eğitimi ise bu öğretimin üzerine verilen, farklılaşılabilen bir eğitim olmalıdır. Uygulama alanları da bu farklılıkları içermelidir. Sağlık Bakanlığına bağlı ağız diş sağlığı merkezlerinde aynı işler diş hekimleri ve uzmanlar tarafından uygulandığında performans sistemindeki katsayı farklarının eşitlik ilkesine aykırılığı ortadadır.”
TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİNDEN AÇIKLAMA
Öte yandan Türk Dişhekimleri Birliğinden yapılan yazılı açıklamada da sekiz ana dalda uzmanlığın, diş hekimliğinde belirsizlikleri ve sorunları beraberinde getirdiği savunuldu.
Açıklamada, uzmanlık eğitiminin, diş hekimlerinin lisans eğitimleri sonucunda yapamadıkları işlerin nasıl yapılacağını öğretmesi gerektiği ifade edilerek, bu nedenle de öncelikle diş hekimliği lisans eğitimi ile diş hekimlerinin yapamadığı işlemlerin neler olduğunun ortaya konulması gerektiği kaydedildi.
Bütün bunlar yapılmadan uygulanmaya çalışılan düzenlemelerin diş hekimleri arasındaki çalışma barışını etkileyeceği ve karışıklığa yol açacağı öne sürülen açıklamada, uzmanlaşmanın hizmet ve işlem kalitesini arttıracağı iddia edilse de, uzmanlık eğitimin hizmet kalitesini arttırmak için değil beş yıllık lisans eğitiminde verilemeyen alanlardaki ihtiyacı karşılamak üzere planlanması gerektiği görüşüne yer verildi.
Açıklamada, diş hekimlerinin yaptığı işler sorgulanma noktasına geliyorsa, beş yıllık eğitim sonucunda edinilen mesleğin ne olduğunun tanımlamasının yapılması gerektiği ifade edildi.
Sağlıktaki dönüşümün iyiye doğru olmadığı, bu alandaki çalışmaların “performansa uygulamalarıyla” emeğin değersizleştirilmesi yönünde ilerlediği iddia edilen açıklamada, sekiz ana bilim dalındaki uzmanlık ile diş hekimlerinin birbiriyle etik olmayan bir yarışın içine çekilmeye çalışıldığı öne sürüldü.
Açıklamada, uzmanlık yasasıyla aynı işi yapan hekimler arasında ortaya konulan ayrımcılığın bir an önce ortadan kaldırılması istendi.